Ihlamur Parkı’nın bize gösterdiği; yan yana geldiğimizde, omuz omuza durduğumuzda kazanamayacağımız bir mücadele yoktur. Kararlarımızı hep birlikte alarak, birbirimizi anlayarak, sevgimizi çoğaltarak bizim olanı bizden almaya çalışanları durdurabiliriz

Direnince oluyor: Ihlamur Parkı

EYLEM ALTUN
Haziran Beşiktaş Meclisi Üyesi

Ihlamur Parkı, tarihi ismiyle Ihlamur Mesiresi’nin kayıtlarda yer almasının başlangıcı 1700’lü yılların başına dayanmaktadır. Bu dönemde henüz Ihlamur ismini almamış olan bu alan ‘’Hacı Hüseyin Bağları’’ olarak anılır. Bağlara adını veren kişi III. Ahmed devrinde Tersane Eminliği yapan Hüseyin Ağa’dır. Sonrasında Hüseyin Ağa’nın mallarına yolsuzluk yaptığı iddiası ile Osmanlı Devleti el koymuştur ve padişahların dinlenme alanı olarak düzenlenir. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda Ihlamur Mesiresi tapuda Abdülmecid ve Abdülhamid adlarına kayıtlı iken hazineye devredilir. Hazineye devir işleminin ardından devletten maaş alacağı olan bir kişiye çay bahçesi alanının verilmesine karar verilmiş. Ancak tapu kayıtlarında yapılan yanlışıkla alanın tümü devredilmiş ve böylece kamu mülkiyeti olan Ihlamur Mesiresi özel mülkiyete geçmiş. İçerisinde korunması gereken kültür varlığı olarak tescil edilen III. Selim ve II. Mahmut’a ait üç adet nişan aşı ve anıtsal nitelikte ağaçlar bulunuyor. Bugün tapuda 330 ada 20 parselde geçen parkımız Koruma Kurulu kararlarıyla da ‘’Taşıdığı doğal, tarihsel ve kültürel değerler açısından asla parçalanması gereken bir bütün’’ olarak tanımlanıyor.

Çocukların büyütüldüğü, ilk aşkların yaşandığı, dansların edildiği, düğün derneklerin kurulduğu bu park Seba İnşaat tarafından 21 Haziran günü inşaat panelleri ile çevrildi. İnşaat panellerinin parkı çevirmesinden sonra tarih kokan parkımıza inşaat firması tarafından 5 katlı 30 daireli konut yapılacağını öğrendik. Mahalle sakinleri ve Beşiktaş halkı olarak parktaki bu durumun detayları ile ilgili Beşiktaş Belediyesi’ne başvurduğumuzda sorularımızın cevapsız kaldığını gördük. Sonraki süreçte bir araya gelerek neler yapabilceğimizi konuşmaya başladık. Parkımız bizi birleştiren bir simge haline gelmeye bu şekilde başladı.

Öncelikle parkımıza bir isim koymaya karar verdik. Ihlamur Kasrı hemen arkamızda olduğundan parkımızın adı Ihlamur olsun dedik. Hep birlikte koyduğumuz bu isim; çevre bakanı, belediye başkanı, medya ve inşaat yapmak isteyen firma tarafından dahi ‘Ihlamur Parkı’ olarak anıldı. Bu bizim belki de ilk kazanımımız oldu. Bir sabah inşaat panellerinin üzerine ‘özel mülktür, girilemez’ yazıları asıldığında, giriş çıkış için bırakılan alanlar kapatılmaya çalışıldığında teyzeler, gençler, çocuklar, kadınlar olarak ‘bu park halkındır,isteyen girebilir’ yazıları ile donattık parkın dört bir yanını. Parkımızı bizden almak isteyenler sesimizi daha çok duysun diye ses çıkartma eylemlilikleri yaptık. Yapılmak istenen kapılara izin vermedik ve bizler için ikinci kazanım bu oldu. ‘Özel Mülktür Girilemez’ yazılarının asıldığı günün ertesi sabah 06.00’da belediye başkanı Murat Hazinedar parkımıza gelerek ‘özel mülktür’ yazılarının önünde fotoğraf çekilerek açıklama yaptı. Bunun üzerine belediye meclis toplantısına giderek Ihlamur Parkı ile ilgili konuşmaları dinlemek, aynı zamanda Belediye Meclisi üyeleri ile birebir görüşmeler yapmak istedik. Ancak karşılaştığımız manzara belediye zabıtalarının şiddeti oldu. Yine başka bir zamanda Belediye Başkanı Murat Hazinedar parkımıza medyaya açıklama yapmak için geldi. Bizler de sorularımızı sormak ve sesimizi duyurmak istediğimizde yaşadığımız durum Belediye Meclisi toplantısına gittiğimizden farklı değildi. O gün üç arkadaşımız korumalar tarafından darp edildi. Bütün bu yıldırma çabaları Ihlamur Parkı Dayanışması’nın mücadele azmini daha fazla arttırmaktan başka bir sonuç üretmedi. Gece gündüz parkımızda nöbet tuttuk, çamaşır iplerine çamaşırlar yerine pankartlar asıldı, Beşiktaş’ın her yeri Ihlamur Parkı afişleri ile donatıldı. Ihlamur Parkı Dayanışması olarak parkımızı temizledik, çaylar demledik, sofralar kurduk. Sadece parkımızı savunmakla kalmadık aynı zamanda dostlukların biriktiği, dayanışmanın yeşerdiği, anlayışın ve sevginin çoğaldığı bir hayat kurduk. Mücadelemiz boyunca yaptığımız bütün eylemlilikler, etkinlikler ortak irademiz sonucunda yapıldı. Bütün kararları forumlarda aldık. Bu mücadele deneyimi aynı zamanda örnek bir demokrasi deneyimi haline geldi. Parkımız için yaptığımız çabaların sonucunda parkımızı kazandık. 1/5000’lik planda parkımızın imara açılan kısmı askıya alınarak alanın tamamı park olarak ilan edildi. Mücadelemizin sonucunda parkımızın imarını durdurduktan sonra biriktirdiğimiz dostluklarla parkımızda müzik eşliğinde kahvaltımızı yaparak kutlamamızı gerçekleştirdik.

Ihlamur Parkı’nın bize gösterdiği; yan yana geldiğimizde, omuz omuza durduğumuzda kazanamayacağımız bir mücadele yoktur. Kararlarımızı hep birlikte alarak, birbirimizi anlayarak, sevgimizi çoğaltarak bizim olanı bizden almaya çalışanları durdurabiliriz. Parkımızda, mahallemizde söz, karar bizimdir. Söz, karar hakkımızı gasp etmeye kalkanlar Ihlamur Parkı’nın dayanışmasının gücüne yenilmiştir. Parkı için direnen Beşiktaş halkından; okulu için, doğası için, hakları için, geleceği için bütün mücadele edenlere selam!

Yazımı, Ihlamur Parkı mücadelesinin simgeleşen sloganıyla bitiriyorum: Tarihi miras özel mülk olmaz!