Otizmli Mehmet Eres’in bakım evinde gördüğü işkence sonucu yaşamını yitirmesinin ardından yeni bir tartışma başladı. Otizmliler özel sektöre mahkûm edilirken Av. Erken, “Devlet sorunu görmüyor” dedi.

Devlet soruna çare bulmuyor
Mehmet Eres. (Fotoğraf: İHA)

Dilan ESEN

İstanbul Büyükçekmece'deki Ailem Bakım Merkezi’nde kalan 20 yaşındaki otizmli Mehmet Eres’in ölümündeki şiddet iddiaları, devletin ihmaline yönelik tartışmaları da beraberinde getirdi. Devlete bağlı bakım merkezlerinin sayısı çok az, otizmli bireylere bakım yapan merkezlerin çoğu özel. Kamu hizmeti olarak verilmesi gereken merkezler, özele bağlıyken sık sık şiddet vakaları yaşanıyor.

İstanbul Otizm Gönüllüleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Av. Sedef Erken, otizmlilerin bakımı konusunda devletin bir politikası olmadığını vurgularken bunun aslında kamu hizmeti olması gerektiğinin de altını çizdi. Bakımın özel sektöre devredildiğini söyleyen Erken, “Devletin işlettiği az sayıdaki bakımevlerinde de aynı şiddet vakaları yaşanıyor. Geçmişte de böyle vakalar oldu, davaları sürüyor. Bunların hiçbirine çözüm bulunabilmiş değil. Çünkü bir sosyal politika üretilebilmiş değil. Hem mali hem insani bir yatırım hem de bunun gerçek bir mesele ve büyük boyutlu olduğunu itiraf etmek gerekiyor” dedi.

SORUN OLDUĞUNU GÖRMÜYORLAR

AKP’nin ise tüm bunları inkâr ettiğine dikkat çeken Erken, şunları dile getirdi: “Her şeyin yolunda olduğunu söylüyorlar. Burada gerçek bir sorun olduğunu ortaya koymak lazım. Dünyanın pek çok yerinde uzman bakım ve kriz merkezlerinin nasıl işletildiğinin örnekleri var. Biz bunları rapor haline getirip sunduk ama bir adım atılmadı. Konuların ‘Cumhurbaşkanı yaparsa’da kalması bunun sebebi. Meselenin bir politik boyutu da var.”

Erken yurtdışındaki sistemlerin de içerdiği basit yöntemleri ise şöyle sıraladı:

•Eğitim verilmeli.
•Rehabilitasyon çalışmaları yapılmalı.
•Spor desteği sağlanmalı.
•Çeşitli terapiler yapılmalı.

ÖTENAZİ İSTEYEN AİLELER BİLE VAR

Bu hizmetler bir araya getirilerek yapıldığında sonucun garanti olduğunu aktaran Erken, şu ifadeleri kullandı: “Kaç birey olduğu, durumları, sosyoekonomik durumlarını analiz etmek ve bunun üzerinden çözüm üretilmesi gerekiyor. Bazen çok sayıda basit şeyi bir araya getirerek onları çalıştırmak için gerçekten uzman olmak gerekir. AKP’nin böyle bir uzmanlığı yok. Hem de böyle bir uzman yetiştirmiyorlar. ‘Biz özele verdik orada bir sürü boş yer var. Oraya yerleşirler sokakta kalmazlar’ diyorlar. Mesele sokakta kalmak değil ki. Aileler ötenazi istiyor şu anda. Olay bu boyutta. ‘Böyle olacağına ben çocuğumla ölmek istiyorum’ diyorlar. Meselenin sosyal patlamaya dönüşeceğini söyledik. Hep bir sonraki seçime kaldı.”

Erken, ailelerin haklarına sahip çıkması gerektiğinin altını çizerek “Bunun bir bakanlığın, iktidarın eline kalmaması lazım” diyerek sözlerini sonlandırdı.

ÖLÜM EVLERİNE DÖNÜŞTÜ

Öte yandan konuya ilişkin İstanbul Otizm Gönüllüleri Derneği ile Özel Çocuklar Eğitim ve Dayanışma Derneği ayrı ayrı açıklama yaptı. İstanbul Otizm Gönüllüleri Derneği’nin açıklamasında, “Eğitimleri çok uzun zamandır ihmal edilen otizmli bireyler için bu tablo artık neredeyse kaçınılmaz son haline gelmiştir. Bakımevleri aslında otistik bireylere yaşarken ölü gibi davranılan insan depoları halinde olduğu ve bazı otistik bireyler içinse ‘ölümevleri’ haline geldiği artık defalarca da basına yansımış olaylarla aşikârdır! Artık bu bakımevi modelinin ömrü çoktan dolmuştur” denildi.

Özel Çocuklar Eğitim ve Dayanışma Derneği açıklamasında ise şu ifadeler kullanıldı: “ilgili adli ve idari makamların en kısa sürede, bakımevlerinde denetim mekanizmasını gözden geçirmesini, bakımevi merkezlerinde çalışan personelin kapasitelerinin güçlendirilmesini, otizmlilere nitelikli hizmet verilebilmesi için gerekli adımların atılmasını ve çocuklarımızın erken yaşta yoğun ve nitelikli özel eğitim ile bağımsız bireyler olmaları için desteklenmelerini talep ediyoruz.”

Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekilleri konuyu Meclis gündemine taşıdı. Milletvekilleri Erkan Baş, Barış Atay, Ahmet Şık ve Sera Kadıgil, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından yanıtlandırılması talebiyle ayrı ayrı soru önergeleri hazırladı. Önergelerde, şu sorulara yer verildi: “Eres’in şüpheli şekilde hayatını kaybettiği engelli bakımevi açıldığı tarihten bu yana kaç kez Bakanlığınız tarafından teftiş edilmiştir? Bakımevi hakkında daha önce şikâyet var mıdır? Eres’e şiddet uyguladığı kamera görüntüleri de ortada olan bakımevi personeli görevine devam etmekte midir? Son 5 yıl içerisinde bakımevlerinde şüpheli şekilde hayatını kaybeden kaç engelli vardır?”

***

ŞİDDET GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTI

Mehmet Eres, 24 Temmuz 2022’de bakımevinde yaşamını yitirdi. Kurum tarafından ‘doğal ölüm’ tutanağı tutulan Eres’in ailesine gelen bir telefon, ölümündeki şüpheyi artırdı. Kurumun eski bir personeli, ‘vicdan azabı çektiğini ve öldürülmeye dair duyumlar aldığını’ söyledi. Ailenin ısrarcı talebi sonrasında bakım merkezinin müdürü, Eres ailesini kuruma görüntüleri izletmek için davet etti. Önceki gün ajanslara düşen görüntülerin ardından savcılık soruşturma başlattı. Şiddet sonucu yaşamını yitiren 20 yaşındaki Mehmet Eres’in halası Emel Şen, 1 milyon TL’lik tazminat davası açtı.