Belli ki gönül işi değil ve yer tanrıları nakitle çalışıyor. Acil 700 milyon TL’lik nakit lazımmış. Çerez bitmiş sanırım.

Paran kadar din düzeni! 5,7 milyar TL yetmedi.

Diyanet, mezhepçi bürokratik ruhban sınıfının arpalığı boşalınca, 700 milyon TL ek ödenek istemiş.

Bakmayın siz benim, Diyanet İşleri Başkanlığı’na 2015’te 5,7 milyar TL bütçe ayrıldı dediğime. Din bütçesi bununla sınırlı değil. Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne ayrılan 2,5 milyar TL’lik mezhep ödeneği ile toplam 8,2 milyar TL’ye ulaşan bir arpalık! Genel bütçedeki payı % 1.73!

Ayrıca diğer Bakanlıklar, Kamu kurumları ve İlahiyat Fakültelerinin din bütçelerini de eklersek, 10 Milyar TL’yi aşıyor. Din finansmanı politikası, neo liberal burjuva ideolojisinin önermesiyle devasa güce erişiyor.

Bakmayın siz hükümetin ve ulemanın “İslam’da ruhban sınıfı yok, İslam gönül dini” demelerine. Resmi devlet mezhebine mensup 150 bin din görevlisi imam var! Mezhepçi faaliyetlerine ve maaşlarına 10 milyar TL’yi aşkın bütçe bile yetişmiyor.

Arpalıkları boşalınca, çerez bitince orta da ne “gönüllü” kalıyor, ne “din!” Devletin yer tanrıları nakit çalışıyor. Din egemenlik aracı olunca, egemenlikte, din de parasız olmuyor.

“Bu din işinde iyi para varmış” diyen çocuğunu İmam Hatiplere yolluyor. Parayla imana alıştırılmış nesil yetiştiriyoruz.

Para peşin, “Allahü Ekber”!

Neo liberalizm de zaten bunu teşvik ediyor. Din ve muhafazakârlık devlet eliyle güçlendirilmeli. İktidar aracı olarak toplumu kontrol altında tutmalıdır.

Din ve muhafazakarlık ile Neo liberal burjuva ideolojisinin buluşmasından doğan uhrevi aşk, ilahi soslu bir dünyevi soyguna dönüşüyor. Camileri artır, imamları çoğalt, özgür, laik eğitimi 4+4+4 dinci-gerici eğitim sistemiyle yok et!

Bunun içinde kesenin ağzını aç, diyanetin ve MEB’in arpalığını doldur.

Ruhban sınıfı hizmetlerini kusursuz yerine getirip, yoksulların ve işçilerin emek sömürüsü karşısındaki uyanışını “şükür”, “kader”, “fıtrat” ve “tevekkül” ile durdurabilsinler. Toplumu uyuşturacak en etkili hutbeleri okusunlar, camilerde “grevlerin günah” olduğunu anlatsınlar!

İşten atılmış sendikalı işçileri “işyerine zarar vermek, kârı ve kârlılığı azaltıcı davranışlarda bulunmak, çalışanı ağır dini mesuliyet altına koyar” hutbeleriyle azarlayarak patronun safında olduklarını Diyanetin ruhban sınıfı göstersin! Kapitalistlerin, darbecilerin ve Saraylıların koltuk değnekliğini yapmakla övünsünler.

Soma’ya avukatların ve demokratik dayanışma ziyaretçilerinin girmesini yasaklayıp, işçi katliamlarını “kaza” ve “bu işin fıtratında var” diyene kulak verip, özellikle ruhban sınıfının cübbeli, sarıklı din adamlarını Soma’ya gönderen diyanet, uhrevi bir sınıf tahakkümü kurup, dünyevi emek ve can sömürüsünün üstünü örtmedi mi?

Diyanet, sendikal örgütlenmeyi kötüleyip, “grevi günah” sayıp, işverenden yana hutbe vermesi, Neo liberal burjuva ideolojisinin hizmetinde olan dinin merkezi değil de nedir?

Peki işçilere, sendikalara kızan, grevi günah sayan diyanet, söz konusu ruhban sınıfının arpalığı olunca neden “ek ödenek” diye feryat ediyor?

Peki ruhban sınıfı söz konusu maaşları ve özlük hakları olunca, toplu iş sözleşmesindeki talepleri neden bir acayip renkleniveriyor;

“Müftülere resmi nikah yetkisi verilsin!”

Yetmez; imamların “görev sırasında olan hizmetlerini kötüye kullanma maddesinin kaldırılsın” istiyorlar.

Yani “görevi kötüye kullanma özgürlüğü” talep ediyorlar.

89 yıldır zaten Diyaneti ve görevinizi kötüye kullandınız!

Mezhepçilik yaptınız! Asimilasyoncu ve inkarcı oldunuz! Eşitliği ve laikliği çiğnediniz, çiğnemekle kalmadınız, öldürdünüz!

Toplumsal çeşitliğimizi bölerek, her iktidar döneminin saçına uygun uhrevi taraklar, hutbeler uydurarak zaten çok çalıştınız! Çok günah işlediniz!

AKP iktidarının ve Neo liberalizmin hizmetkarı olarak, tükettiğiniz çerezlere ek bütçeyi hak ettiniz! Yoksulun, emekçinin, işçinin alın terinden, Alevilerden, Gayri Müslimlerden vergilerden maaşlarınızı, çerezlerinizi helal helal alabilirsiniz!

AKP’nin için din bütçesi zaten çerez parası! Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez!

İşte bu nedenle AKP iktidarı 2003 ve 2015 yılı arasında rejimin Sünnilik ekseninde inşası ve Neo liberal sömürü için devasa yatırımlar yaptı. 2003’te 73 bin 108 olan imam sayısı, 2015’te 150 bine çıktı! Dağlara, tepelere, benzinliklere, AVM’lere, okullara kadar cami-mescit açılarak, her köşeye ruhban sınıfını yerleştirildi.

Türkiye kendisini “laik ülke” olarak kandıra dursun, AKP mezhepçi bürokrasiyi, ruhban sınıfı olarak devlet içinde örgütlemiştir. AKP “Türkiye’nin %99’u Müslümandır” açıklamasıyla sadece imam ve cami odaklı bürokratik Sünniliğin ruhban sınıfını besliyor.

Size 10 milyar TL’lik “çerez parası” helal mi, haram mı onu biraz da sömürülen bu halk düşünsün!

Herkes çok düşünsün, Diyanete, ruhban sınıfına ve din bütçesine gerek var mı diye...