Dikenli gül seriyi bozdu

Geçtiğimiz hafta 46’da Sosa’nın oyun kurucunun kenara alınmasıyla “Caner’in Fenerbahçesi”nin yüklenme hızı artmıştı. Arjantinli’nin sakatlığı nedeniyle bulunmadığı ve Thiam’ın da dahil Konyaspor maçı on birinde üç net bitirici vardı. Fenerbahçe ilk devrede dokuzu sol bekinin ayağından on dokuz ortayla, A planı gibi gözüken, bol ortaya dayalı oyunun son adımını sahaya yansıttı. Ancak bu sefer hücumların başlangıçları ve sürekliliklerinde ciddi sorunlarla birlikte Caner’i dengeleyecek bir unsura ihtiyaç vardı.

Altay’ın kurtarışı sayesinde golsüz biten devreden sonra Thiam yerine Perotti’nin girmesi bu ihtiyacı gidermek adına mantıklıydı. Ancak, harika aşırtma golü VAR’a takılan Pelkas’ın yerine Cisse’nin girmesiyle organizatör / bitirici dengesi tekrar maç başındaki konumuna geldi. Dört hücumcusuna uzun oynayacağı toplarla pozisyona girme planı Samatta ile neredeyse hemen sonuç da veren Fenerbahçe, 67’de Jevtovic’in olağanüstü volesiyle 1-0 geri düştü.

Oyun tarzını hücumda fazlasıyla dayatan ve ilk golün pasında Shengelia’ya kafa vurduran Caner, 77’de savunmadan yürüyerek çıkmayı deneyince, Abdülkerim’in gelişigüzel vurduğu uzun top Kravets’in hareketlenebileceği bir şut pası oldu. Ukraynalı golcü yakın direk vuruşuyla maçın neticesini belirledi.

Valencia ve Caner günah keçileri adaylarında önde olsalar da, Fenerbahçe’nin etkisiz gözükmesinin sebeplerinden biri de zikzaklı pres şiddetiydi. Örneğin 20. dakikadaki frikikten önce bir korner kazanmıştı Konya; o kornerin oluşmasından önce yeşil-beyazlılar top çevirirken çok akılcı bir organizasyona ihtiyaç duymadı. Sol stoper Abdülkerim ve sağ açık Cikalleshi’nin baskı kıran katkıları da önemliydi; ancak Fenerbahçe’deki pres organizasyonunda önceki haftalara göre bir eksik olduğu da netti.

Ozan Tufan’ın oyun kurulumuna katkısının sıfıra yakın olması Caner’in dikine link-up’lar dikte edip orta yapacak pozisyona gelmesini besleyen bir durum. Yapamadığı ortalardan sonra bile topu alıp ikinci orta için çalımla pozisyon arayan ve meşhur dikine pasını sık sık deneyen Caner, takım arkadaşlarını keskin geri dönüşlere fazla mecbur bıraktı. Devrelerde yarımşar saat geride kaldığında Ozan’ın bile bu isabetsiz paslardan dönenlere bassa dahi, kaptıklarıyla hücumda akılcı iş yapacak hali kalmamıştı.

Son dakikalarda Brezilyalı 6 numaranın yaşına inat bir çabayla takımını maça ortak etmeyi denedi; ama iş işten geçmişti. Puan tablosundaki konumlarını hızla düzelteceğine inandığım Konyaspor, 90 artıya dek şut üstünlüğünü ev sahibine vermeyerek galibiyeti ve alkışı fazlasıyla hak etti. Erol Bulut ise, sonuç vermeyen bu bol ortalı dönemeçten sonra sezon başındaki o meşhur soruya tekrar dönebilir: “Fenerbahçe’nin ideal orta sahası kimlerden oluşmalı?”