Pandemi sürecinde ağır darbe alan müziyenlerden 5’i son iki ayda yaşamına son verdi. Uzmanlar, sorunun sosyolojik, ekonomik ve politik yönleriyle çok boyutlu bir mesele olduğunu söyledi. Acil önlem için çağrı yapıldı.

Diren müzisyen yıkılma sakın

Işıl ÇALIŞKAN

KORONAVIRÜS pandemisi nedeniyle işsiz kalan müzisyenler aylardır büyük güçlükle yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Enstrümanını satanlar, evini kapatıp ailesinin yanına yerleşenler var. Her birinin sıkıntısı ortak: Geçim sıkıntısı ve duygusal buhran. Son iki ayda 5 müzisyenin intiharı elbette soruna acil çözüm bulunması gerektiğini de hatırlattı.

Devlet, müzisyenlere bir yılda dört ay boyunca yaptığı biner liralık yardımın dışında bir destek sağlamadı. Ülkede her şey normalleşirken müzisyenlerin akıbetine yönelik bir açıklama bile yapılmıyor. Belirsizlik sürerken durumun vahameti gün geçtikçe artıyor. Müzisyenlerin yaşadığı sıkıntıları ve çözüm yollarını Sosyolog Erkan Saka, MÜYORBİR üyesi Belkıs Akkale, Müzik-Sen Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Aldemir, Vergi Uzmanı Ozan Bingöl ve Klinik Psikolog Serap Altekin ile konuştuk.

Sözü kendilerine bırakalım…


diren-muzisyen-yikilma-sakin-855775-1.

ERKAN SAKA: SOSYAL DAYANIŞMA HATLARI ZAYIF

Pandeminin bazı sektörleri ekonomik açıdan büyümeye götürürken bazılarında ise büyük düşüşe götürdüğünü söyleyen sosyolog Erkan Saka, müzik dünyasının ikinci grupta yer aldığını aktardı. Bu süreçte ekonomik dayanak dışında sosyal dayanışma hatlarının da zayıf olduğunu belirten Saka, görüşlerini şöyle özetledi: “Bu süreç dijital medyadan gelebilecek gelirin çoğu müzisyen için yeterli olmadığını da göstermiş oldu. Müzik çoğu sanat türüne göre daha tanımlanmış, nasıl performans gösterecekleri daha belirli. Ve bu alanda ne yazık ki pandeminin olumsuz etkileri ortaya çıktı. Bunu düzeltmeye yönelik de pek bir şey yapılmadı. Yardım paketi bile sonradan düşünüldü. Ki ne kadar fayda sağladığı da tartışmalı. Müzik, ilk akla gelen sektörlerden sayılmadı.” Müziğin çok içimizde ve gündelik hayatın parçası olmasına rağmen müzisyenlerin haklarını savunabilecek bir yapılanma olmadığını aktaran Saka, “Telif hakları konusunda müzik örgütlerinin ne kadar girişken olduklarını da biliyoruz. Ama müzisyenlerin varlıklarını koruma noktasında pek başarılı olamadılar. Müzisyenler için hem bir tanımlanmışlık hem de aynı zamanda dayanışma yokluğu var” dedi.


diren-muzisyen-yikilma-sakin-855779-1.

HASAN ALDEMİR: MESLEĞİ MÜZİSYENLİK OLANLAR AYRILMALI

Müzik-Sen Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Aldemir, müzisyenliğin mühendislik, hekimlik gibi bir mesleki tanım içerisinde olmadığını belirterek görüşlerin şöyle aktardı: “Esnaf olup müzisyenlik yapan, doktor olup mühendislik yapan var. Kayıt dışı olduğu için müzisyen intiharlarının sayısını tespit etmek bile mümkün değil. Temel sorun bu aslında. Bu sorunu çözsek belki atılacak adımlarla diğerleri çorap söküğü gibi gelecek ama bu konuda hiçbir eğilim yok. Bizim sendikamıza kayıtlı 3 bin civarında müzisyen var. Müzisyenlerin sorunlarını çözmek için sivil kitle örgütleriyle, Bakanlık nezdinde, siyasi partilerle görüşmeler yaptık. Müzisyenlerin emekli olmasını öngören yasa tasarısı var. Bununla ilgili adımlar atıldı. Ama günün sonunda kayda değer kazanımlar elde edemedik.” Hobi olarak müzisyenlik yapan ile meslek olarak yapılanların birbirinden ayırılması gerektiğini altını çizen Aldemir, “Bu müzisyenlerin alanını kısıtlayan bir durum. Müzisyenliğin bir mesleki tanım olarak kabul edilmesi ve sigortalı bir şekilde çalıştırılması gerekiyor” dedi.


diren-muzisyen-yikilma-sakin-855780-1.

BELKIS AKKALE: MESLEK BİRLİKLERİ FON AYIRMALI

Müzisyenlerin günübirlik çalışan insanlar olduğunu hatırlatan MÜYORBİR üyesi sanatçı Belkıs Akkale yaşanan durumu şu sözlerle özetledi: “Kültür Bakanlığı 4 ay bin TL olmak üzere bir destek verdi. Ama o kadar çok açıkları var ki. Sazlarını, evlerindeki eşyaları sattılar. Çok zor durumdalar. Bu durum tabii ki psikolojik sonuçlar da doğurdu. Meslek birliği olarak 2 bin 300’e yakın üyemiz var. Bir yorumcu ne kadar dinleniyorsa hak edişlerini ona göre yatırıyoruz. Biz meslek birliği olarak şimdi yeni bir karar alıyoruz. Üyelerimizle görüşüp belli bir yüzde alıp fon ayıracağız. Zorda kalan müzisyenlerimize dağıtmak için. Ama biz bunu sadece kendi üyelerimiz için yapabiliriz. O kadar çok müzisyen var ki” Müzik insanların her derdine deva bir sanat dalı olduğunu söyleyen Belkıs Akkale, “Ülkemizde maalesef çok fazla değer görmüyoruz. Çok sayıda meslek birliğimiz var. Bunlarla bir toplantı yapıp herkesin kendi bütçesine göre fon ayırması lazım. Ortak bir çözüm üretmeliyiz. Devlet bu süreçte maalesef ki sınıfta kaldı. Dört ay bin lira ile bu sorunlar çözülmez” dedi.


diren-muzisyen-yikilma-sakin-855781-1.

SERAP ALTEKİN: Bizi ayakta tutacak güç dayanışma

Klinik psikolog Serap Altekin, müzisyenlerin zor bir dönemden geçtiğini ve ilk adımın dayanışma ve paylaşma olması gerektiğini aktardı. İntiharın sosyolojik, ekonomik ve politik boyutları da olan karmaşık bir mesele olduğunu vurgulayan Altekin, görüşlerini şöyle özetledi: “Müzisyenlerin bu süreçte işsiz kalması, geçimini sağlayamaması, en temel hayat ve mutfak masraflarını karşılayamaması, borçlarını ve faturalarını ödeyememesi, bir yanda aile içi sorunları tetiklerken, diğer yanda sosyal hayattan geri çekilmeyi ve yalnızlaşmayı da beraberinde getirdi… Bütün bunlara ek olarak, en can yakıcı kayıplardan biri de, bu süreçte müzisyenlerin onları ruhen en çok besleyen, adeta kimliklerinin, benliklerinin bir parçası olan sanatsal deneyimden, üretimden ve dışavurumdan mahrum kalmış olmalarıdır. Bu zamanlardaki anlamlı ve faydalı şey, dayanışma ve insan temasıdır; sosyal etkileşim ve paylaşımdır.”


diren-muzisyen-yikilma-sakin-855782-1.

OZAN BİNGÖL: Vergisini ödeyenler gelirden pay almadı

Sosyal devletin sadece kâra değil zarara da ortak olmasını gerektiğini aktaran Vergi Uzmanı Ozan Bingöl ise bugüne kadar iğneden ipliğe ekmekten suya her şeye vergi ödeyenlerin gelirden payına düşeni alamadıklarını hatırlattı. Bingöl, şu noktalara dikkat çekti: “IMF’nin raporuna göre ülkemizde pandemi döneminde verilen destek, teşvik ve paketlerin tutarı gayrı safi yurt içi hasılanın yüzde 12,9’u kadar. Ülkemizde en zengin yüzde 20’nin toplam gelirden aldığı pay yüzde 46,3, en yoksul yüzde 20’nin toplam gelirden aldığı pay yüzde 6,2. Aradaki fark 7,5 kat. Gelirin adil dağılması için verginin adil toplanması gerekir. En önemli reform da bu olmalıdır! Salgın boyunca piyanosunu, gitarını, bağlamasını satmak zorunda kalan birçok müzisyen oldu. Oysa sosyal bir devlette olması gereken devletin her zaman kara değil zarara da ortak olmasıdır. Halkın bu yükü tek başına çekmesi mümkün değil bölmek paylaşmak ve böylece azaltmak gerekir.”