Bahsettiğim gibi kutsal kitapların tümünde geçen nar, ayrıca kültürümüze ait masalların da kahramanı. “Tavuk Kız” masalında bir şifa kaynağı, “Nar Tanesi Nur Tanesi” masalında sevgililerin birbirlerini sınama aracı, “Ağlayan Narla Gülen Ayva” masalında çocuk sahibi olmak isteyen kadınlara yardımcı bir meyve, “Sultan Mahmut’a Armut Veren Köylü” masalında padişahtan, halka verilen bir ikramdır.

Doğadan Çizgili Hikâyeler: Dünyanın ilk meyvesi nar

O kırmızı bir mücevher,
O bereketin, güzelliğin, doğurganlığın, kutsallığın simgesi,
O bir Şifa kaynağı, o bir cennet meyvesi, o bir süper besin
Din, folklor ve mitolojide o,
Bilmecelerde, ninnilerde, masallarda yine o var,
Evet, onun adı nardır “NAR”.

Bol güneşli ve ılıman iklimlerde yetişen, boyu 2-6 metreye kadar erişebilen nar ağacının bilimsel adı “Punica granatum”. Akdeniz’den Himalayalar’a kadar olan bölge narın vatanı sayılıyor. Nar, M.Ö. 4.000-3.000 yıllarında İran’dan Hindistan’ın kuzeyine, oradan Çin’e, Suriye ve Kıbrıs’a, ilerleyen yıllarda İtalya ve Fenikelilere ulaşmış. Fenikeliler narı Kuzey Afrika, batı Akdeniz’e ve Yunanistan’a götürerek diğer coğrafyalara yayılmasında etkili olmuşlar. O yüzden narın bilimsel ismi olan Latince “Punica granatum” adı “Fenike elması” anlamına geliyor. Hititlerde (M.Ö. 1.600) nar “nuurmu” ya da “norma” olarak isimlendirilmiş ve ilaç olarak kullanılmış. M.Ö. 1.500’lerde, Mısırlılar narın “Dünyanın ilk meyvesi” olduğuna inanmışlar ve nar tanelerini yaşamın sembolü olarak görmüşler. Ölenlerin’ ikinci yaşamın umuduyla, narla birlikte gömmüşler, Şifa amaçlı kullanmışlar, edebi eserlerinde de yer vermişlerdir.

Nar; meyvesi, çiçeği, çekirdekleri, zarı, yağı, suyu ve kabuklarına kadar kullanılarak halk hekimliği, kök boya, gıda, hediyelik eşya yapımı, vb. gibi pek çok alanda yaklaşık 5 bin yıldır yaşamımızda olan, en eski meyve olarak kabul edilir.

Yoğun tarih bilgisinden sonra bir şarkı molası verelim mi?

“Şu gelen yâr olaydı,
Elinde nar olaydı,
İkimiz bir gömlekte,
Yakası dar olaydı”

Yedi Kocalı Hürmüz’ün meşhur şarkısının sözlerini hatırladınız mı? Osmanlı’da erkekler, evlenme teklifi için nar verirlermiş, işte nar o yüzden bu şarkının içine girivermiş. Bugün sevgiliye kutu içindeki tek taş ile sunulan evlilik teklifi, o zamanlar küre şeklinde derimsi bir dış kabuğu olan narın içindeki ateş kırmızısı mücevherlerle yapılırmış. Demek ki narın, Farsça’da “ateş” ve “kırmızı” anlamına gelmesi bir tesadüf değil. Boncuk narı, devedişi, gök milesi, kara nar, karaköprü, katırbaşı, kızıl, kuş nan, nizip narı, ekşi nar, tatlı nar, zivzik narı, nuznar, çüngüş nar gibi pek çok çeşidi olan narın içinde sahiden kaç tane nar tanesi var? Hani nar deyince hemen aklımıza gelen “Pazardan aldım bir tane, eve geldim bin tane” bilmecesindeki “1000” doğru mu?

Cevap veriyorum, nar meyvesinin içinde yaklaşık 600 tane var. Tevrat’ta 613 emirin bulunması narın kutsal sayıldığı Yahudi inancında, meyvenin tam 613 tanesinin olduğunun düşünülmesinden dolayı Kudüs Tapınağı’nın süslemelerinde, Kral Süleyman’ın sarayının sütunlarında nar motifleri yer alır. Kur’an’da nar sözcüğü üç kez geçiyor: Enam Suresi 99 ve 141, Rahman Süresi 68. Nar Hıristiyanlıkta da kutsal. Yahudi ve Hıristiyan folkloruna göre, Adem ile Havva’ya yasak olan cennet meyvesi elma değil, nardır. Bu yüzden nar, dini süsleme sanatında çok kullanılan bir motiftir.

Şimdi Rönesans döneminin en önemli ressamlarından Sandro Botticelli’nin 1487 yılına ait Nar!, Meryem (Madonna della Melagrana) tablosundan bahsetmenin tam sırası. Bu adı Meryem’in Çocuk İsa’yı kucaklayan sol elinde yarılmış bir nar tutuyor olmasından alıyor. Hıristiyanlıkta bereket simgesi olan nar; yarılmış haliyle İsa’nın çekeceklerini, ölümünü ama sonra yeniden canlanıp göğe yükselmesini simgeliyor.

Bahsettiğim gibi kutsal kitapların tümünde geçen nar, ayrıca kültürümüze ait masalların da kahramanı. “Tavuk Kız” masalında bir şifa kaynağı, “Nar Tanesi Nur Tanesi” masalında sevgililerin birbirlerini sınama aracı, “Ağlayan Narla Gülen Ayva” masalında çocuk sahibi olmak isteyen kadınlara yardımcı bir meyve, “Sultan Mahmut’a Armut Veren Köylü” masalında padişahtan, halka verilen bir ikramdır.

Bu şifalı ikramı zevkle kabul edelim. Çünkü o bir süper besin. Taze olarak yenen nar, ayrıca suyu kaynatılarak, nar ekşisi veya nar pekmezi olarak da tüketilir. Kalp hastalıklarından korurken, içerdiği antioksidanlar ve vitaminler sayesinde savunma sistemimizi güçIendirir, kanserli hücre oluşumunu önler, mideyi korur, enfeksiyon ve iltihaba iyi gelir. Nar çekirdekleri östrojenik içerik açısından çok zengin, özellikle menopoz şikâyetlerinde yararlı. Bilimsel kanıtlardan sonra narın Anadolu’da binlerce yıldır doğurganlıkla ilişkilendirilmesi boşuna olmadığını anlıyorum. Mesela, kadınların okunmuş bir narın tanelerini, bir tane bile kalmayacak şekilde yerlerse çocuk sahibi olacaklarına inanılıyor.

İnanışlardan bahsediyorken Akdeniz ve Ege yöresindeki düğünlerde halen nar parçalama töreni yapılıyor. Parçalanan narın tanelerini en çok yiyen genç kızın ilk önce evleneceğine inanılıyor. Yılbaşından önce (1 Aralık’ta) evin önünde hızla yere atılarak patlatılan narın taneleri ne kadar geniş ve uzak alana yayılırsa, o kadar bereket ve bolluk getireceğine inanılıyor. Anadolu geleneği sandığım bu nar patlama geleneği, aslında Yunan mitolojisinde yer alan, dünyada pek çok bölgeye yayılan ne hoş bir inanış.

Yunan mitolojisi demişken Yeraltı Tanrısı Hades’in, nar ile ilgili bir hikâyesi var ki, anlatmadan olmaz... Hades, Bereket Tanrıçası Demeter’in kızı Persephone’yi kaçırır ve geri dönmesini engellemek için ona bir nar hediye eder. Çünkü kural odur ki, yeraltına girdikten sonra bir şey yiyen bir daha oradan çıkamaz. Hades’in kendisine uzattığı narı yiyen Persephone yeraltında kalakalır. Kızının kaybolmasıyla Demeter yas tutmaya başlayınca, toprak küser, kıtlık yaşanmaya başlar. Bu durumda Hades’in orta yol bulması gerekir. Neyse ki, Persephone sadece dört tanecik nar tanesi yemiştir. Böylece yılın sadece dört ayı Hades’in yanında, geri kalan aylarını annesiyle yeryüzünde geçirmesine izin verilir. Efsaneye göre Demeter kızından uzak kaldığı dört ay boyunca üzüntüsünden bereket dağıtmayı bırakınca kış ayları oluşur, Persephone da her yıl baharda yeryüzüne dönerek doğada yaşamın yeniden canlanmasını sağlar.

Kış yaklaşırken biz de Persephone gibi narımızdan dört tanecik atsak ağzımıza sonra da Anadolumuzdan bir ninniyle dalsak rüyalara. Hem rüyada nar görmek bolluk ve bereket demek.

“Nar ağacı narsız olmaz,
Ninni ninni kuzum,
Gül ağacı kuzum gülsüz olmaz,
Uyusun da büyüsün,
Tıpış tıpış yürüsün,
Ninni, ninni, e!”


Yararlanılan kaynaklar

https://tr.wikipedia.org/wiki/Nar

https://acikradyo.com.tr/botanitopya/bolluk-ve-bereket-sembolu-nar

https://sadecenar.com/nar-eksisi/nar-nar-eksisi/

Münir CERRAHOĞLU, MİTOLOJİLERDE VE TÜRKİYEDE DERLENEN MASALLARDA NARIN YERİ

https://www.yemektekeyifvar.com/yemek-ve-yasam/mitolojik-hikayeleriyle-nar

http://apelasyon.com/Yazi/458-bereket-ve-bolluk-nar

https://yeryuzuagaci.wordpress.com/2020/10/20/anadolu-kulturunde-nar-agaci/