Yaa, Mehmet Bey, böyle işte; laiklik konusunda aynen sizin gibi düşünen bir sürü dindar insan sizin patrona resmen ‘deccal’ diyor!

Mesela John Preacher adlı dini bütün televizyon hocası The Islamic Antichrist (Müslüman Deccal) isimli kitabında Kıyamet Savaşı’nı (Armageddon) başlatacak Deccal’in Müslüman Türkler arasından çıkacağını söyleyip sizin patronu işaret ediyor.

Hele bu ehl-i kitap arasında Craig C. White adlı bir hoca var ki, hayatını resmen sizin patronun deccalliğini kanıtlamaya adamış! Craig Hoca İncil’in Hezekiel başlıklı suresinin 38 ve 39. ayetlerini yorumlayarak sizin patrona Magog (Mecüc) ve Deccal diyor, sizin patronun Ortadoğu’da Şam’ın işgaliyle başlayıp giderek yayılacak bir ateş çukuru açacağını, Hristiyanların kıyamet savaşına hazır olması gerektiğini söylüyor.

Hele cübbesiz Craig Hocanın bu yıl Temmuz ayında yayımlanan kitabı Presenting the Antichrist and False Prophet: Warning to Jerusalem’i (Deccal ve Sahte Peygamberi Takdimimdir: Kudüs’e Uyarı) okuyabilecek olsaydı sizin patron resmen çıldırırdı! Hoca kitabında şu tür ifadeler kullanıyor: “Her ne kadar Gülen ve Erdoğan bir zamanlar müttefik idiyse de, şimdi birbirlerinin baş düşmanı haline geldiler. Erdoğan 1999’da Gülen’i Türkiye’den kaçmak zorunda bıraktı. Ama yakında bu ikisi uzlaşacak ve İmam Fethullah Gülen Türkiye’ye dönecek. Çünkü Erdoğan Deccal’dir, Fethullah Gülen ise Sahte Peygamber.”

Keşke bunlar sadece bir kaç kişi olsaydı... Lakin dünyayı ortaklaşa kurduğumuz insani değerlerle, akıl ve mantıkla kavramak yerine asılsız mesellere göre anlamaya çalışan o kadar çok insan var ki, inanamazsınız! Bakın mesela, hani sizin patron 25 Ocak 2014 tarihinde İzmir’de hologram tekniğiyle İzmir halkına seslenmişti ya -son derece havalı bir şekilde o sırada var olmadığı bir yerde ışık olarak ortaya çıkmış, olan biteni şaşkınlık içinde seyreden dini bütün vatandaşlarını selamlayarak konuşmasını yapmıştı- Geoffrey Grider adlı bir hoca da İncil’in Yuhanna kitabının Vahiy bölümündeki bir ayeti kanıt göstererek sizin patrona ‘şeytan’ diyor, iyi mi: “Şeytanın heykeline yaşam soluğu vermesi için kendisine güç verildi. Öyle ki, konuşabilsin ve kendisine tapmayan herkesi öldürebilsin.“
Hani dini bütün bazı arkadaşlarınız sizin patronu peygamber ve tanrı seviyesine çıkardı ya -”Sayın başbakanımıza dokunmak bile ibadettir.”, “O Allah’ın tüm vasıflarını üzerinde toplamış bir liderdir.”, “Rize mübarektir çünkü liderimizin doğmasına vesile olmuştur.” vs.- işte bu laiklik karşıtı Hristiyan hocalar ‘deccalin kendini tanrı gibi göstereceği’ kehaneti üzerinden giderek işi yine sizin patronun deccalliğine bağladılar.



Sizin patrona deccal diyen bu adamlar laiklik konusunda aynen sizin gibi düşünüyor Mehmet Bey... Biliyorsunuz ABD laik bir ülke; başta Thomas Jefferson olmak üzere ülkenin kurucu babaları tüm çok ve tek tanrılı dinleri iyi bilen, kütüphanelerinde tüm dinlerin kitaplarını bulunduran kişilerdi. Hem bu kitaplarda okudukları fikirler hem de tarihten öğrendikleri bilgiler nedeniyle bu insanlar ülkelerinin tüm dinlere eşit bir ‘uzaklık’ta olmasını sağlayacak yasal düzenlemelere gittiler. Bugün işte bu Craig C. White ve onun hasbelkader başkan olmuş versiyonu George W. Bush gibileri Amerikan devletinin Hristiyan olarak tanımlanmasını istiyorlar. Sonra da gelsin yeni din savaşları!

Bize gelince… Biz ateist ve laikler deccal gibi fantastik kavramlar söz konusu olduğunda İncil’in, Kuran’ın ya da White’ın deccalindense, en fazla Christopher Bloodworth’ün Handbook for A Teenage Antichrist (Genç Deccalin El Kitabı) adlı romanındaki ironik deccale takılmayı tercih ediyoruz. Böylece savaş çıkarmıyor, düşmanlık yaratmıyor, hiç kimsenin canına ve malına zarar vermiyoruz.
Sonra biz konuşurken ‘toplumsal koşulların ortaya çıkardığı diktatörler’den, onların insanlığa karşı işlediği suçlardan ve nasıl hesap vereceklerinden söz ediyoruz. Bizim için deccaller ya da şeytanlar yok; sömürenler ve sömürülenler, ezenler ve ezilenler, iyi insanlar ve kötü insanlar var. Biz onlarla elbet hesabımızı görürüz, lakin sizin gibi dindarlar bunlar gibi dindarlarla ne yapacak, epey merak içindeyiz Mehmet Bey...