Google Play Store
App Store

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na yapmak istedikleri yürüyüş polis tarafından engellenen Fernas işçileri, direnişin 51., açlık grevinin ise 2. gününde eylemlerini sürdürüyor.

Kaynak: Haber Merkezi
Direniş 51. gününde: Fernas işçileri açlık grevinde

Fernas Madencilik işçilerinin Kurtuluş Parkı'ndan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na yapmak istedikleri yürüyüş dün polis tarafından engellendi. Maden işçileri polislerce yapılan engelleme sonrası başlattıklarını açlık grevininin 2. günündeler.

Sendikaya üye oldukları gerekçesiyle işten atılan ve protesto için Soma'dan Ankara'ya gelen Fernas işçileri, bekleyişlerini sürdürdükleri Kurtuluş Parkı'ndan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na yürümek istedi. Madenciler polisin engellemesiyle karşı karşıya kalmaları sonrası açlık grevi yapma kararı aldı.

Madenciler adına açıklamada bulunan işçiler, açlık grevi kararı aldıklarını Bağımsız Maden İş X hesabından yaptıkları açıklamayla duyurdu. Açıklamada, "Şu an itibariyle çözüm olana kadar buradan ayrılmıyoruz, yemek yemiyoruz, kimseyle görüşmüyoruz. Elimizden gelen her yolla derdimizi anlattık, görüşebildiğimiz herkesle görüştük, aşabildiğimiz her engeli aştık. Artık sadece çözüm bekliyoruz" ifadelerine yer verildi.

Parkta yalın ayak yere yatan ve ellerindeki baretleri yere vurarak protestolarını sürdüren Fernas işçileri adına konuşan Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Gökay Çakır, talepleri karşılanana kadar açlık grevini sürdüreceklerini açıkladı.

"YA ÖLECEĞİZ YA HAKKIMIZI ALACAĞIZ"

Başkan Çakır, "Türkiye'deki işçi sınıfına aynı şeyi söylüyorum biz kazanırsak hepimiz kazanacağız, kaybedersek hep beraber kaybedeceğiz" diyerek eyleme destek çağrısı yaptı. Çakır, şunları söyledi:

"Bu kardeşlerinize destek çıkın ya biz 40 kişi öleceğiz ya bu hakkımızı alacağız. Bu saatten sonra bir daha konuşma yapmayacağız. Anlaşılırsa, çözülürse mesele o zaman konuşuruz. Bir avuç insana milyonlarca avuç insanı köle yapıyorlar biz bunu söylemeye çalışıyoruz ama bizi anlamıyorlar. Bu ülkede işçiler ölse umurlarında değil o bir avuç insanın. Hani dedik ya Avrupa'da insanlar tesadüfen ölür Türkiye'de ise tesadüfen yaşıyor insanlar. Biz haykırmadığımız sürece bu böyle devam edip gidecek. Ölebiliriz, can verebiliriz ama milyonlar bizim üzerimizden rahat yaşayacaksa biz ölmeye hazırız. Burada 40 arkadaşımızla açlık grevine bu yüzden başladık. Türkiye'deki işçi sınıfına aynı şeyi söylüyorum biz kazanırsak hepimiz kazanacağız, kaybedersek hep beraber kaybedeceğiz. Bütün işçi sınıfını Ankara’daki bu parka bekliyoruz. Bu işçilerin yüreğindeki ses olması için ne kadar işçi emekçi varsa bu işçilere destek olmalı."

NE OLMUŞTU?

Üç madencinin sendikaya üye olmalarının ardından 19 Ağustos’ta işten çıkarılması üzerine maden ocağında çalışan tüm madencilerin iş bırakmasıyla başlayan eylemler, geçen 50 gün içerisinde Manisa’dan Ankara’ya ulaştı.

2 Ekim’den bu yana Kurtuluş Parkı’nda yalınayak nöbet tutarak direnen madenciler 10 Ekim’de parktan Meclis’e yürümek istedi ancak karşılarında yine polis ablukalarını buldu.

Direnişin 50. gününde Kurtuluş Parkı’ndan Enerji Bakanlığına yürümek isteyen madencilere polis müdahale etti.

Polis müdahalesi sonrası madenci Arif Doğan yere düşüp baygınlık geçirdi. Doğan, ambulansın gelmesinin ardından hastaneye kaldırıldı.