AKP iktidarı ülkede yaşanan hiçbir olumsuz gelişmenin duyulmasını istemiyor. Bambaşka gündemlerle ülke halkını meşgul ederken gerçekleri söyleme ve yazmakta ısrar edenlerin cezalandırılacağını deklare ediyor

Dillerimi hâkim bey bağlasan durmaz

Yaşar Aydın

Saray iktidarı geriye gidişi, çözülmeyi durduramıyor. Başta din ve milliyetçilik olmak üzere her konu istismara açılmış durumda. Son durak her sıkışan sağ iktidar gibi Ayasofya oldu. Yaklaşık iki yıldır sürten ekonomik kriz pandemi ile birlikte katlanılmaz hal aldı. Yoksulluk evlerden sokaklara taşarken, iktidarın cilası da iyice dökülmeye başladı. Erdoğan iktidarı sorunu çözmeye çalışmak yerine saklamayı tercih etmeye devam ediyor. Bunun için de gerçekleri söylemeye yazmaya devam edenler soruşturmalara uğruyor, yargılanıyor hatta cezaevine konuyor.

EKONOMİ KÖTÜ DEMEK YASAK

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dövize yönelik manipülatif dayatmaların ağır bir şekilde cezalandırılacağı açıklamasından sonra TBMM’de kabul edilen düzenlemeye dayanılarak hazırlanan yönetmelik alelacele bir şekilde Resmi Gazete’de yayımlandı. Manipülasyonu cezalandırma gerekçesiyle hazırlanan yönetmelikle bankaların yanı sıra ekonomi ile ilgili yazan, görüş açıklayan, sosyal medya paylaşımında bulunanlar da cezalandırılabilecek. Bu düzenlemeden sonra ekonomistlerle ilgili soruşturma haberleri peş peşe geldi.

Erdoğan hükümeti dış politikada duvara tosladı. Suriye’de yaşadığı bozgun sonrası tüm umudunu Libya’ya bağlamış durumda. Bu ülkedeki yaşanan her neyse Türkiye’de sadece iktidar organları tarafından anlatılması isteniyor. Bu mesele öyle hal aldıkı konuyla ilgil laf eden herkes başta gazeteciler olmak üzere tutuklandı. Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Serhat Çelik, Aydın Keser ve son olarak Müyesser Yıldız, Libya heberleri yüzünden tutuklanarak cezaevine kondu. Salgın döneminde iktidar politikalarını eleştirmek suç kapsamına alındı. Bu dönemde 11 bin 783 sosyal medya hesabı takibe alındı. Bin 189 kişi ile ilgili soruşturma açıldı. Fahrettin Altun’un yaşadığı evde ortaya çıkarılan kaçak iskele bile pandemi yasakları içine alındı. Hükümetin salgın süreci boyunca izlediği yolu eleştiren başta TTB ve SES olmak üzere meslek örgütlerine sert tepki gösterildi hatta cezalandırmakla tehdit edildi.

YOLSUZLUK VE İSRAFI YAZMAK

Halk yoksulluk ve işsizlikle mücadele ederken saray ve etrafı itibardan taviz vermiyor. Son olarak milyonlarca liraya mal olan dijital konser israf zihniyetinin tepesine tüy dikti. Konuya tepki gösterenler ya da göstermek isteyenler bizzat Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından “uyarıldı.” Sayıları bir elin parmağından az kalan bağımsız medya organlarının en çok karşılaştıkları davalar AKP’lilerin karıştığı yolsuzluk haberleri oldu.

HALKA SUNULAN PEMBE GAZETE

Bilİnen bir hikâyedir. Dünyanın en zengini olarak bilinen John Davison Rockefeller 98 yaşında hasta yatağına düşünce ailesi onun mutlu ölmesi için bir yol bulur. Sadece baba Rockefeller’ın okuyacağı, onun hoşuna gidecek haberlerle dolu gazete çıkarır. Bu Pembe Gazete’yi medyanın yüzde 90’ını elinde bulunduran iktidar her gün yurttaşı gerçeklerden uzaklaştırmak için çıkarıyor. Gazetelerde ne bir işsiz, ne bir yoksul ne de mutsuz bir insan haberi görebilirsiniz. Pembe Gazete Rockfeller’ın mutlu ölmesine katkı sunmuş olabilir. Ama iktidar borazanı “bizim pembe gazeteler” yurttaşın acısının devamından başka bir şeye katkı sunmuyor.