Google Play Store
App Store

İstanbul’da parayla ‘bioenerji seansları’ veren ve hakkında “dini inanç ve duyguları istismar etmeye teşebbüs etme" suçundan 7 yıl 6 aya kadar hapis cezası istemiyle dava açılan tutuksuz sanık Fikret G., ilk duruşmada beraat etti. Fikret G yaptığı savunmada, ‘eline zorla para sıkıştırıldığını’ iddia etti. Mütalaada polisin, ‘savcı emri olmadan kimliğini gizlemiş bir şekilde suçüstü yapmasının hukuki delil sayılamayacağı' ifade edildi.

Dini duyguları istismardan yargılanan şahıs beraat etti: Elime para sıkıştırdılar

İstanbul Güngören’de hakkında “dini inanç ve duyguları istismar etmeye teşebbüs etme" suçundan 7 yıl 6 aya kadar hapis cezası istemiyle dava açılan şahıs, ilk duruşmada beraat etti.

Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmaya tutuksuz sanık Fikret G. ve avukatı katıldı. Sanı , kimlik tespiti sırasında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun olduğunu ve 27 yıl boyunca memurluk yaptığını ifade etti.

Sanık savunmasında üzerine atılı suçlamayı kabul etmeyerek, “Emekli olduktan sonra bioenerjiye ilgi duydum. Bununla ilgili büro açtım, vergi levhası aldım. Din öğretmenliği yaptığını söyleyen bir şahıs, beni İzmit’ten arayarak ‘Sen şarlatanlık yapıyorsun’ dedi. Ben de ona ‘Bioenerji uygulamaları yapıyoruz’ deyince ‘Seni şikayet edeceğim’ diyerek telefonu kapattı” şeklinde beyanda bulundu.

‘ELİME PARA SIKIŞTIRDILAR’

İki saat sonra kendisini erkek bir şahsın aradığını, kendisinin mutsuz olduğunu söylediğini öne süren tutuksuz sanık Fikret G., “Ona psikoloğa gitmesini söyledim. Kiminle yaşadığını sorduğumda eşiyle yaşadığını söyledi. ‘O zaman eşinize sorayım’ dedim. Eşine de ‘Psikoloğa götürün’ dediğimde bana ‘Korona nedeniyle hastanelere almıyorlar’ dedi. Çok yalvardı, dayanamadım. Onlara vergi levhamız olduğunu, fatura kestiğimi bir seansın 200 lira olduğunu söyledim. Kabul ettiler ve hemen geldiler. İçeri girer girmez kadın, elime 200 lira sıkıştırdı, bu nedir demeye kalmadan ‘Polisiz’ diyerek hakkımda işlem yaparak karakola götürdüler” diye konuştu.

Kimseyi dolandırmadığını iddia eden sanık, “Birini dolandırmış olsam burada müşteki olurdu, Beraatimi talep ediyorum” dedi.

SAVCI, POLİSİN TAKTİĞİNİ ‘HUKUKA AYKIRI’ BULDU

Esas hakkındaki mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, gizli soruşturmacı tedbirine ancak katalog içerisinde yer alan suçları işleyen kişiler için gidilebileceğini ve kolluk kuvvetlerinin cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda suç ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri toplamak amacıyla alıcı rolüne girerek suça azmettirmeden ve teşvik etmeden kolluk kuvvetlerinin işlem yapabileceğini söyledi.

Mütalaada polislerin kışkırtıcı ajan rolüne geçtiği savunularak, bu durumun adil yargılama hakkının ihlali olarak kabul edileceği belirtildi

Savcı mütalaasında “Sanığın suç işleme potansiyeline sahip bir kişi olsa bile somut olayda görevlinin müdahalesinden önce failin suç işleme hazırlığında olduğunun başka delillerle desteklenmesi gerektiği, yani failin müdahale olmadan suçu işleyeceğinin başka delillerle kanıtlanması gerektiği" ifadelerini kullandı.

‘POLİSE GÖREV VERİLMELİ’

Mütalaada “Ayrıca cumhuriyet savcısının gizli soruşturma yapan adli kolluk görevlisine görevini yazılı ve sözlü olarak vermesi, savcıya bilgi vermeden kimliğini gizleyerek adli işlem yapması ve elde ettiği delil hukuka aykırı olduğundan, kolluk kuvvetlerinin kışkırtıcı ajan rolünde hukuka aykırı delil elde edilmesi ve mağdurun bulunmaması nedeniyle sanığın beraatine karar verilmesi mütalaa olunur” denildi.

Son sözü sorulan tutuksuz sanık ise “Takdir mahkemenindir” dedi. Kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığın üzerine isnat olunan suçun unsurları oluşmadığından sanığın beraatine karar verdi.