Devrim bir sihir miydi?

Devrim DAĞDEVİREN

Çocukluğumda çevremde olan bitene her kız çocuğu gibi çocuk gözüyle bakıyordum ve her şey olağan geliyordu. Çünkü birlikte yaşadığım ve çevremdeki bütün kadınlar yaşananları olağan kabul edip tepki vermiyordu. Sonra okuyup sorgulayarak öğrendikçe yaşadıklarımızın çok da olağan şeyler olmadığını fark ettim.

Bu ayrıma sebep olan neydi?
Kadın olmak suç muydu?
Oysa biz insandık tıpkı erkekler gibi...

Toplumsal ilişkiler, iş bölümü bile cinsiyete göre yapılıyordu. Önce bunun günübirlik hayatın akışı içerisinde kendiliğinden gelişen bir yaşam olduğunu düşünüyorsun. Ama asıl gerçek itiraz ettiğinde sana kendini gösteriyor. Karşında babanı, erkek kardeşini, erkek arkadaşını, eşini ve devleti görüyorsun. O zaman anlıyorsun evet, bu dayatılan ve yaşaman için kabul ettirilmeye çalışılan hayatın ataerkil sistemden kaynaklandığını.

Evet, bu sistem sorunuydu ve değişmeliydi. Yani bu bir ‘devrim’ sorunuydu ve ancak ‘devrim’ olursa çözülürdü.
Peki devrimi kimler yapacaktı?

Devrimi elbette bu sistemden memnun olmayan ve sömürülen, ezilen kesim yapacaktı. Ama bir şey unutuluyor. Oda bu sistemde yaşayan ve öyle veya böyle sistemin hastalıklarını kapan insanlar devrimden sonra arınabilecekler miydi?
Devrim bir sihir miydi?

Bütün mesele bu bence… Devrim sadece toplumsal bir alt üst oluşla yapılamazdı.
Devrim nicel birikimlerin toplamıdır. Onun için ben bu meseleyi ‘kadın sorunu’ olarak hiç görmedim bu mesele ‘erkek sorunudur’.

Erkeklerin zihniyet devrimine ihtiyacı var. Kadınların ise bilinçlenmeye...
Tüm yaşadıklarım bana bunu öğretti.


*Bu yazı kadinhikayeleri@birgun.net üzerinden bize ulaştırılmıştır. Siz de sesinizi çoğaltmak için bu yolla bize ulaşabilirsiniz.