Eski zamanların muhtarları pek iftihar edilen makam sahipleri olarak bilinmezlerdi. Sivil olmalarına rağmen devletin resmi temsilcisi sıfatıyla köylüler üzerinde baskı unsuru olarak görülürlerdi.

Yeşilçam sinemasında filmin “esas çocuğu” zalim muhtara karşı mücadele ederdi. Bu filmlerde muhtarlar cinayet, ırza tasallut, gasp, hırsızlık gibi ne kadar kötülük varsa hepsini yaparlar, köylülerin canına okurlardı.

Muhtarın ailesi de haliyle “ayrıcalıklı” bir mevkide bulunurdu.

Bunu da en çok, atasözü haline gelmiş bir eleştiride görürdük. Toplumsal yaşamda -hak etmeden- avantajlı bir yere geçmek isteyen uyanıklara şöyle seslenilirdi:

-Ulan senin baban muhtar mı?

Kısacası “devlet muhtarları” insanlığın kara kaplı dönemlerine damga vurmuş küçük, sınırlı, etkili birer zulüm makineleriydi.

Ama bir dönem geldi ki, muhtarlar da eski kimliklerinden sıyrılıp halkın yanında yer aldılar.

Ne zaman ve nerede?

Türkiye’nin umutlu yıllarında, gelecek güzel günlerin çok yakında olduğuna inanılan dönemlerinden birinde böyle “güzel muhtarlar” da vardı.

Fatsalı efsane “Terzi Fikri” için bir biyografi yazan (o da Fatsalı) Sinan Demirbilek’in Ozan Yayınları’ndan çıkan “İki Darbe Bir Yaşam: Terzi Fikri” adlı kitabında böylesi muhtarlara ilişkin küçük bir ayrıntı yer alıyor:

“Fatsa’da sosyal uyanış devam ediyordu. 1968’in Şubatında Fatsa’da 25 köy muhtarı ve Terziler Derneği’nin de (Başkanı Fikri Sönmez) aralarında bulunduğu beş dernek “ABD’ye ilk ihtar” başlıklı bir bildiri yayınladılar. Bildiri şöyleydi:

‘Ey Amerikalı…

Biz köylüler seni hiç sevmiyoruz. Sen gavursun biz Müslüman’ız. Dinin başka dilin başka. Biz haysiyetimize düşkün milletiz.

Fakirliğimize bakıp şerefimizi kaybettiğimizi sanma. Seferberlikte Fatsa köylerinden 211 şehit verdik. Kimsenin boyunduruğunda yaşamamak için…

Ecnebinin emrine girmemek için, dinimizi kaybetmeyelim diye.

Senin gibi düşmanları denize döktük de sen bin bir oyununan içimize girdin oturdun. Nato anlaşması dedin, askerlerimizi emir altına aldın. Yardım yapıyorum diye zenginleri kompırador yaptın. 20 bin asker yığdın, aramıza casuslar saldın, karımıza kızımıza sarkıntılık yapıyorsun.

Amerikalı…

Senin siyasetine senin anlaşmalarına düşmanım. Yol yakınken çekil git, bir daha da gelme. Yoksa bu memlekette ilerde çok şeyler yapacağız. Gitmezsen elimizden çekeceğin var.

Bütün köylü karı-uşak seni istemiyoruz anladın mı?”

(Sinan Demirbilek bildiriyi imla hatalarıyla kitabına koyduğunu belirtmişti, ben de ona sadık kaldım.)

Bildiride yer alan “karımıza kızımıza sarkıntılık yapıyorsun” meselesine gelince… Onu bir belgesel çekiminde 68 Kuşağı önderlerinden Mehdi Beşpınar anlatmıştı.

1966 yılının kasım ayında İncirlik Askeri Üssü’ndeki ABD askerleri çarşıda kızlara laf atıp sarkıntılık yapınca Adanalılar ayaklanıp üssün kapısına dayanıyorlar. Ertesi gün İstanbul ve Ankara’dan hareket eden devrimci gençler yıldırım hızıyla olay yerine intikal edip, tepkiyi antiemperyalist bir çizgiye oturtuyorlar.

Şimdi bu onurlu muhtarların adını sanını da yazalım ki, çocukları torunları onlarla iftihar etsinler.

Budak Köyü-Cevat Şahin

Hisarbey Köyü-Fehmi Altıntaş

Köycülük Derneği 2. Başkanı Zeki Sarıhan

Ürmeli Köyü-Cevat Uygun

Tepeli Köyü-Kamil Tirek

Akköy Köyü-Mehmet Karadere

Bağlarca Köyü-Hasan Ergin

Söken Köyü-Vehbi Sarıhan

Sakargeriş Köyü-Osman Yeşiltaş

Kayatepe Köyü-Osman Karasu

Demirci Köyü-Şevket Demirci

Yukarı Kargıcak Köyü-Rasim Mavzer

Kabakdağı Köyü-Celal Güneş

Bozdağı Köycülük Derneği Başkanı-Recep Dindar

Bahçeler Köyü-Hasan Semiz

Sudere Köyü-İsmail İstanbul

Yusuflu Köyü-Ahmet Ölçek

Yapraklı Köyü Kalkındırma Koop. Başkanı Ahmet Kızgın

Fartıl Köyü-Ali Öztürk

Dağgüvezi Köyü-Şükrü Özten

Gölköy Köyü-Halil Doğan

Tahtabaş Köyü-Nazım Yıldız

Tepecik Köyü-Faik Gülbulak

İnönü Köyü-Dursun Varan

Kayaköy Köyü-Şükrü Otyakmaz

Sayaca Köyü-Salih Diken

Beyceli Kalkındırma Derneği 2. Başkanı Cafer Akyüz

Terziler Derneği Başkanı Fikri Sönmez

Şerefiye Mahallesi Muhtarı Mustafa Çataltaş

Bu bildiri Fatsa’da geniş yankı uyandırıyor. İktidardaki Adalet Partisi (AP) ilçe yöneticileri imzacı muhtarlara “bu bildirinin altına nasıl imza atarsınız?” diye soruyorlar.

Aynı günlerde Samsun’da 15 muhtar ve Malatya Akçadağ’da 11 muhtar “Amerika seni istemiyoruz” başlıklı bildiri yayımlıyorlar.

Bugünlerin muhtarları mı?

Onlar için yazacak yer kalmadı. Ancak eski zamanlarda böylesi şeyler olmuştu. Adları da saygıyla anılıyor:

-Devrim günlerinde muhtarlar!