Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Haçkalı,Din İşleri Yüksek Kurulu'nun deniz ürünleriyle ilgili görüşüne yönelik yeni açıklama yaptı. Haçkalı, "Diyanet İşleri Başkanlığımızın, bu ürünlerin haram olduğuna dair bir kararı bulunmamaktadır" ifadelerini kullandı.

Din İşleri Yüksek Kurulu'ndan deniz ürünleri hakkında yeni açıklama: Haram olduğuna dair karar bulunmuyor

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Haçkalı, "Diyanet İşleri Başkanlığımızın, bu ürünlerin haram olduğuna dair bir kararı bulunmamaktadır. Tartışmaya konu olan kısa fetvada ise sadece mezheplerin görüşlerine atıfta bulunulmuştur" dedi.

Haçkalı, Din İşleri Yüksek Kurulu'nun deniz ürünleriyle ilgili görüşüne yönelik bazı medya kuruluşlarında yer alan haberlere ilişkin açıklama yaptı.

Haçkalı, şunları kaydetti:

"Bakara Suresi'nin 173. ayetinde 'Allah size murdar eti (leş), kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilmiş olanı haram kıldı.' deniliyor. Bunun yanında En'am Suresi 145. ayet-i kerimede de aynı şeyler niteliklerine atıfta bulunularak sayılmıştır. Bunların yanında Kur'an-ı Kerim'de deniz avlarının helal kılındığı ayrıca ifade edilmiştir, 'Size ve yolculara geçimlik olmak üzere deniz avı ve yiyeceği helal kılındı.' Kur'an-ı Kerim'de, Hazreti Muhammed'in helal ve haramları açıklama-bildirme hususundaki göreviyle ilgili olarak A'raf Suresinin 157. ayetinde şöyle bir ifade kullanılmıştır: Peygamber onlara iyiliği emreder ve onları kötülükten sakındırır, yine onlara temiz olan şeyleri helal ve pis olan şeyleri de haram kılar."

Bütün alimlere göre balık türlerinin helal olduğunu ve Hanefi alimler tarafından balık dışındaki ürünlerin helal kabul edilmediğini bildiren Haçkalı, diğer mezheplerin konuya ilişkin görüşleriyle ilgili şunları paylaştı:

"Maliki, Şafii ve Hanbeli alimleri ise Maide Suresi'nin 96. ayetindeki 'deniz avı' ifadesinin kapsamlı oluşunu ve Hazreti Peygamber'in 'Denizin suyu temiz, ölüsü helaldir.' ifadesine dayanarak, deniz ürünlerinin yenilmesi hususunda oldukça geniş bir yaklaşım ortaya koymuşlardır. Maliki ve Hanbeli alimlere göre, deniz hayvanları prensip olarak helaldir. Ancak timsah gibi yırtıcı hayvanlar helal değildir. Şafii mezhebinde ise aslen suda yaşadığı halde karada da yaşayabilen kurbağa, yengeç, kaplumbağa ve su yılanı gibi hayvanlar habis ve zararlı oldukları için helal değildir. Bunların dışında kalan midye, kalamar, ıstakoz, karides gibi deniz ürünlerinin yenmesi ise helaldir."

Haçkalı, son günlerde bazı medya kuruluşlarında yer alan "bazı deniz ürünlerinin haram olduğu" yönünde fetva verildiği haberler üzerine yapıldığını belirterek, şöyle devam etti:

"Diyanet İşleri Başkanlığı'mızın, bu ürünlerin haram olduğuna dair bir kararı bulunmamaktadır. Örneğin Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'nun yayımlamış olduğu 'Fetvalar' adlı eserde, haram olduğu hususunda ittifak bulunan yiyecekler sayılmış olup, bunlar arasında deniz ürünleri sayılmamıştır. Tartışmaya konu olan kısa fetvada ise sadece mezheplerin görüşlerine atıfta bulunulmuştur. Dolayısıyla Diyanet işleri Başkanlığı'nın bu husustaki tutumu öteden beri yukarıda yayınladığımız açıklamada olduğu gibidir."

NE OLMUŞTU?

Diyanet İşleri Başkanlığı; “Yengeç, kalamar, ıstakoz, karides, midye, kurbağa vb. gibi deniz ürünleri yenilebilir mi?” sorusuna, “Denizin suyu temiz, ölüsü helaldir.” (Ebû Dâvud, Tahâret 41) buyurdu. Hanefi mezhebi, zikredilen naslarda helal olduğu belirtilen “deniz hayvanları” ifadesi ile balık türünün kastedildiği, dolayısıyla balık sınıfına girmeyecek midye, karides, kalamar, yengeç, ıstakoz gibi deniz hayvanlarının helal olmadığı görüşünü benimsemiştir (Kâsânî, Bedâi’, V, 35).” diye yanıt vermişti.

(AA)