DİSK 53'üncü yılını dünya sendikalarıyla kutladı: Yaşasın enternasyonal dayanışma

Konferansın açılış konuşmasını yapan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK’i 53 yıl önce kuran, tüm zorluk ve baskılara karşın ayakta tutan sendikacıları anarak sözlerine başladı. DİSK’in 1967 yılında sermayenin ve onun iktidarlarının kuşatmasına karşı işçi sınıfının verdiği bir cevap olarak kurulduğunu belirten Çerkezoğlu, “Bugün bizlerin de sorumluluğu, her türlü baskı ve zorluğa rağmen tarihin bu anında, 2020’lerin dünyasında ve Türkiye’sinde sermayenin ve onun iktidarlarının tüm kuşatmalarına karşı işçi sınıfının cevabını kurabilmektir” dedi.

Çerkezoğlu, DİSK’in kurulduğu günden bu yana enternasyonal dayanışmayı önemseyen bir örgüt olduğunu ifade etti. DİSK’in kapatıldığı ve faaliyetlerinin yasaklandığı yıllarda uluslararası sendikal hareketten dostlarının sayesinde ayakta kaldığını vurgulayan Çerkezoğlu, “Uluslararası dayanışmanın örneklerini geçmişten bugüne yaşatmaya çalışıyoruz. Emperyalist ve kapitalist sistemin dünya halklarına vadedecek hiçbir şeyinin kalmadığı, masalların bittiği böyle bir tarihsel dönemde bu dayanışmayı önemsiyoruz. Bu konferansın 16’ncı Genel Kurulumuza da ışık tutacağını düşünüyorum” diye konuştu.

BİZE ULUSLARARASI DAYANIŞMA GEREK

Uluslararası konferansta söz alan sendikacılar, kendi ülkelerinde yaşananlar hakkında bilgi verdi, deneyimlerini paylaştı. Emperyalist-kapitalist sistem ve neoliberal politikalar nedeniyle dünya genelinde sömürünün ve gelir adaletsizliğinin arttığına ve birçok ülkede halkların ayaklandığına dikkat çeken sendika temsilcileri, uluslararası dayanışmanın ve birlikte mücadelenin önemine dikkat çekti.

Avrupa Sendikalar Eğitim ve Araştırma Enstitüsü’nden (ETUI) Stan De Spiegelaere, Avrupa’nın en büyük ve ünlü havayolu şirketlerinden Ryanair’da verilen mücadeleyi örnek verdi. İşçi haklarını sürekli gasp eden bu şirkete karşı çeşitli ülkelerden sendikaların mücadele yürüttüğünü, ancak başarılı olamadığını anlatan araştırmacı, “Danimarkalılar, İrlandalılar, Fransızlar, son olarak 2018’de Portekizliler denedi, olmadı. Sonunda birçok ülkeden sendikalar bir araya geldi, uluslararası bir grev yapıldı ve zafer elde edildi. Bizlere uluslararası dayanışma lazım. Renault işçileri, H&M işçileri kazanmak istiyorsa uluslararası dayanışma gerekli” ifadelerini kullandı.

DEMOKRASİ İÇİN MÜCADELE

Arjantin Bağımsız Sendikalar Konfederasyonu (CTA-A) Genel Sekreteri Ricardo Peidro, sendikaların işçi haklarının yanı sıra demokrasi ve barış için de mücadele etmek zorunda olduğunu kaydetti. Demokrasinin dünyanın her yerinde tehdit altında olduğuna dikkat çeken Peidro, “Demokrasi olmaksızın sendikalar olarak insan onuruna yaraşır çalışma koşullarını sağlamamız mümkün değil. Kalkınma politikalarına alternatif oluşturabilmemiz, sosyal adaleti sağlamamız mümkün değil” dedi. Teknolojik gelişmelerin işçilere ve çalışma hayatına etkisine de değinen Peidro, yeni teknolojilerin yaratacağı iş kaybına karşı işçilerin ve sendikaların sürekli kendilerini güncellemesi gerektiğini vurguladı.

BIKTIK REFORM LAFINDAN

Fransa Genel Emek Konfederasyonu CGT Yönetim Kurulu Üyesi Nail Yalçın, Fransa’da emeklilik yasasına karşı verdikleri mücadeleyi anlattı. “Biz artık bıktık reform lafından” diyen Yalçın, şunları söyledi: “Halkın, çalışanların haklarını budamayı hedefleyen her düzenleme reform adı altında sunuluyor. Makron önce iş yasasını hedef aldı, sendikal hakları kısıtlamayı hedefledi. Bu saldırıya karşı geniş bir sendikal birlikle direnemedik. Geçen yılın sonuna doğru da emeklilik yasasının değiştirilmesi gündeme geldi. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Sendikalar, avukatlar, sanatçılar, memurlar, hep birlikte direndik, direniyoruz. Tasarı Bakanlar Kurulu’ndan geçti, gelecek hafta Meclis’te görüşülecek. Tasarının tümüyle geri çekilmesini istiyoruz.”

GÖÇMEN İŞÇİLERE KARŞI SORUMLUYUZ

Güney Kore Sendikalar Konfederasyonu’ndan (KCTU) Mikyung Ryu, Türkiye’de sendikal hareketin yaşadığı sıkıntıları yakından takip ettiklerini belirterek, “Biz de aynı sorunlarla karşı karşıyayız. Uluslararası dayanışma sayesinde bu yoğun baskılara rağmen ayakta kalabiliyoruz, mücadelemizi sürdürüyoruz” dedi. Son olarak güvencesiz işçilerle ilgili yürüttükleri çalışmalarla yeni üyeler kazandıklarını ve bugün ülkenin en büyük konfederasyonu haline geldiklerini ifade eden Ryu, bu durumun sorumluluklarını artırdığını kaydetti. Ryu, yalnızca Koreli işçilere değil, göçmen işçilere karşı da sorumluluklarının olduğunu vurguladı.

LÜBNAN VE FİLİSTİN HALKLARIYLA DAYANIŞMA

Lübnan ve Filistin’den gelen sendikacıların konuşmaları salonda büyük ilgi ve dayanışma sloganlarıyla karşılandı.

Lübnan Sendikalar Federasyonu (FENASOL) Genel Sekreteri Castro Abdullah, emperyalist-kapitalist güçlerin petrol ve doğalgaz kuyularını ele geçirmek için halkları birbirine düşürdüğünü ve bölgeyi ele geçirmeye çalıştığını kaydetti. Bu sorunları halkı soyup soğana çeviren yönetimlerin değil, halkların çözebileceğini vurgulayan Abdullah, bu nedenle Lübnan halkının sokaklarda olduğunu belirtti. Lübnan’da verdikleri mücadelenin sınıf mücadelesi olduğunu ifade eden Abdullah, “Tek başımıza başaramayız, sizlerle dayanışmaya ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

Filistin Genel Sendikalar Federasyonu (PGFTU) Genel Başkan Yardımcısı Ahmad Mahmoud Hamdan ise Trump-Netanyahu işbirliğiyle dayatılan ve “Yüzyılın Anlaşması” denen programın uygulanmasına asla izin vermeyeceklerini vurguladı. Hamdan, “Filistin satılık değildir” dedi. Handan’ın konuşmasının ardından salonda “Filistin halkı yalnız değildir” sloganları atıldı.