AYM, Yükseköğretim Kanunu'nun öğrencilere disiplin cezası verilmesine ilişkin yasal düzenlemesini iptal etti. Eğitim Sen’den Arslan “Tek adam rejimi disiplin cezalarını üniversitelileri susturmak için kullanıyor” dedi.

Disiplin cezaları susturma aracı
Doğuş Üniversitesi ücretlerine yapılan fahiş zamma tepki gösteren bir öğrenciye disiplin cezası verilmişti. (Fotoğraf: BirGün)

Dilan ESEN

Anayasa Mahkemesi (AYM), Yükseköğretim Kanunu'nun eylemlere katılan öğrencilere uzaklaştırma ve okuldan atma cezaları verilebilmesini öngören maddesini iptal etti. YÖK Kanunu’nun 54. Maddesinde ‘öğrencilik onur ve şerefine aykırı hakaret eden’, ‘boykot, işgal ve engelleme gibi eylemlere katılan’, ‘anarşik, ideolojik olaylara katılan’ öğrencilere disiplin cezası verilebiliyordu.

AYM’nin, Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi’nin başvurusu üzerine Yükseköğretim Kanunu’nun 54. Maddesine ilişkin verdiği karar dün Resmi Gazete’de yayımlandı. İdare Mahkemesi, AYM’ye yaptığı başvuru kararında özetle; itiraz konusu kuralda disiplin cezasını gerektiren eylemlerin soyut biçimde ifade edildiğini, hangi eyleme hangi disiplin cezasının uygulanacağının açık olmadığını, bunun Anayasa’ya aykırı olduğunu belirtti. Öğrencilerin disiplin suç ve cezalarına ilişkin hususların kanunla düzenlenmesi gerektiğine de değinildi.

ÇERÇEVESİ ÇİZİLMEMİŞ

Yüksek Mahkeme, kanun maddesini iptal ederken hükmün 9 ay sonra yürürlüğe girmesi kararlaştırıldı. Kararda, şu değerlendirme yapıldı: “İlgililerin hangi somut fiil ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun uygulanacağını belirli bir açıklık ve kesinlikle öngörebilmelerine yasal çerçevede imkân tanıyacak şekilde belirliliğe sahip olmayan düzenlemelerle idareye verilen yetkinin çerçevesinin çizildiği söylenemez. Bu itibarla kural belirlilik ve yasama yetkisinin devredilemezliği ilkeleriyle bağdaşmamaktadır.”

SUÇA DÖNÜŞTÜRÜYORLAR

AYM kararını BirGün’e değerlendiren Eğitim Sen Ankara 5 No’lu Üniversiteler Şubesi Başkanı Mutlu Arslan, afiş asmaktan bildiri dağıtmaya, boykot yapmaktan basın açıklamasına katılmaya kadar pek çok etkinliğin suç sayıldığını söyledi. Tek adam rejiminin disiplin cezalarını üniversitelileri susturmak için kullandığına dikkat çeken Arslan, şöyle konuştu: “Ülkemizdeki en baskıcı ve antidemokratik mevzuat hükümleri Yükseköğretim Kurumlarında uygulanıyor. 12 Eylül Askeri Rejiminin üniversitelere bakışı neyse, bugünkü iktidar sahiplerinin de bakışı aynı olduğu için darbe ürünü Yükseköğretim Kanunu ve disiplin hükümleri geçerliliğini korumaya devam ediyor. Bilimsel üretimin kendine özgü doğası gereği üniversitelerde özgürlük ve demokrasinin alanının daha geniş tanımlanması beklenirken Türkiye’de tam tersi biçimde uygulanıyor. Afiş asmaktan bildiri dağıtmaya, boykot yapmaktan basın açıklamasına katılmaya kadar üniversite dışında demokratik hak ve özgürlükler kapsamında değerlendirilen pek çok eylem ve etkinlik, kampüs içinde suç haline dönüştürülüyor.”

YETERLİ DEĞİL

Bu yolla üniversitelilerin cezalandırıldığını aktaran Arslan, şunları ifade etti: “Öğrencilerin sosyal medya paylaşımları, katıldıkları demokratik protestolar öğrencilerin disiplin cezası almasına, okullarından atılmasına neden oluyor. Boğaziçi Üniversitesi eylemleri ve farklı üniversitelerde yürütülen barınma ve yemekhane eylemleri nedeniyle verilen büyük cezalar bunun en yakın örnekleridir. Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verdiği disiplin maddesi, soyut ve genel içeriği nedeniyle öğrencilere verilen cezalarda en çok kullanılan maddeydi. Öğrenciler barınma sorunlarından yemekhane ücretlerine, servis yetersizliğinden okuldaki baskılara kadar en doğal taleplerini bile dile getirmez hale gelmişti. Bu maddenin kaldırılması olumlu fakat yeterli değil. Bu madde uyarınca bugüne kadar öğrencilere verilen tüm cezalar iptal edilmelidir. Üniversitelerde hem çalışanlar hem de öğrenciler açısından disiplin hükümleri tümüyle kaldırılmalıdır. Mevcut yasa ve yönetmelikler tarafından düzenlenen hak ve özgürlükler, üniversitelerde daha geniş biçimde yorumlanarak akademik özgürlüklerin önü açılmalıdır.”

***

ÖNCE SORUŞTURMA SONRA CEZA

Üniversitelerin yönetimleri, disiplin cezalarını öğrencileri suçlu göstermek için kullanıyor. Son dönemde buna örnek olan birkaç olay şöyle:

•Boğaziçi Üniversitesi’nde 31 Ağustos’ta bazı öğrencilere hukuk fakültesi tarafından soruşturma açıldığına dair e-posta gönderildi. Öğrencilere gönderilen e-postada, “Fakülteniz tarafından disiplin soruşturması başlatılmış olup fakültenizin talebi üzerine Hukuk Fakültesi tarafından soruşturmacı olarak görevlendirilmiş bulunmaktayım” denildi.

•Doğuş Üniversitesi yönetiminin, yıllık ücretlere yüzde 300’e varan zamlarına tepki gösteren 14 öğrenciye disiplin soruşturması açıldı. Bir asistan işten çıkarılırken soruşturma açılan bir öğrenciye uzaklaştırma cezası verildi.

•Ailesinin isteğiyle kaldığı cemaat yurdunda yaşadığı baskıları ve gelecek kaygısını anlatan bir video çektikten sonra yaşamına son veren Elazığ Üniversitesi Tıp Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi 20 yaşındaki Enes Kara’nın ölümünün ardından İstanbul’daki eyleme katılan ve gözaltına alınan Ayşe S.’ye, Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) tarafından soruşturma başlatıldı.