Macaristan’da 6 muhalefet partisinin ortak girdiği seçimden yenilgiyle çıkması gözleri Türkiye’deki muhalefete çevirdi. Ortak masada buluşan muhalefet temsilcileri, “İki ülke arasında benzerlik yok” dedi.

Dinamikler farklı sonuç aynı olmaz

Sercan MERİÇ

Macaristan’ı 12 yıldır ‘‘demir yumrukla’’ yöneten Viktor Orban’ın karşısında birleşen 6 muhalefet partisini geride bırakarak ve yüzde 53 oranında oy alarak seçimi kazanması, gözleri Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem için aynı masada buluşan 6’lı ittifaka çevirdi. Orban’ın zaferinin ve 6 partinin oluşturduğu birlikteliğin yenilgi yaşamasının ardından muhalefetin birtakım dersler çıkarması gerektiği vurgulandı. Macaristan seçimlerinin sonucu, Orban’la birçok yönden benzerlik kurulan AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakın medyada da geniş yer buldu. Türkiye ile Macaristan arasında benzerlik olup olmadığını CHP İstanbul Milletvekili ve PM Üyesi Yunus Emre ve İYİ Parti Uluslararası Politikalar Başkanı Ahmet Kamil Erozan’a sorduk.

TÜRKİYE’YE BENZEMİYOR

CHP İstanbul Milletvekili ve PM Üyesi Yunus Emre, Macaristan’daki sürecin Türkiye’ye çok benzemediğini ifade ederek, “Macaristan, Avrupa Birliği üyesi olan bir ülke. Ekonomik koşulları Türkiye’den çok farklı. Macaristan’da seçim sonuçları aslında Ukrayna’daki krizin bir sonucudur. Rusya işgalinden önce kriz başladığından bu yana anketlerde de bir değişim görülmüştü. Macar seçmenler, kriz karşısında Orban’ın Batı’yla ve Rusya’yla pazarlık edeceğini, dengeli bir politika yürüteceğini düşündüler. Bu tür uluslararası kriz durumlarında liderin etrafında toparlanma olabiliyor. Bunlar Macaristan’daki durumun özeti. Bu da Türkiye’deki duruma benzemiyor” dedi.

Türkiye’de muhalefetin işbirliğinin Macaristan’dakine nazaran daha köklü olduğunu belirten Emre, “Adalet Yürüyüşü’nden bu yana bu işbirliği 5 yıldır olgunlaşıyor. Ayrıca Türkiye’de çok ağır bir ekonomik manzara var. Ağır ekonomik manzara karşısında muhalefetin gerçekçi çözüm önerileri var. Bu da önemli bir farklılık. Türkiye’deki demokrasi krizi, çok daha köklü. Türkiye’de otoriyeryenizmi de aşan, gündelik hayata müdahale eden, temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasını engelleyen bir iktidar manzarası var. Macaristan’a göre buradaki muhalefet dinamiği de çok daha güçlü. Gerçekten özgürlük ve demokrasi mücadelesini yürütme konusunda son derece kararlı, tarihi kökleri güçlü muhalefet var” diye konuştu.

FARKLI KOŞULLAR

İYİ Parti Uluslararası Politikalar Başkanı Ahmet Kamil Erozan ise Macaristan’daki 6’lı muhalefet ittifakı ile Türkiye’deki 6’lı muhalefet ittifakının benzetilmesiyle ilgili, “Niye böyle bir benzetme ve bir paralellik kuruluyor anlamıyoruz. İki farklı ülke, iki farklı koşullar. Macaristan’da enflasyon 8,3. Türkiye’de ise gerçek enflasyon üç rakamlı. Üç rakamlı bir enflasyon bütün iktidarları götürür. Bu durum muhalefetin birlikteliği üzerinden değil, iktidarın başarısı veya başarısızlığı üzerinden değerlendirilmeli” dedi.

İktidarın Rusya-Ukrayna savaşı üzerinden bir fırsatçılık yaptığını kaydeden Erozan, şöyle devam etti: “Dış politikada bir başarı öyküsü yazmaya çalışarak, bunu iç politikada oya çevirmeye çalışıyor. Ayrıca Rusya-Ukrayna savaşının bittiği gün domatesin fiyatıyla sabah uyanacağız. O zaman da hepimiz için maalesef diyeceğiz. Biz demokrasi için çalışıyoruz. Macaristan’daki duruma Macarlar karar verdiler. Mevcut koşullar, onlara böyle bir tercih yapmayı gerektirdi. Türkiye’deki vatandaşa sorsanız, onların hiç öyle popülist politikalara oy vereceği yok. Vatandaş tenceresiyle meşgul. Seçime daha 15 ay var. En azından bugünkü veriler itibarıyla AKP ve MHP’nin yüzde 40’a varamadığı ortamda vatandaşın önümüzdeki dönemde yapacağı tercih ortada.”