DİSK Sosyal-İş Genel Merkezi önünde protesto: "Sendika bir partinin işçi koluna dönüştürülmek isteniyor”
Sosyal-İş Ankara Şube sendikadaki antidemokratik işleyişe karşı genel merkez önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklamada, “Delegelerin büyük kısmının kağıt üzerinde çalıştığı” vurgulanırken sendikanın TİP’in arka bahçesi haline getirildiği belirtildi.

BirGün/Ankara
DİSK Sosyal-İş Sendikası Ankara Şubesi’nin çağrısıyla sendika içinde yaşanan antidemokratik uygulamalar ve hukuksuzluklara karşı eylem yapıldı. Başta Ankara Şube Başkanı Aydın Kaplan hakkında verilen ‘iki aya kadar yöneticilikten el çektirme’ cezası olmak üzere sendika genel merkezinin uygulamaları protesto edildi.
Sendikanın Ankara şubesi önünde toplanan sendika üyeleri ile yurttaşlar, Sosyal-İş’in Genel Merkezi’ne yürüdü.
Burada yapılan basın açıklamasında, “Sendikamız Sosyal-İş; bir süredir Genel Yönetim Kurulu tarafından, sendika üyelerinin söz ve karar alma haklarından mahrum bırakıldığı; bağımsız iradelerinin engellendiği, tarihsel değerlerinden, demokratik geleneklerinden ve emek mücadelesi çizgisinden uzak karanlık bir dönemden geçmektedir. 10-11 Ocak 2024 tarihinde gerçekleşen Genel Kurul’un ardından görevi devralan yönetim, iş başına geldiği günden bu yana sendika içinde hiçbir demokratik yöntemi işletmemiş, sendikayı TİP’in arka bahçesi haline getirmiş, üyelerinin denetim haklarını kullandırmamış, bu yolla sendikamız içinde zamanla bir yabancılaşma ve güvensizlik ortamının oluşmasına sebep olmuştur” ifadeleri kullanıldı.
TİP’İN DELEGE OYUNU
“Öncelikle belirtmek gerekir ki, sendikamızı, partilerinin işçi kolunun bir parçası haline dönüştürmeyi hedefleyen bu kişilerin göreve geldiği kongre, delege yapısı bakımından son derece şaibelidir.” denilen açıklama şöyle devam etti:
“Bu kongrede mevcut yönetime destek veren delegelerin önemli bir kısmı herhangi bir örgütlenme çabasının olmadığı iş yerlerine kayıtlı, anlamlı bir işçi topluluğunu temsil etmeyen, kimileri ise kağıt üzerinde çalışıyor gösterilen parti üyelerinden oluşturulmuştur. Kitaba uygun sayılan ancak işçi sınıfının mücadele ilkeleriyle ve değerleriyle örtüşmeyen bu ve buna benzer yöntemler, aradan geçen 1,5 yıllık zaman içinde sendikamızın günlük işleyişinde olağanlaşmış, sendika ahlakına aykırı uygulamalar mevcut yönetime karakterini vermiştir.
Nitekim bu yapı, göreve geldikten bir süre sonra, kendi yönetim kurulu listesinde örgütlenme daire başkanı olarak yer alan, aynı zamanda İzmir şubemizin başkanı olan kişiyle, partileri içinde yaşadıkları problemler sebebiyle ilişkilerini kesmelerinin ardından bu kişinin sendikadaki görevlerine de son vermiştir. Yerine gelecek yöneticinin kendilerine muhalif olması sebebiyle sendikamızın var olan 3 şubesinden birini üyelerine haber dahi vermeden kapatmaya çekinmemiştir. Yine bu anlayış şubeyi kapatmasının gerekçesi olarak şubemizin üye sayısının yetersizliğini öne sürmüştür. Hâlbuki bu karardan hemen önce 100’e yakın üyenin bulunduğu toplu sözleşmeli bir iş yeri hiçbir gerekçe sunulmadan ve tüzük hükümlerine aykırı biçimde İzmir şubemizden alınarak genel merkeze aktarılmış, geriye kalan 500 civarındaki sendika üyesine rağmen bu yalan sürdürülmüştür. Yönetim, bu süreçte üyelerinden yükselen bütün itirazlara kulaklarını tıkamış, tüm demokratik süreçleri ayaklar altına almıştır. Gelinen aşamada konu kaçınılmaz olarak mahkemeye taşınmış, Ankara 4. İş mahkemesi şubenin kapatılması kararını anti demokratik bularak bu kararı iptal etmiştir. Buna rağmen mevcut yönetim yerel mahkemenin kararına uymamış ve itiraz yoluna giderek davayı üst mahkemeye taşımıştır. Bu durum İzmir şubenin uzunca bir süre daha kapalı kalmasına, sendikal faaliyetin sekteye uğramasına neden olmaktadır.
Sendika iradesini hedef alan bir başka gelişme de geçtiğimiz günlerde yaşanmış, sendika genel yönetimine muhalif kimliğiyle tanınan Ankara şubemizin başkanı Aydın Kaplan “sendikal çalışmaları sekteye uğratmak” gibi temelsiz bir gerekçeyle görevinden 2 ay süreyle uzaklaştırılmıştır. Bu hukuksuz uzaklaştırmayı veren kurulun başkanı aynı zamanda, İstanbul şube yönetim kurulu üyesi olup ve şikâyet dilekçesi vermiştir. Aynı zamanda da yargılayıcı ceza veren konumundadır.
DİSK ve Sosyal-İş geçmişten bugüne sendikal demokrasiyi, düşünce özgürlüğünü ve eleştiri hakkını esas alan bir geleneğin temsilcileridir. Bu ilkeleri görmezden gelen her karar, sendikamızın tarihine ve geleceğine zarar verir. Farklı düşünenleri susturmak, eleştiriyi disiplinle bastırmak bu gelenekle bağdaşmayan, farklı sendikal eğilimlerin birlikte çalışma olanaklarını ortadan kaldıran antidemokratik bir tutumdur.
Bizler, Sosyal-İş Sendikası üyeleri olarak;
Sendikayı temsilen görev yapacak kişilerle, bağlı oldukları şubelerle, ilgili kurullarla ve iş yeri temsilcilikleriyle hiçbir diyalog yürütmeyen, irademizi sendikal işleyişin her aşamasında yok sayan, yerine mensubu oldukları partinin birimlerini ve üyelerini ikame eden anlayışı reddediyor, temsil hakkımıza ve örgütlü emeğimize yönelen saldırıların bir an önce son bulmasını talep ediyoruz. Tüm üyelerimizi sendikamızı her geçen gün gerileten, hiçbir anlamlı mücadele ve örgütlenme süreci içinde yer almayan, bunun yerine sosyal medya da görüntü vermekten öteye gitmeyen etkinlikler düzenleyen anlayışa karşı dayanışmamızı büyütmeye ve Sosyal-İş’i gerçek anlamda emekçilerin sendikası yapma mücadelesinde omuz omuza vermeye davet ediyoruz.”
"İŞİMİ YAPMAYA DEVAM EDİYORUM"
Sendika yönetiminin hakkında iki aya kadar görevden el çektirme kararı verdiği Sosyal-İş Ankara Şube Başkanı Aydın Kaplan ise yaptığı açıklamada, “Şube başkanı olarak şube yönetim kurulu ve meclislerimizde alınan kararların uygulayıcısı olmam sebebi ile ceza benim nezdim de tüm Ankara Şubeye kesilmiştir. İşyeri temsilcilerimiz ve üyelerimizle yaptığımız toplantılarda verilen ceza hükümsüz kabul edilmiştir. Ben dün olduğu gibi bugün de işimi yapmaya devam ediyorum” dedi.
Öte yandan açıklamanın ardından oturma eylemine başlandı.


