Ermenek’te yedi aydır maaş alamadığı için iş bırakan madenciler işten atıldı. BirGün’e konuşan madenciler, “Madende altı buçuk saat çalıştırılmamız gerekirken sekiz saat çalıştırıldık. Bir saatlik yemek aramızı yarım saate düşürdüler. Maaş almadan aylarca kömür çıkardık, haklarımızı alana kadar ocağı terk etmiyoruz” dedi

Direnen madenciler işten atıldı: ‘‘Patron geceleri evinde yatarken biz kömür çıkarıyorduk’’

İSMAİL ARI

Geçen yıllarda yaşanan maden faciasında 18 madencinin hayatını kaybetmesiyle hafızalara kazınan Karaman Ermenek’te madenciler eyleme başladı.
Öz Merkez Madencilik'e bağlı kömür madeninde çalışan madenciler, yedi aydır maaş alamadıklarını belirterek maden sahasında oturma eylemi başlattı. Kömür madenini işleten şirket ise oturma eylemi yapan madencileri, birikmiş maaşlarını ve tazminatlarını ödemeden işten attı. BirGün’e konuşan madenciler, yakında ailelerini de maden sahasını getirerek eyleme dahil edeceklerini belirtirken “Haklarımızı almadan madeni terk etmiyoruz” dedi.
Maden işçisi Zafer Saraç, “Ağustos ayından bu yana maaş alamıyoruz. Geçtiğimiz ay haklarımızı alamadığımız için greve başladık. Grev, milletvekillerinin ve kamuoyunun da dikkatini çekince patron göstermelik olarak 35-40 kişinin alacağını ödedi. 27 Şubat’ta tekrar hakkımızı aramak için 6-7 kişi maden sahasına gelerek oturmaya başladık. Sayımız her geçen gün artıyor ve yaklaşık 30 kişi olduk. Haklarımızı alana kadar ocak sahasını terk etmiyoruz” dedi.

Saraç sözlerini şöyle tamamladı:

“Sonuna kadar direneceğiz. Patron haber gönderdi, ‘eylemi bırakın 15 gün içerisinde paralarınızı yatırayım’ dedi. Biz ise ‘hakkımızı alana kadar buradayız’ dedik. Patronun sözüne inanmıyorum. Geçinmek için eşyalarımı sattım ve artık çaresizlikten bunaldım. Ermenek’te maden faciasından sonra iş sahası azaldı, çok sayıda maden kapatıldı. Sözde işten çıkarıldık ama tazminatımız ve alacaklarımzı ödenmedi. Patron geceleri evde yatarken biz yerin altında sabaha kadar kömür çıkarıyorduk.”

YASAYA UYMADILAR

Madenci Ömer Yumak, “Perşembe gününden bu yana madendeyiz ama ne arayan ne de soran var. Oturma eylemine başladığımız için işten atıldık. Maden şirketinin yöneticileri, ‘gitsinler ve haklarını yasal yollarla arasınlar’ demiş. Ben nişanlıyım annemin emekli maaşıyla geçiniyorum. Yasada altı buçuk saat çalışma süresi varken bizi günde sekiz saat çalıştırdılar. Yemek saatimiz bir saat iken yarım saate düşürdüler. Ermenek’te iş sahası yok, burası küçük bir yer. Bu ilçede fabrika yok ve biz madende çalışmaya mecburuz. Şu an birçok arkadaşımız için icra kağıtları geldi, bankalara tonlarca borcumuz var. Hayvan besleyen arkadaşlarımız vardı, parasızlıktan hayvanları sattılar” diye konuştu.


İNTİHARIN EŞİĞİNDEYİM

“Yedi aydır maaş alamadığım için 2 bin 500 liralık kira borcum birikti” diye konuşan madenci Mesut Ardıç ise şunları söyledi:

“Elektrik faturalarımı bile yatıramıyorum. Arkadaşımdan borç alıp faturalarımı ödedim ve bir çocuğum var. Mutfağımızda yağımız, şekerimiz yok.Çocuğumun istediğini alamadığım için intiharın eşiğine geldim. Kaymakam, maden sahibiyle görüştüğünü söyledi ve ‘özel sektör olduğu için karışamam, zorlamayamam’ dedi.”

Madenci Kadir Öğütlü ise “Evimize yiyecek alamıyoruz. Çocuğum ‘baba bana bunu al’ diyor ama para yok. Bunalım geçirmeye başladık. Bir tane ineğim vardı ineğimi sattım onun da parası bitti. Eşim, ‘git çalış’ diyor. Ermenek’te çalışacak bir yer yok. Kredi çeken arkadaşlarımız var” diye konuştu.

SATACAK BİR ŞEYİM KALMADI

“Kredi borcum yüzünden günde 10 -12 defa bankalardan telefon geliyor” diye konuşan madenci Mustafa Elibol, “Bankalar sürekli bizi sıkıştırıyor. Bugün, yarın evime icra gelecek ve evde de satacak bir şeyim kalmadı. Üç çocuğum var ve biri hasta. Çocuğumu hastaneye götürecek durumum yok” dedi.

***

DERTLERİNE ÇARE ÜRETİLMELİ

CHP Karaman Milletvekili İsmail Atakan Ünver, madencilerinin yanında olduğunu belirterek şunlarını söyledi:

“Haklarını almak için eylem yapan madenci kardeşlerimizle dayanışma içinde olacağız. Bundan sonra da Ermenekli hemşehrilerimin içinde bulunduğu hali anlatmaya, maden sektörünün düştüğü içler acısı durumu gündeme getirmeye, çözüm aramaya devam edeceğim. Haklarını alamayan, evine ekmek götüremeyen, bakkala, manava borcunu ödeyemeyen işçi kardeşlerimiz yalnız değildir. İşçiyi çalıştıran işveren de devleti yönetenler de bu çığlığı duymalı, işçi kardeşlerimizin derdine çare üretmelidir.”