Google Play Store
App Store

Cinayet hükümlüsü erkeğin 4 yaşındaki kızını açık görüşte darp etmesi infial yarattı. Avukatlar tepkili.

Devlet çatısı altında bile erkek şiddeti
Fotoğraf: Serra Akcan / csgorselarsiv.org
Sarya Toprak
Sarya Toprak
saryatoprak@birgun.net

Ülkede erkek şiddeti her gün artarken iktidar seyrediyor. Bolu T Tipi Kapalı İnfaz Kurumu’nda geçen hafta yaşanan olay kadınların ve çocukların hiçbir alanda güvende olmadığını bir kez daha gösterdi.

Cinayet hükümlüsü Hakan K. boşanma aşamasında olduğu kadın ve 4 yaşındaki kızı tarafından ziyaret edildi. Görüş sırasında kadın boşanmak istediğini yineleyince Hakan K., kız çocuğunu görevli memurların önünde darp etti. Defalarca duvara çarpıldığı ifade edilen çocuk, hastaneye kaldırıldı. Ameliyat olan ve yoğun bakım ünitesine alınan çocuğun durumunun iyiye gittiği öğrenildi. Hakan K.’nin ‘Kızımı çok özledim’ diyerek kadını ve kızını görüşe çağırdığı ortaya çıktı. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, Hakan K.’nin çocuğuna fiziksel şiddet içeren bir davranışta bulunduğu, olaya, açık görüş alanında görevli infaz ve koruma memurlarının müdahale ettiği öne sürüldü. Erzurum’da da Salih Aybas, 2 yıl önce bıçaklayarak yaraladığı Nermin Tirit’i cezaevinden izinli çıktığı sırada katletti.

Saldırıların bir diğer adresi de Bursa oldu. Salican Mehmet, birlikte olduğu Arzu Khalılova’yı katletti.

Mehmet’in ‘kasten yaralama’, ‘kullanmak için uyuşturucu bulundurma’, ‘Ateşli silahlar kanununa muhalefet’ suçlarından 8 suç kaydı olduğu ortaya çıkarken katlettiği Khalılova’ya yönelik eylemi nedeniyle hakkında ‘reşit olmayanla cinsel ilişki’ suçundan işlem yapıldığı belirlendi. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nden Avukat Bilge Çarpıcı, “4 yaşındaki çocuğu öldüresiye dövmek sadece cinnet ile açıklamak, meseleyi basitleştirir” dedi.

Faillere verilen cezaların caydırıcı olmadığına işaret eden Çarpıcı şunları söyledi: “Ceza politikalarının veya uygulanabilirliği gözden geçirilmeli. Ceza hukukunda genel prensip rehabilite etmektir, fakat görüyoruz ki cezaevinde adli suçlularda ıslah olmaktan çok, bilenme duyguları açığa çıkıyor. Burada dikkat çekilmesi gereken bir diğer konu suç işleyenlerin cezaevinden çıktıktan sonra nasıl bir insana dönüştüğü. 'Esirken' bile bir çocuğa dahi canice hisle saldıran bir insan 'özgür' olduğuna neler yapmaz? O zaman buradan şöyle bir sonuç çıkıyor: Cezaevleri, suçluları halktan sadece zamansal olarak soyutluyor fakat çözüm olmuyor…”