Gayet sağlıklı kadınlar, gebelik nedeniyle şeker hastalığına yakalanırlar. Ne yazık ki buna sebep olan mekanizmalar henüz keşfedilemedi ama bu hastalığı göz ardı etmenin bedelinin ağır olduğu bilinmektedir.

Diyabet ve gebelik

Diyabet, yani şeker hastalığını bilirsiniz… Yediğimiz gıdaların içindeki karbonhidratlar, sindirim kanalımız boyunca basit yapılı glikoz gibi şekerlere kadar parçalanırlar. Glikoz, vücudumuzun ana yakıt kaynağıdır ve bu yakıt önce kan dolaşımımıza geçer, oradan da karaciğerimizde ve kaslarımızda glikojen olarak depolanır (böylece sonradan lazım olduğunda da kullanabiliriz). Ama şeker, kan dolaşımından çıkıp da kaslara gitmesi gerektiğini bilmez. Bunun için, pankreastan insülin salgılanması gerekir. Bu insülin molekülleri, şekerin depolanmasına yardımcı olur ve böylece kan şekeriniz düşer.


Tahmin edebileceğiniz gibi bu süreç kusursuz değildir ve bazen bozulur; böylece diyabet oluşur. Bir önceki paragrafta anlattıklarıma bakarak bile bu aksaklığın çıkabileceği yerleri görebilirsiniz: Diyabet hastalarının yüzde 5-10 kadarında, pankreasta insülinin üretildiği hücreler bozulur. Bu bozulmayı tetikleyen şey genelde bir oto-immün hastalıktır; yani kişinin savunma sistemi, kendi vücut hücrelerini “düşman” sanıp, onlara saldırır. Böylece Tip-1 diyabet oluşur. Kimi zamansa insülin üretiminde sorun yoktur ama insülinin etki edebildiği reseptörler zaman içinde insülin moleküllerine duyarsız hâle gelir ve böylece üretilen insülin işe yarayamaz (veya normalde olması gerekenden çok daha az işe yarar). Bu durumda da şeker hastalarının yüzde 80-90 kadarında görülen Tip-2 diyabet gelişir.

Ama insanların genelde göz ardı ettiği 3. tip bir diyabet de var: gebelik diyabeti (gestasyonel diyabet). Bu diyabet türü sadece kadınlarda görüldüğü için ve toplumun genelinde olduğu gibi bilimsel araştırma konularında da kadınlar asırlardır ikinci plana atıldığı için, gebeliklerin %2-10 gibi dikkate değer bir kısmında görülen bu diyabet pek iyi araştırılmamıştır. Ancak son dönemde yapılan çalışmalarla bu tür diyabetin risklerini de daha iyi anlamaya başladık.

Tip-2 diyabet

Gestasyonel diyabet, kadınlarda gebelik sırasında gelişen bir şeker hastalığıdır; yani bunlar, şeker hastası olup da gebe kalan kadınlar değillerdir. Gayet sağlıklı kadınlar, gebelik nedeniyle şeker hastalığına yakalanırlar. Ne yazık ki buna sebep olan mekanizmalar henüz keşfedilebilmiş değildir; ama bu hastalığı göz ardı etmenin bedelinin ağır olduğu bilinmektedir: Kan dolaşımında normalden fazla şeker bulunan bu kadınların yavruları aşırı irileşirler, buna bağlı olarak doğum komplikasyonlarının ve çok ağır bir cerrahi müdahale olan sezaryen ile doğumun riski artar. Anne adaylarında depresyon, hipertansiyon, pre-eklampsi riski artar. Gebelik diyabeti geliştiren annelerin sadece yüzde 50’si doğum sonrasında normale döner; geri kalan yarısı ise Tip-2 diyabete dönüşür. Ayrıca gebelik diyabeti geliştiren annelerin bebeklerinde ölü doğum, uzun dönemde aşırı kilolu olma ve Tip-2 diyabet geliştirme riski de daha yüksektir. Yani bir yerde diyabet, diyabeti doğurur.

Yeni yayınlanan bir çalışma, gebelik diyabetinin sadece bebekler için değil, anneler için de sanıldığından bile tehlikeli olduğunu gösteriyor: Amerikan Obstetrik ve Jinekoloji Cemiyeti’nin dergisinde yayınlanan ve 219.330 kadının verileriyle yapılan çalışmada, gebelik diyabeti geliştiren kadınların gelecekte damar tıkanıklığı, kalp krizi, inme ve kalp yetmezliği gibi kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskinin arttığı gösterildi. Aslında gebelik diyabetinin bu riski zaten biliniyordu; ancak bu çalışma sayesine riskin sanılandan da yüksek olduğu görülmüş oldu.

İşte bu nedenle halkın gebelik diyabeti konusunda da bilinçlendirilmesi büyük önem arz ediyor. Gebeliğini bir hekim denetiminde geçiren kadınlarda bu ölçümler zaten düzenli olarak yapılacaktır; ancak yine de bu köşeyi okuyanların haberdar olması adına, gebelik diyabetinin çok basit bir şeker testiyle tespit edilebileceğini ve önüne geçilebileceğini hatırlatmakta fayda görüyorum: Gebeliğinizin özellikle de 24-28. haftasında, kahvaltıdan önce kan şekeriniz (açlık şekeriniz) 95 mg/dL, kahvaltıdan 1 saat sonra 140 mg/dL, 2 saat sonraysa 120 mg/dL düzeyini aşmamalı (bu değerler kliniğe göre bir miktar değişebilir). Ayrıca gebelik boyunca sağlıklı beslenmek ve aktif bir yaşam sürmek de önemli.

Ve unutmayın: Kulağa ürkütücü gelse bile, gebelik diyabeti tedavi edilebilir bir sorun! Tek yapmanız gereken, bu teşhis konulduktan sonra doktorunuzun, hemşirelerin, diyetisyenlerin veya diğer sağlık personelinin uyarılarını takip etmek ve beslenme düzeninizi değiştirip, kan şekerinizi kontrolsüz bir şekilde artırabilecek gıdalardan uzak durmak. Egzersizler de bu konuda size yardımcı olacak; fakat bir egzersiz düzeni oturtmadan önce hekiminize danıştığınızdan emin olun, çünkü gebelik dışında yapılabilecek egzersiz türleriyle gebeliktekiler bir miktar farklı olabilir.