Google Play Store
App Store

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2024 yılında 3 bin 813 projeye “ÇED gerekli değildir” kararı verdi. Sadece 11 projeye “ÇED olumsuz” dedi.

Doğa için felaket yılı: ÇED yine yok hükmünde!
Fotoğraf: AA
Aycan Karadağ
Aycan Karadağ
aycankaradag@birgun.net

AKP iktidarı, doğayı sermayeye teslim eden politikalarıyla çevre tahribatını ülke genelinde derinleştirdi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın verdiği çevresel etki değerlendirme (ÇED) kararları, acımasız gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi. Kuruluş amacı, çevreyi ve doğayı korumak olan Bakanlık, ülkenin dört bir yanında doğaya ve arkeolojik alanlara zarar veren projelerin önünü açtı. Sermaye yatırımlarının çevreye zarar vermesini engelleme görevi olan ÇED mevzuatı işlevsizleşti.

Bakanlığa 2024 yılında toplam 12 bin 863 proje başvurusu yapıldı. Bu projelerden 3 bin 813’üne “ÇED gerekli değildir” kararı verilirken, yalnızca 11 projeye “ÇED olumsuz” kararı çıktı. Ayrıca 666 projeye “ÇED olumlu” ve 76 projeye ise “ÇED gerekli” kararı verildi.

MADEN VE ENERJİ İLK SIRADA

Maden ve enerji projeleri, başvurularda ilk sırada yer aldı. 2024 yılı boyunca maden, petrol ve doğalgaz projeleri için 3 bin 903 başvuru yapılırken, bunların 1.285’ine “ÇED gerekli değildir” kararı verildi. Aynı dönemde sadece 8 projeye “ÇED olumsuz” kararı çıktı.

Enerji alanında ise tablo farklı değildi. 4 bin 119 proje için başvuru yapılırken, bunların 663’üne “ÇED gerekli değildir” denildi ve yalnızca 2 projeye “ÇED olumsuz” kararı çıktı.

GÖZDE ŞİRKETLERİN TALANI

Özellikle hükümete yakınlığıyla bilinen Cengiz ve Limak gibi şirketlerin adı sıkça geçen projeler, doğa tahribatını hızlandırdı. Türkiye’nin dört bir yanında doğal ve arkeolojik alanlar yok olma tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Doğanın tahribatına karşı yurttaşlar ise yaşam alanlarını savunmak için direnişlerini sürdürdü.

Uzmanlar, ÇED süreçlerinin çevre koruma amaçlı bir denetim mekanizması olmaktan çıktığını ve projelerin hızla onaylanmasını sağlayan bir araca dönüştüğünü ifade etti. Özellikle "ÇED gerekli değildir" kararlarının bu denetimsizliğin en büyük göstergesi olduğuna dikkat çekildi.