DİSK Ege Bölge Temsilciliği, artan kur fiyatları ile alım gücü ve asgari ücretin erimesine karşı basın açıklaması düzenledi.  Yapılan açıklamada genel grev çağrısında bulunularak, “Yoksulluğa ve emeğimizin ucuzlatılmasına teslim olmayacağız. Emeğimizi savunmak için omuz omuza mücadele edeceğiz” denildi.

Disk Ege Bölgesi Temsilciliği: Emeğimizi savunmak için omuz omuza

YAĞMUR BERİL VAROL

Artan kur fiyatları ile beraber günden güne yakıcılığının arttığı; geçinememe, işsizlik, pahalılık ve zamlara karşı DİSK Ege Bölge Temsilciliği, Basmane Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları da destek verdi.

Borçla yaşamaya çalışıp, patronlardan daha çok vergi verdiklerini aktaran DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “Biz çalışıyoruz, bir üretiyoruz, bu ülkenin ekonomisini biz büyütüyoruz ama geçinemiyoruz. İşyeri işyeri, meydan meydan anlatıyoruz. Milyonlarca işçi adına, emekçi adına, emekli adına, geçinemeyenler, barınamayanlar, iş bulamayanlar adına haykırıyoruz. Ekonomik krizin ve pandeminin ağır yükünü biz taşıyoruz. Her sabah yeni zamlara uyanıyor, her gün yoksullaşıyoruz. Üstüne üstlük son günlerde dövizin hızla artışıyla ekmek aslanın ağzından midesine indi. Ülkeyi yönetenler "dövizden size ne” diyorlar. Bizim aklımızla dalga geçmeyin! Biz Türk Lirası kazanıyoruz, döviz kuru arttıkça iğneden ipliğe her şeye zam geliyor. Türk Lirası değer kaybettikçe her gün daha da yoksullaşıyoruz” diye konuştu.

Sarı, genel grev çağrısında bulunarak şunları dile getirdi:

“TL'nin ve emeğin değersizleştirilmesi politikasından derhal vazgeçilmelidir. TL'nin değersizleşmesi nedeniyle yaşanan tüm kayıplar asgari ücret artışıyla telafi edilmeli, bu artışta işçiler büyümeden de pay almalıdır. Asgari ücretin ve tüm ücretlerin asgari ücret tutarı kadar bölümünde vergi ve kesintiler kaldırılarak tüm ücretlere bin lira iyileştirme yapılmalıdır.

İşçi sınıfının yaşadığı gelir kaybını telafi etmesinin en önemli yolu, sendika ve grev hakkıdır. Bu hakların kullanımı önündeki tüm yasal ve fiili engelleri kaldırılmalıdır. Buradan bir kez daha haykırıyoruz: Yoksulluğa ve emeğimizin ucuzlatılmasına teslim olmayacağız. Kara kışı işçi baharına çevireceğiz. Üretimden gelen gücün kullanımı da dâhil olmak üzere demokratik her türlü yöntemle direneceğiz. Bu ülke, bu halk, bu ülkenin işçi sınıfı satılık değildir. Emeğimizi ve memleketimizi savunmak için omuz omuza mücadele edeceğiz.”