Suudi Arabistan’la İsveç arasında 2007’den beri büyük bir gizlilik içinde sürdürülen bir proje, gün yüzüne çıktı ve olay, İsveç Meclisi’ni birbirine kattı. Şu sıralar, parlamento çatısını paylaştıkları diğer partiler tarafından, Başbakan Reinfeldt, “Sorumlu, sorumsuz”; Milli Savunma Bakanı Sten Tolgfors “yalancı” olmakla itham ediliyor. Devlet radyosu tarafından hazırlanıp yayımlanan Ekot adlı bir haber programında, belgelerle ortaya atılan iddiaları, hafta başında, inkâra kalkan Savunma Bakanı’nın koltuğu sallanıyor.

Uluslar arası arenada, İsveç’in Suudi Arabistan’a, uzun yıllardır kayıtlı kuyutlu olarak silah sattığı biliniyor. Her yıl, Nobel Barış ödülü dağıtan, insan hakları ve demokrasi savunuculuğu konusunda mangalda kül bırakmayan İsveç’in en büyük ikiyüzlülüğü, dünya üzerinde yürüttüğü silah ticareti. İsveç, silah satışından yılda, 13,6 milyar kron kazanıyor. Nüfusuna oranla bu kanlı tedarikçilikte İsveç, dünyada birinci sıraya yerleşti.

Suudilerle ilişkilerde bu sefer söz konusu olan, silah yapıp satmak değil. İsveç, Araplara, balık tutmayı öğretmeye karar vermiş. Ticaretin şekli değişmiş. Satış, yapılan silahlar üzerinden değil, silah yapımının nasıl yapıldığı üzerinden gerçekleşmiş. İlk adım da 35 binadan oluşan, milyar dolarlık bir silah fabrikası kompleksinin yapım organizasyonuna yardımcı olmak olmuş. İsveçli uzmanlar, projesi hazır olan fabrikanın inşası düşünülen arazisi için, Suudi Arabistan’a gidip bizzat yerinde etüt çalışmalarını tamamlamışlar bile.

Savunma Bakanı’nı, iki ülke arasındaki bu ticareti inkâra zorlayan şey ise iktidardaki sağcı hükümetin bu projeyi gerçekleştirebilmek için bir İsveç devlet kurumunun sınırlarını zorlamış olması. Simoom adı verilen proje, İsveç Toplu Savunma Araştırma-Geliştirme Kurumu tarafından yönetilmiş. Ama proje o kadar gizli tutulmuş ki devlet kurumunu yönetmek ve denetlemekle sorumlu Kurum Başkanı Jan Olov Lind’in konudan haberi yok. Diğer taraftan 2008’de Başbakan Reinfeldt’in başkanlık ettiği bir toplantıda, bizzat başbakan tarafından Simoon projesinde işlerin ilerlemesi için izin çıkmış.

Kâğıt üzerinde bir şirket kurulmuş, kurulan bu şirketin adresi olarak İsveç Toplu Savunma Araştırma-Geliştirme Kurumu’nun bulunduğu binanın caddesi, sokağı gösterilmiş ve bu şirket üzerinden Suudilerle iş birliği başlatılmış. İsveç’te silah ticareti yapabilmek için devlettin vermesi gerektiği ihracat izni, “Nasıl silah yapılır?” bilgisinin satışı için de kitabına uygun olarak ayarlanmış.

Sağcı hükümet, devleti, devletten habersiz iş yapmaya zorlamış. Bu kadar şey ortaya çıkmasına rağmen Simoom Projesi’yle şimdiye kadar hükümetin ülkeye soktuğu paraların miktarı ve nerelerde kullanıldığı bilinmiyor. Parlamento’daki Sol Parti’den “Birçok bakanın reçel kavanozuna parmak attığı görülüyor. Bu işte kimin ne yaptığı netleşmeli” çağrısı geldi.
 
Konu silah endüstrisi olunca İsveç kamuoyunda da kafalar oldukça karışık. Halkın yüzde 78’i Suudi Arabistan gibi diktatörlerin yönettiği ülkelere silah satışına karşı çıkıyor. Ama yine aynı İsveçlilerin yüzde 42’si, ülkenin silah satışından para kazanmasını onaylıyor. Bir azınlık koalisyon hükümetiyle yönetilen İsveç’te iktidarda oturanlar aldıkları oy oranından bile daha yüksek, yüzde 42’lik bu destekten güç alıyorlar. Demek Başbakan Reinfeldt, yüzde eliyle tek başına iktidar olsa eline silah bile almadan diktatörlükte, yakından bildiğimiz örneklerini aratmayacak.