DİSK-AR, TÜİK'in açıkladığı yüzde 12,9'luk resmi işsizlik oranının gerçeği yansıtmadığını, revize edilmiş geniş tanımlı işsizlik ve iş kaybı oranının yüzde 50 olduğunu belirtti.

DİSK-AR, gerçek işsizlik oranını hesapladı: Yüzde 50!

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) yöntemini esas alarak Kovid-19’un yarattığı gerçek istihdam kaybını ve işsizliği hesapladı. Kovid-19 etkisiyle revize edilmiş geniş tanımlı işsiz sayısı ve iş kaybı Mayıs 2020’de 17.2 milyona yükseldi. Gerçek işsizlik oranı ise yüzde 50 olarak hesaplandı.

TÜİK’in açıkladığı dar tanımlı işsizlik oranı ve işsiz sayısı ile Covid-19’un yarattığı depremi yansıtmaktan oldukça uzak olduğu belirtilen raporda, “TÜİK’in yöntemine göre, kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin ödeneği alan işçiler iş aramadıkları için işsiz sayılmıyor. Bugüne kadar 3.5 milyon işçi kısa çalışma ödeneği ve 1.8 milyon işçi de ücretsiz izin ödeneği (nakdi ücret desteği) aldı. İŞKUR bu kişileri işsiz saymadı” denildi.

İSTİHDAMDA BÜYÜK DARALMA DEVAM EDİYOR

Türkiye tarihinin en büyük istihdam daralması ve iş kaybının yaşandığı görüldü. TÜİK verilerine göre iş gücü son bir yılda 2 milyon 742 bin azalarak 32 milyon 426 binden 29 milyon 684 bine geriledi. İstihdam mayıs 2019-mayıs 2020 arasında 2 milyon 411 bin azalarak 28 milyon 269 binden 25 milyon 858 bine düştü. Mayıs 2019’da 26 milyon 961 bin olan istihdam içinde olup işbaşında olanların sayısı 6 milyon 474 bin kişi azalarak 20 milyon 487 bin oldu. İşbaşında olmayanların sayısı ise son bir yılda 4 milyon 63 bin kişi artarak 1 milyon 308 binden 5 milyon 371 bine yükseldi.

İŞSİZLİK ORANI YÜZDE 50!

Kovid-19 nedeniyle meydana gelen eş değer iş kaybı 8.6 milyon olarak gerçekleşti. Mayıs 2020’ye göre revize edilmiş geniş tanımlı işsiz sayısı (Tam zamanlı istihdam kaybı dahil) Mayıs 2019’a göre 7 milyon 123 bin artarak 17 milyon 237 bine yükseldi. 34 milyon 508 bin olarak hesapladığımız geniş iş gücüne göre revize edilmiş geniş tanımlı işsizlik (İstihdam kaybı dahil) oranı ise yüzde 50 olarak hesaplandı.

EN ÇOK KADINLAR İŞSİZ

Kadın iş gücü son bir yılda 1 milyon 307 bin kişi azalarak 9 milyon 378 bin ve erkek iş gücü ise 1 milyon 430 bin azalarak 20 milyon 306 bine geriledi. Böylece son bir yılda toplam iş gücü yüzde 8.5, erkek iş gücü yüzde 6.6 ve kadın iş gücü yüzde 12.2 azaldı.

ÜCRETSİZ İZİNLER İŞSİZ BIRAKTI

Ücretsiz izin uygulamalarının başlamasıyla beklendiği üzere işbaşında olanların sayısında ciddi düşüşler meydana geldi. İşbaşında olanların sayısı son bir yılda 6 milyon 474 bin azaldı. Mayıs 2019’da 26 milyon 961 bin olan işbaşında olanların sayısı Mayıs 2020’de 20 milyon 487 bine geriledi. İşbaşında olanların toplam sayısı son bir yılda yüzde 24, erkeklerin sayısı yüzde 20.6 ve kadınların sayısı yüzde 27 azaldı.

ÇALIŞMA SAATİ GERİLEDİ

Kısa çalışmanın ve ücretsiz izin uygulamalarının yaygınlaşmasıyla birlikte çalışma saatlerinde de bir düşüş meydana geldi. Mayıs 2019’da 44.5 saat olan işbaşında olanların haftalık ortalama çalışma süresi, Mayıs 2020’de 39.7’e geriledi. Son bir yılda haftalık fiili çalışılan ortalama süre toplamda yüzde 10.8, erkeklerde yüzde 11.7 ve kadınlarda yüzde 9.6 oranında düştü.

İŞ ARAMAYAN AMA ‘ÇALIŞIRIM’ DİYEN SAYISI 1.6 MİLYON ARTI

İş gücüne dahil olmayanlar kategorisinde olan iş aramayıp çalışmaya hazır olanların ve ümitsizlerin sayısında patlama yaşandı. İş aramayıp çalışmaya hazır olanlar son bir yılda 1 milyon 618 bin artarken, ümitsizlerde 800 bin kişilik bir artış yaşandı.

İŞSİZLİKLE MÜCADELE ÖNERİLERİ

İşten çıkarmalar Covid-19 süresince kesin olarak yasaklanmalı.

İşsizlik sigortasından yararlanma koşulları ve ödenek miktarı iyileştirilmelidir.

Covid-19 koşullarında işsizlik ve kısa çalışma ödeneğinden yararlanmada ön koşul aranmamalıdır.

İşsizlik Sigortası Fonu’nun amaç dışı kullanımına son verilmelidir.

“Herkesin çalışması için, herkesin daha az çalışması” ilkesi doğrultusunda haftalık çalışma süresi gelir kaybı olmaksızın 37,5 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir.

İstihdam artışlarında kamunun payı dikkate değerdir. Kamu istihdamının artırılması, kamuda eğreti ve güvencesiz çalışma biçimleri yerine, kadrolu ve güvenceli istihdam artışının sağlanması yaşamsal önemdedir. Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalı ve kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.

İş başında eğitim adı altında çırak, stajyer, kursiyerlerin ve bursiyerlerin ucuz işgücü deposu olarak kullanılması uygulamasına son verilmelidir.

Uluslararası çalışma normları doğrultusunda herkese en az bir ay ücretli yıllık izin hakkı tanınmalıdır.

Güvencesiz çalışma biçimlerine son verilmeli, tüm taşeron işçilere kadro verilmelidir. Kamu taşeron işçileri kamu işçisi olarak kadroya alınmalıdır.

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) “insana yaraşır iş” yaklaşımı temelinde herkese güvenceli ve nitelikli işler sağlanmalıdır.

Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanımı güvence altına alınmalı, sendikal barajlar kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

Toplum yararına çalışma programları kapsamında çalıştırılanlar daimî işçi statüsüne geçirilmelidir.

Kadın istihdamının artırılması ve işsizliğinin azaltılması için işgücü piyasalarındaki cinsiyetçi uygulamalara son verilmeli, ev içi bakım hizmetleri devletin gereken nitelikli, yaygın ve ücretsiz bakım hizmetlerini sağlaması ile kadının üzerinden alınmalıdır.