İzmir Aliağa’da petrokimya, demir-çelik, termik santral, gübre sanayi, cüruf ve gemi söküm tesisleri doğayı ve insan sağlığını tehdit ediyor. Şimdi de asbestli geminin sökümü için verilen izin büyük tepki yarattı.

Doğa ve sağlık tehdit altında!

Aycan KARADAĞ

İzmir Aliağa, Türkiye’nin en çok çevre kirliliğinin yaşandığı ilçelerden biri. Bölgede petrokimya, demir çelik, termik santral, gübre sanayi, cüruf ve gemi söküm tesisleri gibi çevre kirliliğine yol açan ağır sanayiler bulunuyor. Bu faaliyetler ise doğaya ve insan sağlığına büyük zarar veriyor. Öte yandan son günlerde içinde 9 ton asbest olduğu belirtilen Brezilya donanmasına ait Nae Sao Paulo adlı geminin, Aliağa’da sökümüne izin verilmesi tartışmaları sürüyor.

Türkiye gemi sökümü pazarında Bangladeş, Pakistan ve Hindistan’la beraber en ucuz ülkeler arasında yer alıyor.

Asya ülkelerindeki gemi söküm tesisleri Avrupa Birliği’nin belirlediği çevre ve iş sağlığı kriterlerini karşılayamadığından Avrupa ülkelerinde hurdaya çıkarılan birçok gemi, son yolculuğunu ekonomik olmasından dolayı Aliağa’ya yapıyor.

Aliağa Nemrut Körfezi’nde yaklaşık 380 bin metrekare arazi üzerinde 22 adet gemi söküm tesisiyle yıllık 900 bin ton hurda çıkarıyor.

Bakanlık 20 Mayıs 2021’de TBMM’de verilen bir soru önergesine verdiği cevapta, Aliağa’da son beş yılda 714 geminin söküldüğünü ve bunun sonucunda yaklaşık 250 tonu asbest olmak üzere, 74 bin 325 ton tehlikeli atığın bertaraf edildiğini açıkladı. Çevre örgütleri ve uzmanlar ise gemi sökümünün yarattığı çevre kirliliği ve işçi sağlığına yönelik oluşturduğu risklerin bölge için ciddi bir sorun olmaya devam ettiğini vurguluyor. Bu sanayi tesislerinin bulunduğu bölgelere yakın Horozgediği, Gencelli, Kozbeyli, Yeniköy ve Ilıpınar köyleri ise büyük tehdit altında.

10 KİŞİDEN 8’İ KANSER

Horazgediği köyünde yaşayan Özcan Bora, “Aliağa her geçen gün kirlenmeye devam ediyor” dedi ve ekledi: “Köyde 10 kişiden 8’i kanser. Tüm bölge böyle… Kanser hastaları eskiden bölgemizde yoktu. Havamız desen o da her gün daha da kötüye gidiyor. Ne olacak halimiz bilemiyorum.”

Bora, “Artık tarım yapamıyoruz. Denizimiz çok kirli. Şimdi bir gemi tartışması dönüyor. Daha ne kadar bitebiliriz diye düşünüyoruz. Artık ya bölgemizin daha kötüye gitmemesi için mücadele edeceğiz ya da tamamen biteceğiz” diye konuştu.

Foça Çevre ve Kültür Platformu Kurucu Üyesi Bahadır Doğutürk ise, “Biz aslında yürütülen bu tartışmayı sembolik buluyoruz. Dünyada 5 merkezde bulunan vahşi gemi söküm tesislerinden biri Türkiye’de.

Bu tip gemiler ve bunun benzeri gemiler daha önce de buraya getirildi, söküldü. Bu sebeple sansasyonel gemiler bizde sembolik bir değer taşıyor. Bu gemiyi Türkiye sınırları içerisine sokmasak bile aslında sadece ufak bir zafer kazanmış olacağız. Buradaki tesislerdeki rehabilite süreci tamamlanmazsa bu tip haberleri daha çok yaparız, daha çok sokaklara dökülürüz. Dolayısıyla burada bataklığı kurutmak gibi bir nihai sonuç hedefi olması lazım” ifadelerini kullandı.

Bahadır Doğutürk şunları dile getirdi: “Aliağa bölgesi sadece gemi sökümden ibaret değil. Burada bir rafineri varken ikinci bir rafineri kuruldu. Bunun yanında ithal hurda depoları, ithal kömür depoları, gübre sanayi, termik santraller, demir-çelik tesisleri… İnsanın sayarken yorulduğu çok ciddi endüstri kirliliğine maruz kalan bir bölge olması dolayısıyla burada bir adım atarken bir değil bin kere düşünmek gerekiyor. Artık bu bölgede kirletici hiçbir tesisin yapılmaması, kirletici hiçbir üretimin yapılmaması ve yurtdışından kirletici hiçbir maddenin getirilmemesi gerektiği gibi mevcut tesislerin de bir an evvel rehabilite edilme süreci başlatılmalıdır. Bugüne kadar yapılmış olan bütün bilimsel çalışmalar da Aliağa’nın ne kadar kirli olduğunu ve özellikle yaz aylarında İzmir’in hava kirliliğine etki ettiğini gösteriyor. Dolayısıyla artık bu İzmir’in kuzeyinde oynanan kirli oyuna son verilmesi gerekiyor.”