Diyanet bi sus ya..

Bi sus ya. Konuştukça bölüyorsun. Ağzını açtıkça nefret saçıyorsun! Kendinden olmayanı aşağılıyorsun! Ayrımcılık yapıyorsun! Suç işliyorsun.

İnternet sitendeki ‘Fetvalar’ bölümünde yer alan “Alevi olan kişi ile evlilik caiz midir?” sorusuna, “Müslüman olanla evlenilir, olmayanla evlenilmez” diye cevaplamışsın!

Halt etmişsin! Göz önünde yasaları çiğniyorsun ve suç işliyorsun!

Ya sen “devletin dininin İslam” olduğu ibaresinin, 1928 yılında Anayasadan çıkarıldığını bilmiyor musun?

Birde 1937 yılında laiklik ilkesi benimsenmişti hani? Halen şu mevcut Anayasasının 2. maddesinde “devletin laik” olduğu yazıyor ya, ondan bahsediyorum.

Hani bağlılık yemini ettiğiniz Anayasanın başlangıç bölümünde “laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının , devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağını” yazıyor.

Sana kimse öğretmedi mi din kurumları devlet görevi, devlet kurumları da din görevi üstlenemez diye!

Laiklik ilkesi gereği Anayasa seni ''din ve mezheplere eşit davranmanın, ancak kanunlarda herhangi bir dine, mezhebe atıfta bulunmamakla gerçekleştirilebileceği'' vurgulayarak uyarmış.

Ama biliyorum ne sen ne hükümetin bunu takmıyor.

Sen halen devlet mezhepçiliği yapıyorsun!

Çok kültürlü, çok dinli ve çok dilli toplumsal çeşitliliğin olduğu bu ülkede, mezhepçi rejimin kuklası Diyanet İşleri Başkanı (DİB) olarak fetvaların da mezhepçi olmuş!

Kendini bilmez densiz bir açıklama yapmışsın Diyanet!

Her gün Müslüman olmayan topluluklara yönelik bir nefret, ayrımcılık ve düşmanlık tohumları eken açıklamalar yaparak suç işliyorsun. Önce Alevilerin “Cemevleri ibadethane sayılamaz, bizim kırmızı çizgimizdir” diye fetva veriyorsun!

Bilmez misin AİHM’nin 9. Maddesine göre, “devletin neyin din, ibadet ve ibadethane sayılacağına karar vermesinin laiklik ilkesi ile çeliştiğini” ifade eder. Her inanç gurubu kendi ibadetini, ibadet yerini tanımlama hakkına sahiptir. Bu hak sahipliği, sana devredilmiş bir hak değildir. Sen hangi yetki ile Alevilere “Cemevleri ibadethane sayılamaz” dersin! Sana mı soracaktı Aleviler?

Çakma laiklerin sesi çıkmayınca sende meydanı boş buldun konuşuyorsun. Aleviler ve diğer Müslüman olmayan insanlarla evlenilmez diye fetva verirsin.

Bu suçtur! Bu ülkenin savcıları ise kamu adına işlediğin bu suçları görmezden geliyor. Arkan sağlam, onun içinde rahat rahat konuşuyorsun!

Alevilere, ateistlere ve diğer Müslüman olmayanlara yönelik hakaret, nefret ve düşmanlık içeren bu sözlerinle TCK 216/3. Maddesinde yer alan “dini değerleri aşağılama” suçu işliyorsun.

Her ağzını açtığında suç işleyen, nefret, bölücülük ve ayrımcılık üreten merkez olduğun iyice görünür oluyor.

Ortadoğu halkları tam da senin bu zihniyetin sonucu din ve mezhep ayrımcılığı üzerinden kan gölüne çevrildi. Şimdi sen, iç savaşların sebebi haline getirilmiş bu açıklamaların, fetvaların ve zihniyetinle Türkiye’ye yerleştirmeye çalışıyor.

İnsanların kim ile evleneceğine dair kararı laikliğe ve hukuka aykırı mezhepçi bir devlet kurumu sen veremez. Kimin kime aşık olacağına, kimin kimi seveceğine ve kimin kim ile evleneceğine kadınlar, erkekler ve hatta eşcinseller kendisi karar verir!

Dinin MGK’sı olarak toplumun ve siyasetin üstüne dinsel vesayet kurmuşsun hatta “nişanlılar el ele tutuşamaz, baş başa kalamaz” diye buyurmuşsun! Özel alana ve bedene tahakküm kurmak istemişsin.

Bireylerin kendi duyguları ve bedenleri üzerindeki söz hakkı kendisine aittir. Bedensel ve duygusal varlığımızı sana emanet ya da feda etmedik!

Bedenimiz ve ruhumuz dinsel bir diktatörlüğe dönüşmüş Diyanetin sömürgesi değildir. İnsanlar arasındaki aşk ve duygusal ilişkilere dinsel ipotek koymak senin haddine değildir!

Aşka, duygusal ilişkilere, evliliğe senin kalkıp devlet adına dinsel ipotek koyma fetvan, bireysel özgürlüklere yasaklayan baskıcı bir tutumdur ve ayrıca senin bu saçma fetvalarının Müslüman toplumda bile karşılığı yoktur!

Sen bu fetvayı verdin diye, Müslüman olmayanlarla evlenmiş Müslümanlar boşanmak için mahkeme kapılarına koşmadı. Avrupa’da yaşayan milyonlarca Müslüman, Müslüman olmayanlarla evlidir. Onlar bile seni bu fetvana gülüp geçiyor!

Ayrıca Alevilerin kendi ibadet yerleri olan cemevinde Cem ibadetine kırmızı çizgi koyma hakkın ve sözün de olamaz! Alevilerin ya da Müslümanların kim ile evleneceğine karar vereceğine kendileri karar verir. Senin payına tek şey düşer; Sesini kesmek!

Bak Diyanet; sen bu haltı ve suçu 1948 yılında 24 Nolu yayının olan BATİNİLERİN VE KARMATİLERİN İÇYÜZÜ isimli kitapla da işledin! O zamanda bu kitap ile Alevilere yönelik hakaret ve aşağılama propaganda yaptın. O kitapta “..Bunlardan kız alıp vermek caiz olmadığını, kestiklerinin yenmediği için bunların Yahudi ve Hristiyanlardan daha kafir olduklarını…” yazdın!

Alevilerin tek derdi vardır: Türkiye’de farklı inanç, felsefi görüş, siyasi kanaatten 76 milyon insanın karşılıklı saygı ve hoşgörü içinde eşit koşullarda, eşit haklarlar ve eşit yurttaşlık temelinde kardeşçe yaşayacağımız barışçıl bir ortamı yaratmaktır.

Senin fetvaların ve açıklamaların ortamı bozuyor, nefret tohumu ekiyor, bu ülkede bir arada yaşama kültürüne zarar veriyorsunuz!

Sana önerim: Gel sen bi sus ya!

Çünkü sen “hukukun” içindeki hukuksuzluksun!

Sen Anayasa’sının eşitlik ilkesine aykırısın!

Sen Anayasa’da “laiklik ilkesi doğrultusundan hizmet verir” diyen ve sonra kendi kanununda “sadece cami ve imamlar” için örgütlenerek 76 milyona kandıran “mezhepçi” “haram”, “yalancı” ve “hukuk içindeki” hukuksuzluksun!

Yeter sus artık ...