Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK’in 50. Kuruluş Yıldönümü 13 Şubat 2017 Pazartesi günü görkemli bir törenle kutlandı. Şişli Belediyesi’ne ait Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi’ndeki tören, uzun zamandır sol, sosyalist, sosyal demokrat cenahta pek göremediğimiz bir dinamiklikte düzenli, disiplinli, akıcı, şiirsel bir etkinlik oldu. Üstelik sahnede bir sunucu da yoktu. DİSK’i böyle bir organizasyona imza attığı için ayrıca kutlamak gerekiyor.

•••

Toplantıya erken gelenleri fuayede Grup Bandista karşılıyordu. 2006’dan bu yana sahnelerde/sokaklarda/ eylemlerde olan Bandista, DİSK gecesine çok yakışan özelliklere sahip bir müzik grubu. Albümleri, “Tayfa Bandista” adlı siteden parasız indirilebiliyor.

Esas program başlamadan önce salonda oluşturulan görüntülü canlı yayın sistemiyle orada olup da, katılanları selamlamaları gekeren hemen herkese söz verildi. Sahnedeki dev ekrandan da salona yansıtıldı.

Bu sayede Kemal Türkler’den sonra DİSK Başkanlığını en uzun süre yürütmüş olan ve Taksim’in yeniden 1 Mayıs Alanı haline getirilmesine öncülük eden Süleyman Çelebi, KESK Başkanı Lami Özgen, TTB Başkanı Raşit Tükel, DSP Başkanı Önder Aksakal, Kurucu Başkan Kemal Türkler’in kızı Nilgün Türkler, 12 Eylül zindanlarında DİSK’i dimdik durarak savunan başkan Abdullah Baştürk’ün eşi Ayten Baştürk, HDP’nin dışarıda kalan milletvekillerinden Sırrı Süreyya Önder salona seslenebildiler…

Ve Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu… Son KHK ile Marmara Üniversitesi’nden kopartılan akademinin onurlu ismi daha konuşmasına başlamadan ekranda göründüğü anda salon alkıştan yıkıldı. Düşüncelerini o kadar güzel ifade yeteneğine sahip ki, öğrencileri adına kahrolmamak mümkün değil.

•••

Konukların konuşmaları bitince sahneye DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu geldi. Elinde kutlama telgrafları vardı. İkisini okuyacağını söyledi. Biri CHP Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na aitti. Diğeri HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’a… Çok alkışlandılar!

Çerkezoğlu’nun tarihi bir özelliği bulunuyor: Cumhuriyet tarihinin ilk kadın konfederasyon genel sekreteri unvanına sahip!
Arzu Çerkezoğlu’nun güzel konuşmasının ardından DİSK Başkanı Kani Beko mikrofona geldi. Beko, DİSK’in mücadele tarihinden örnekler vererek sözlerini önümüzde duran tarihi referanduma getirdi. Bütün salona “HAYIR” dedirterek sözlerini tamamladı.

Son konuşmacı Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu Genel Başkan Vekili Jaap Wiennen idi. 2006 yılında Dünya Hür İşçi Sendikaları Konfederasyonu (ICFTU) ile Dünya Emek Konfederasyonu’nun (WCL) birleşmeleriyle meydana gelen yeni işçi örgütü 161 ülkeden 325 sendikal konfederasyonu bağlı 183 milyon üyeyi temsil ediyor. Wiennen, “Türkiye’de anti-demokrasiyi, KHK’leri, OHAL uygulamalarını yakından izliyoruz, mücadelenizde sizinle birlikteyiz. Bunu 183 milyon işçi adına belirtiyorum” dedi.

DİSK 50. yıl kutlamasıyla hem Türkiye’nin değerli bir işçi örgütü olduğunu gösterdi hem de uluslararası alandaki saygın yerini bir kez daha kanıtladı.

Mücadele içinde doğmuş, gelişmiş, yarım yüzyılı geride bırakmış DİSK bir kez daha gösterdi ki:

Teslim olmayanlar ölmez!

disk-in-gecesinden-kalanlar-teslim-olmayanlar-245639-1.

***

Üç dev bir arada: Genco, Timur, Zülfü

DİSK’in 50. Kuruluş Yılı Kutlamaları, DİSK Korosu’nun seslendirdiği güftesi ve bestesi Erdal Güney’e ait olan “50. Yıl Marşı” ile devam etti. Genç müzisyen Erdal Güney, içlerinde “Hatırla Sevgili”nin de bulunduğu pek çok televizyon dizisinin de bestelerini yapan yetenekli bir müzisyen. DİSK’in 50. Yıl Marşı da, daha ilk dinleyişte sarıp sarmalıyor mücadele insanlarını. Koroyu da Erdal yönetti.

•••

Sonra bir tiyatro devi sahneye geldi. Gecede sunucu olmadığı için adı anons edilmedi. O ışık huzmelerinin arasından ağır ağır çıktığı sahnede bütün salonu ayağa kaldırdı. Genco Erkal’ın sessiz duruşu bile büyük bir ajitasyon olabiliyor. Bir de Nâzım Hikmet şiirlerine başlayınca tek kelime ile salonu dolduranları uçurdu.

Genco Erkal işçi sınıfı dostudur. 1977’de İstanbul Spor Sergi Sarayı’nda DİSK’in 10. Yılı kutlanırken de oradaydı. Büyük bir coşku yaratmıştı.

Koro ile beraber Dağlarca’nın yazdığı “DİSK’in Sesi” şiirini davul ritmi eşliğinde öyle güzel okudu ki, tüyleri diken diken olmayan kalmadı.

Genco’yu bir başka işçi sınıfı dostu takip etti: Timur Selçuk. Devrimci tiyatro oyunlarının grev yerlerinde söylenen şarkılarını o bestelemişti. Aynı heyecan içinde piyanosunun başında devleşti. O da 50. yılını kutluyordu, DİSK ile birlikte. İlk bestesini 1967’de yapmıştı. Timur Selçuk ile birlikte “Dostların arasındayız”derken sanki aramızda olmayan bütün mücadele önderleri, sanatçılar, aydınlar, sendikacılar salona doluştular.

Sonra 1990’lı yıllardan günümüze özel bir kulvar oluşturan Kardeş Türküler fırtınası esmeye başladı sahnede. Bir ara soluklanmak için durdular. Aralarına bir başka dev sanatçı ağabeylerini davet ettiler: Zülfü Livaneli.

•••
Aslında Livaneli artık konser vermeyi bıraktı. Ama hayat onu bırakmıyor. Kasım 2016’da büyük bir jübile yapmak üzere hazırlanmış, Zorlu Konser salonunda artık o dinleyecek, genç müzisyenler de onun şarkılarını söyleyeceklerdi. Fakat Cumhuriyet yazar, çizer ve yöneticileri gözaltına alındılar, sonrasında da tutuklandılar. Bir de baktık ki, Zülfü Livaneli Cumhuriyet gazetesi önünde protesto göstericileri arasında yüksek bir yere çıkmış direniş şarkılarını söylüyor.

DİSK gecesi de böylesine bir mücadele alanı idi. Livaneli de “bıraktım” dediği güçlü icracılığıyla sahnedeydi. Bir de tespit yaptı:
-İnsanı ayakta tutan iskeletidir. İskeleti de omurga taşır. Omurga ise diskler üzerinde durabilir. Eğer disk kayarsa o zaman ayakta durmak zorlaşır. DİSK de toplumsal direnişin omurgasını oluşturuyor.

Genco Erkal, Timur Selçuk, Zülfü Livaneli 1970’lerde yükselen mücadelede umudu temsil ediyorlardı. Kitleler onların şiirleri, oyunları, şarkıları, türküleriyle ayağa kalkıyordu. Mitinglerde, yürüyüşlerde, grevlerde, direnişlerde onlar vardı.

DİSK’in 50. yıl gecesinde gördük ki, bu üç dev sanatçıya önümüzdeki iki ayda yine çok ihtiyacımız var. Türkiye Cumhuriyeti’nin var olma mücadelesinde onların sesleriyle umuda sarılıp direnişi yükselteceğiz:

Genco Erkal, Timur Selçuk, Zülfü Livaneli!