Bana içeride ne kadar kaldın diye sorulduğunda, bu sürenin çok da fazla önemi yok diyorum. Tutsaklıkta geçen bir gün, bir saat bile, koparılıp alınmış canlı bir yaşam parçasıdır.

Dışarıdan içeriye mektuplar: Dışarıdaki içeriden içerideki dışarıya mektup

Ataol Behramoğlu

Başlık biraz karışık oldu biliyorum. Fakat söylenilmek istenen yine de hemen anlaşılıyor. Sizler içeridesiniz ama aynı zamanda dışarıdasınız. Biz şimdilik dışarıdakiler aynı zamanda içerideyiz. Türkiye’miz içerisiyle dışarısıyla büyük bir hapishane çünkü. Ama bizler, nerede olursak olalım, alınlarımızda geleceğin aydınlığını taşıyoruz, her koşulda taşımaya devam edeceğiz.


***

Bu satırları yazmakta olan kişi tam kırk yıl önce askeri darbe tutuklusu olarak şu günlerde cezaevindeydi. Sizler sivil darbenin tutuklularısınız. Aslında arada bir fark yok. Üniformanın varlığı ya da yokluğu dışsal bir görünüş sadece. Halkın olmadığı bir yerde ülkenin satışı planlanmış. Gereği kırk yıl önce de bugün de, aradan geçen zamanlarda da yerine getirildi, getirilmeye devam ediliyor. Halk zaman zaman uyanır gibi olsa da derin uykusunda. Çünkü bilgisiz ve örgütsüz. İşbirlikçiler her zamanki gibi iş başında. Bizlerin suçlanmamızın nedeni ise onu derin uykusundan uyandırmaya çalışmamız. Bu hiçbir zaman hiçbir yerde kolay değildi, bugün de öyle…

***

Bana içeride ne kadar kaldın diye sorulduğunda, bu sürenin çok da fazla önemi yok diyorum. Tutsaklıkta geçen bir gün, bir saat bile, koparılıp alınmış canlı bir yaşam parçasıdır. Buna karşılık, tutsaklıkta geçen çok uzun zamanların insan olma savaşımında bir zafere dönüştürülmüş olmasının örnekleri de, bütün insanlık tarihinde, azımsanamayacak sayıdadır. Sonuçta, şu anda yaşanmakta olan kara günler geçecektir. Geçmek zorundadır. Fakat şu anda dışarıdaki sizleri ve içerideki bizleri beklemekte olan çok acil ödevler var.

Bunların en başta gelenleri de bu gerçekten güzel ülkenin gerçekten çalışkan ve zeki, fakat çağdaş insan olma bilincinden giderek daha da uzaklaşan ve örgütsüzleşen halkını, bir an önce bilinçlendirmek ve örgütlenmesini sağlamaktır.