Bizim memlekette insanlar elmalarla armutları aynı torbaya koyup sallayıp sallayıp duvarlara vurmayı

Bizim memlekette insanlar elmalarla armutları aynı torbaya koyup sallayıp sallayıp duvarlara vurmayı, ardından da torbadan çıkanlara bakıp içlenmeyi pek seviyor. Bakıyorum etrafıma, gündemde ne varsa herkesin zihninde tek bir süzgeçten geçiyor ve sonuçta her konuya ilişkin ortak (ve mutlaka nefret dolu) bir kanaat oluşuyor. ¨Ya bu meselede burası haklı olabilir ama şu meselede de böyle somut bir durum var, bunu es geçmemiz de doğru olmaz¨ diyene açıkcası ben pek rastlamadım.
AKP’nin orduyu ele geçirmek istediğine can-ı gönülden inanan adam internet andıcını Dursun Çiçek’in itiraf ettiğini, bizzat genelkurmay belgeleriyle andıcın kanıtlandığını, iddianamesinin belki de hiç olmadığı kadar güçlü bir iddianame olduğunu kabul etmek istemiyor.
Keza ortada bir şike soruşturması filan olmadığını, Aziz Yıldırım’ın bir kumpasa kurban gittiğine inanan insana da Yıldırım’ın hangi ¨kişisel¨ meseleden ötürü Serdar Kulbilge’ye para vermiş olabileceğini anlatamazsınız.
Önceki gün bu karmaşık ruh halinden bunalıp, biraz da gülelim ağlanacak halimize misali twitter’a ¨O zaman Fenerbahçe’yi generaller yönetsin, Aziz Yıldırım Kandil’e çıksın, orduyu da Öcalan’a verin¨ yazdım.  Tam öyle...
Bu arada birçok konuda gerçeği ıskalıyormuşuz kimin umurunda.
Gelin ben bugün size kamuoyuna hiç yansımayan başka kararı anlatayım. Ben anlatayım, siz bu yaşananların şike sayılıp sayılamayacağına karar verin.
Konumuz Ankaraspor. Daha doğrusu iki sezon önce küme düşürülen Ankaraspor’un Bank Asya Ligi’ne kabul edilmesi.
Tarih 29 Haziran. Yani Aziz Yıldırım’ın gözaltına alınmasından sadece birkaç gün öncesi. Yer Ankara. Futbol Federasyonu Genel Kurulu’ndayız. Başkanın seçilmesine sadece saatler var.  Ntvspor’un haberinden aktarıyorum: Genel Kurul’da sert tartışmalar var. Ankaraspor oylamasının açık mı kapalı mı yapılacağı konusunda tartışmalar var. Niye bu kadar önemliyse... Kimin ne oy vereceğinin görülmesini neden istemiyorlar acaba?
Tartışmalar sürerken Divan Başkanı Levent Bıçakcı Genel Kurul’a ara veriyor ve salon dışında ¨özel¨ (aynen böyle yazıyor haberde) bir görüşme gerçekleşiyor. Özel!
Özel görüşenlerin isimlerini veriyorum: Mehmet Ali Aydınlar, Aziz Yıldırım ve Melih Gökçek. Dikkat! Aziz Yıldırım Fenerbahçe başkanı. Ankaraspor’la, Bank Asya’yla uzaktan yakından ilişkisi yok. Mehmet Ali Aydınlar o dakikalarda Fenerbahçe yöneticisi. Henüz başkan seçilmemiş. Ve Melih Gökçek. Kendisi Ankara’nın belediye başkanı ve kulübün onursal başkanı. Kulüp başkanı bile değil. Genel kurul üyesi sadece...
Ntvspor’dan aktarıyorum: (Bu ¨özel¨ görüşmeden) ...Ankaraspor’un federasyona açtığı davanın geri çekilmesi karşılığında üyeliğinin devamı yönünde uzlaşma çıkıyor.
Biliyorum eğer şimdiye kadar duymadıysanız ¨Yuh artık¨ diyeceksiniz ama bu ¨özel¨ görüşme sonrası salona dönen Aziz Yıldırım ve Melih Gökçek kararı kürsüden üyelerle paylaşıyor. Niye bu ikili acaba? Sadece Gökçek paylaşırsa Yıldırımcılar, sadece Yıldırım paylaşırsa Gökçekciler inanmaz diye olmasın sakın?
Karardan sonra kulüp başkanı Ahmet Gökçek çok mutlu: ¨Türk futbolu kazandı¨ demecini patlatıyor. Herkes anlaşmış, keyifler keka...
Bu da bir tür şike midir, değil midir buna da siz karar verin. Benden bu kadar.
Ama hayır, bitmedi: Bir bombam daha var. 10 gün öncesinden bir haber: Ankaraspor Bank Asya maçlarına çıkmayacak! Sebep? Son dönemdeki şike soruşturması nedeniyle böyle bir kararın alındığı yazıyor haberde. Yetkililer (artık kimse onlar) federasyonun son şike operasyonuyla ilgili tavrına ve gelişmelere göre hareket edeceklerini söylemiş. Takım transfer de yapmıyormuş. Ne alaka? Ne ilgisi var?
Yorum sizin! Tüm bunların ¨normal¨ olduğuna inanıyorsanız zaten diyecek bir şey yok.  Yok ¨bütün bunlar gerçek olamaz¨ diyorsak o zaman kıyıtırık bir temizlikle olmaz bu işler. Dip köşe gireceksin! Senin adamın, benim adamım demeden!