İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptali için görülen duruşmada Danıştay Savcısı mütalaasını verdi: Fesih kararı iptal edilmeli. Duruşmaya yaklaşık bin avukat katılırken, savcı mütalaasının ardından kadınlar bir kez daha “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” diye haykırdı.

Direniş bitmedi: İstanbul Sözleşmesi mücadelesi sürüyor

Nisa KÜÇÜK

Hukuku ve yaşamı savunan binlerce kadın “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” diyerek tarih yazdı. Sözleşmeden Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile çekilme kararının iptali talebiyle Danıştay 10. Dairesi’nde dün görülen duruşmada savcı, sözleşmeden çekilme kararının hukuka aykırı olduğunu belirtti. Fesih kararının iptal edilmesi yönünde mütalaa veren Danıştay, davalara ilişkin kararını daha sonra açıklayacaklarını bildirdi. Danıştay’ın bir ay içinde kararını vermesi bekleniyor. Kadınlar duruşma salonundan ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’, ‘Yaşasın kadın dayanışması’ sloganları atarak ayrıldı.

Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı’nın iptali talebiyle açılan davalar dün Ankara’da Danıştay 10. Dairesi’nde görüldü. Danıştay’ın 600 kişilik konferans salonu kadınlarla hınca hınç doldu. Binden fazla kadın avukatın katıldığı duruşmada farklı illerden gelen çok sayıda kadın sabahın erken saatlerinde Danıştay önünde toplandı. Danıştay binasının dışında bekleyen ve kalabalık olduğu gerekçesiyle duruşma salonuna alınmayan kadınlar, duruma tepki gösterdi. Danıştay kapısını zorla açan kadınlar polis müdahalesiyle karşılaştı. Tepkiler üzerine kadınların hepsi salona alındı. Duruşma başında Danıştay 10. Daire Başkanı Yılmaz Akçil, salonun kalabalıklığına dikkat çekerek “Danıştay tarihinde bir ilk. Bu kadar kalabalık bir duruşma ilk kez yapıyoruz” dedi.

BU AÇIKÇA GASP

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan da avukat cübbesi giyerek davacı tarafında yer aldı. Sağkan, Uluslararası sözleşmelerin TBMM’nin kararı ile onaylanabileceğine dikkat çekti: “Burada 9 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yapılan, açıkça Meclis yetkisinin gasp edilmesidir. Bugün burada alacağınız karar Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi’nin yargıya karışmasına dair alınacak derecede büyük ve tarihi karardır. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılırsa bir sabah uyandığımızda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden de çıkılabilir. Bu durum şuna işaret ediyor eğer ki yargı burada buna ‘dur’ demezse Türkiye Cumhuriyeti’nde Meclis yetkilerinin gasp edilmesinin bu sisteme uygun olduğunun onaylanacağı ve tevsik edileceği anlamına gelir. Bu da artık Türkiye’de kuvvetler ayrılığının değil, yasama ve yürütmenin tek bir kişide birleştiğinin açık ilanıdır." Davada ilk olarak söz alan 29 Ekim Kadınlar Derneği Başkanı avukat Şenal Sarıhan, davanın ‘tarihi’ olduğuna dikkat çekti: “Bu tarihi bir davadır. İstanbul Sözleşmesi kadının, çocuğun onurunu koruyor. Biz fesih girişimini kabul etmiyoruz. Bu davayı açtık. Bizim koruduğumuz, yaşam hakkımız bunu koruyamadığımız sürece hiçbirinin değer yok. Kadınlarımız ölüyor. Onların yaşama sıkı sıkı sarılmalarının bir dayanağı İstanbul Sözleşmesi. Lütfen adaleti yerine getirin.”

Avukat Hülya Gülbahar ise "Biz bugün burada tek kişinin keyfi ve yok hükmünde kararını tartışıyoruz. Bu dava uzadıkça şiddet failleri cesaret buluyor. Kaybedecek bir günümüz bile yok, umutluyuz, bugün kabul kararını duymak istiyoruz” derken, bu sözler kadınlar tarafından ayakta alkışlandı.

MECLİS’TEN GEÇMELİ

Duruşma hakkında konuşan avukat Hayel Özenç, şunları kaydetti: "Danıştay savcısı sözleşmeden çıkma kararının hukuka aykırı olduğunu söyledi. Bu bizim için çok kıymetli bir mütalaa. Hukuken, uluslararası bir sözleşmeden tek bir kişinin kararıyla çıkılamaz. Sözleşmeden çıkılacaksa bile bunun Meclis’ten geçmesi gerekiyor. Lehimize bir karar çıktıktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın itiraz edeceğini düşünmüyorum. Bu kadar insanın böyle bir talebi varken, mahkeme olumlu bir sonuç vermişken halen ısrarcı olunursa Cumhurbaşkanlığı sorgulanır."

Kararın 15 gün içerisinde çıkması gerektiğini söyleyen avukat Pınar Çelik Arpacı, “Kararın lehimize olacağını düşünüyorum, umut etmek istiyorum. Karar bizim aleyhimize çıksa da vazgeçmeyeceğiz. Yeniden yürürlüğe girmesi için mücadele edeceğiz ve sözleşmenin yürürlüğe gireceği günü göreceğiz" dedi.

SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK?

Danıştay 10. Dairesi önümüzdeki günlerde davayı esastan karara bağlayacak ve karar gerekçeli olarak ilan edilecek. Sözleşmenin feshine dair Cumhurbaşkanı kararı iptal edilirse İstanbul Sözleşmesi uygulanmaya devam edecek. Ret kararı verilirse sözleşmeden feshine dair süreç tamamlanmış olacak. Avukat Hülya Gülbahar, kadınların lehine bir karar verilmesi durumunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın itiraz edebileceğini vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Cumhurbaşkanı Erdoğan, karara itiraz ederse süreç uzayacak. Erdoğan’ın şu anki politikalarına bakarsak, lehimize çıkacak karara itiraz etmesi çok olası. Örneğin Erdoğan, yakın zamanda kadın örgütlerine ağır sözler etti. Başka bir örnek, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu hukuksuz bir şekilde kapatılmak isteniyor ancak haklarımız için bütün iç hukuk mekanizmalarını kullanacağız. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı iptal edilirse sözleşmeye tekrardan dâhil olmamız için kesinleşmiş kararı Avrupa Konseyi Genel Sekreterliği’ne bildirmek yeterli."

CUMHURBAŞKANI’NIN İMZASIYLA FESHEDİLDİ

•Kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda devletlere sorumluluklar yükleyen "Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi" Avrupa Konseyi’ne üye ülkeler tarafından 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzalandı. Türkiye, bu sözleşmeyi ilk imzalayan ülke oldu.
•Sözleşmeye ilişkin kanun, 24 Kasım 2011’de TBMM’de kabul edilmiş, Bakanlar Kurulu tarafından da 10 Şubat 2012 tarihinde onaylanmıştı.
•Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 19 Mart 2021 tarihinde imzaladığı ve bir gün sonra Resmi Gazete’de yayımlanan kararla, Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı çekilmiş oldu. İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinde Meclis’in devre dışı bırakılması tartışma yaratmıştı.
•Erdoğan’ın bu kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle 200’ün üzerinde dava açıldı.
•Danıştay ilk olarak yürütmeyi durdurma talebini görüştü. 2 üyenin muhalefet şerhine karşın 3 üye, yürütmenin durdurulması talebini reddetti.
•İtirazı değerlendiren Danıştay İDDK ise 5 üyenin muhalefet şerhine karşılık 8 üyenin oyuyla 10. Daire’nin kararının yürütmesinin durdurulması talebini reddetti. Kararın gerekçesinde, Anayasa’ya göre yürütme yetkisinin Cumhurbaşkanı’nda olduğu, milletlerarası antlaşmaları sona erdirilmesinin de yürütme yetkisine ilişkin olduğu savunuldu.