Uluslararası Çocuk Diyarı Film Festivali başlıyor. Direktör Aktolga, seçim sonrası umutsuzluğa kapılmamak gerektiğini belirterek, “Biz yetişkinler de bir çocuk gibi bacağımız kanasa da yılmadan koşmaya devam etmeliyiz” dedi.

Dizimiz kanasa da koşmaya devam
Şebnem Aktolga. (Fotoğraf: BirGün)

Çocukları sanatla buluşturan festival başlıyor. Bu yıl 6’ncısı yapılan Uluslararası Çocuk Diyarı Film ve Sanat Festivali Ankara’da Çankaya Belediyesi Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlenecek. 9 Haziran Cuma gününe kadar devam edecek festivalde çocuklar ücretsiz olarak sinema, tiyatro, karikatür doodle atölyesi, yaratıcı yazarlık, kamera atölyesi, çocuklarla felsefe atölyesi gibi çok sayıda etkinlikle buluşacak. Çocuğu merkeze alan ve kültür, sanat alanındaki pek çok çalışmaya her çocuğun ücretsiz erişimini hedefleyen festivalin komitesinde çocuklar da var. Festivalin afişinde de yine bir çocuğun imzası var.

Konu çocuklar olunca onlara sanatla dokunmak, yaralarını sanatın iyileştirici gücüyle sarmak, birlikte eğlenmek, düşünmelerine ve kendilerini ifade etmelerine izin vermek büyük önem taşıyor. Festival ekibi de bu hedeflerle yola çıkıp festivalin adına “çocuk diyarı” demiş. Biz de merak ettiklerimizi Festival Direktörü Şebnem Aktolga’ya sorduk. 

Altı yıldır çocukları sanatla buluşturuyorsunuz. Yola ilk çıktığınız günden bu yana  festivalle ilgili ne tür gelişmeler yaşandı?

Türkiye’de çocukların kültür ve sanat faaliyetlerine birer etkinlik gibi götürüldüklerini biliyoruz. Amacımız bu etkinliklere götürülemeyen çocukların sanatla buluşmasını sağlamaktı. Bütün etkinlikleri ücretsiz yapıp adını da çocuk diyarı koyduk. Bu kapıdan bütün çocukların girmesini sağladık. Sinemayla birlikte de diğer sanat dalları paralel yürüdü. Her sene kendimize bir hedef koyduk. Olmayanları tecrüme kıldık, onlar bir sonraki senenin artıları oldu. Çocuğa dair dünyada neler yapılıyor diye bir araştırma yaptık. Festival danışmanımız uluslarası bir sinema sanatçısı Thomas Balkenhol.  Kendisi hali hazırda pek çok festivalin jüri başkanlığını yapıyor. Yunanistan’da, Hollanda’da çocuklara dair neler yapılıyor diye baktık. Çocuklar için ücretsiz etkinlikler yoktu. Ayrıca çocuk çalışmalarının içinde çocuk da yoktu. Daha yukarıdan, üst pencereden bakılıyor. Bunu yaparken çocukları hissetmeden onları anlatabilmenin zor olduğunu düşündük ve çocuk komitesi kurduk. Bu anlamda dünyada ilklerden biriyiz. Çocuk komitesi oluştuğunda çocuklar bir ağacın içine giren kuşlar gibi festival programının içine yerleştiler. Yıllardır illüstrasyonumuzu Zeynep yapıyor. Zeynep festival ekibine katıldığında on yaşındaydı. “Resim yapmayı çok seviyorum” demişti. Biz de ona kalem uzattık ve o günden bugüne festivalin afişini tasarlıyor. Çocuklar festivalde gösterilecek film seçimlerinde de yer aldı. Tiyatro çıkarttılar, film yaptılar. Festivalin her tür içeriğiyle buluştular. 

YILMADAN KOŞMAYA DEVAM ETMELİYİZ

Siz bu süreçte çocuklardan neler öğrendiniz? Seçimler sonrasında yılgınlığa düşen, üzgün, karamsar olan insanlar var. Siz genç beyinlerle bir aradasınız. Çocuklar size neyi öğretiyor?

Bu işi aşkla hissederek yapıyorum. Her seferinde bütün hücrelerimle değişiyorum. Bu soru benim için çok anlamlı. Yıllardır çocuklarla hafta sonu buluşup birkaç saat geçiriyoruz. Her seferinde değişerek çıktığımı görüyorum. Çocuklar bana kendimi hissettiriyorlar. Kaybettiğim anları, duygularımı yeniden hissediyordum. Bütün haftam yüksek motivasyonla geçiyordu. Çocuklar asla yaşamdan vazgeçmiyorlar. Çocuk hallerimizi kaybetmezsek hepimiz için böyle. Çocuklarla çok iç içeyim. Her an bana çocuk hallerimizi hatırlatıyorlar. Nasırlaşmış hallerimizi onlarla yeniden duyabiliyorum. Çocuk düştükten sonra bacağı kanar, ağlar ama acısını hissetmediği anda oyuna koşar. Yaşama dair istediği hazzı bırakmaz. Hem de umut eder. Karşılaştığı engeller karşısında durmaz. Çünkü çocuklarda hep devam etme içgüdüsü vardır. Bir engelle karşılaşsa da umudunu yitirmez, devam etme halini kırılganlığa bırakmaz. Yaşam engellerle dolu, zorluklar hep karşısına çıkacak. Mücadele dediğimiz şey bu. Bir çocuk gibi kalkıp devam etmek gerekiyor. Aslında çocukluk hallerimizi kaybetmesek dünya daha güzel bir yer olacak. O nedenle biz yetişkinlerin de bir çocuk gibi bacağımız kanasa da yılmadan koşmaya devam etmemiz gerekiyor. 

Festivalde bu yıl neler olacak?

Açılışta Şubadap Çocuk Grubu konseri olacak. Her sene çocukların hüzünlerini unutturacak bir gece hazırlıyoruz. Çok bunaltıcı bir coğrafyanın içindeyiz. Çocuklar da buna maruz kaldı. Yaşadığımız deprem felaketinden sonra festivali yapmak doğru mu diye çok düşündüm ama asıl çocukların bu mutluluğa ihtiyaçları var. İyi bir hal yaratmaya çalışıyoruz. Çocukları nitelikli sanatla buluşturmaya çalışıyoruz. Kapanışta da tiyatromuz olacak.

Festival ekibi olarak deprem bölgesinden Ankara’ya gelen, yerleşen çocuklara ulaştınız mı?

Evet ulaşıyoruz. Çocukların iyileşmesi için mutlaka onlarla olmalıyız. Dışa vurumlarını sanatla yapabilirler. 

Festivalle kaç çocuğa ulaşmayı hedefliyorsunuz? 

Bu yıl festivalde 65’e yakın film gösteriyoruz. Bu da neredeyse 8 bin çocuk demek.