Futbol politik bir oyun. Bunu inatla spora politika bulaştırma derdindeki bir adamın kör iştahıyla söylemiyorum

Futbol politik bir oyun. Bunu inatla spora politika bulaştırma derdindeki bir adamın kör iştahıyla söylemiyorum. Bu kadar popüler bir oyun olarak futbolun doğasında var siyaset. Futbol konuşurken ne kadar kaçarsak kaçalım, bir noktada yine siyasetin soğuk duvarlarına yaslanmak zorunda kalıyoruz.

İşte karşımızda Diyarbakırspor örneği!

Bir dönem devletimizin, askerimizin gözbebeği Diyarbakırspor sahipsizlikten maçlara çıkamama noktasına geldi. Zaten bir süredir takımın başında kayyum vardı, geçen hafta içerisinde 35 kişinin maaşı ödenemedi ve nihayetinde kayyum başkanı da bu sezon ligde kalan maçlara çıkmayacaklarını söyledi.

Peki ne oldu da, zamanında siyasilerin ¨Bu takımın Süper Lig’de kalmaması milli birlik ve beraberliğimize ihanettir¨ açıklamaları yaptığı Diyarbakırspor şimdi kimsenin dönüp yüzüne bile bakmadığı bir kulüp haline geldi.

Acı ama gerçek, o beyefendilerin Diyarbakırspor’la işi bitti.

Çözümsüzlüğün tek çözüm olduğu, devletin Güneydoğu’da sürüp giden savaştan nemalandığı yıllarda Diyarbakırspor çok güzel bir araçtı.

Kitleleri maçlarla kandırıp kirli siyasetlerini bölgede sürdürebileceklerine inanan devlet ¨büyükleri¨ Diyarbakırspor’un ligde kalabilmesi için türlü hukuksuzluğu, türlü şikeyi yaptılar. İnanmayan Rıdvan Dilmen’e sorsun. Size bir Diyarbakır-Altay maçı anlatsın Rıdvan Hoca. Sahaya atılan bilardo toplarını, soyunma odasına sıkılan gazları anlatsın. O zamanlar Diyarbakır ligde kalsın diye her türlü eşkiyalığı yapanların bugün esamisi okunmuyor.

Çünkü bitti. O dönem bitti. ¨Kürt diye bir şey yoktur, karda yürürken kart kurt sesler çıkarmış, kürt lafı da oradan gelmiş¨ safsatalarıyla sürüp giden baskı günleri geride kaldı. İnsanlar sokaklarda, insanlar anadilini konuşmanın peşinde şimdi.

Sorun bir noktada şu: Kulüp devletle yıllarca o kadar içli dışlı oldu ki, gerçek Diyarbakırlı da kulübe sahip çıkmıyor. Kürt halkı Diyarbakırspor’u bağrına basamıyor. Hep bir tereddüt hali hakim. Kulübe yüzlerce polisin üye yapıldığı, bu polislerin başkan seçtiği günler akıllarda hala.

Peki ne olacak? Böyle giderse Diyarbakırspor bu sezon Bank Asya’dan, gelecek sezon bir alt ligden düşecek. Ta ki, Kürt halkı bu kulübü kendi kulüpleri gibi benimseyene, kendi kulüpleri gibi sahip çıkana kadar.

Aksi halde devletin ilgi alanında değil artık Diyarbakırspor, bu belli.

Şahsen ben Süper Lig’de Kürt kimliğini gizlemeden mücadele eden, bize ¨Türk¨ görünmeye çalışmadan sahaya çıkan bir takımı zevkle izlerim.

Diyarbakırspor’da da bir dönem oynayan Şehmuz bundan yıllar önce ¨Beni Kürt olduğum için milli takıma almıyorlar¨ demişti.

Şimdi artık ortam daha müsait. Herne Peş’in polis dayağı korkusuyla ıslıkla söylendiği yıllardan sonra epey mesafe kat edildi.

Bu noktada Kürt kardeşlerimizin vermesi gereken bir karar var. Ya Diyarbakırspor’u tarihin çöplüğüne gönderecekler, ya da Süper Lig’de Kürt kimliğiyle var olan, devlete sığınmayan, onurlu bir takım olması için ellerini taşın altına sokacaklar.

Karar onların. Bana nacizane ¨Ben Diyarbakıspor’u kaybetmek istemiyorum¨ demek düşer!