Doğan Avcıoğlu Onur Ödülü’nü alan Feroz Ahmad: Ödül akademik yolculuğumun onurlu bir köşetaşı
Akademik hayatının Türkiye’de başladığını kaydeden Feroz Ahmad, Avcıoğlu Onur Ödülü’ne değer görülmesinden büyük bir onur duyduğunu söyledi.

KÜLTÜR SANAT SERVİSİ
Eskişehir Odunpazarı Belediyesi ve Tekin Yayınevi tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen Doğan Avcıoğlu Ödülleri’ni kazananlar yapılan törenle ödüllerini aldı.
Çağdaş Sümer, “Düzenini Arayan Osmanlı” ile birincilik, Tolga Şirin, “Meclis Hükümeti - Rousseau'dan Marx'a Lenin'den Atatürk'e Bir Ortak Kesen” ile ikincilik, Hatice Duygu Bankoğlu ise “Rusya’da ve Türkiye’de Planlamanın Değişimi” ile üçüncülük ödülünü aldı. Onur Ödülü’ne değer görülen Feroz Ahmad ise törene katılamadı.
Ödül törenine, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, önceki belediye başkanı Yılmaz Büyükerşen ve birçok gazeteci katıldı. Ayrıca, CHP eski Genel Başkanı Altan Öymen, akademisyen yazar Emre Kongar da törene katılan isimler arasında yer aldı.
TÜRKİYE’YE YÖN VEREN BİR AYDINDI
Törende konuşan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Doğan Avcıoğlu'nun Türkiye'ye yön veren önemli bir yazar olduğunu vurgulayarak, Avcıoğlu’nun arşivini yaşatma sorumluluğunu üstlendiklerini belirtti. Seçici Kurul Üyesi Prof. Dr. Gökhan Atılgan, Avcıoğlu’nun siyasi duruşunu ve toplumsal katkılarını ele aldı. Altan Öymen, Avcıoğlu’nun hem gazeteci hem de bir araştırmacı olarak Türkiye'nin sosyal, kültürel ve siyasi yaşamına önemli katkılar sağladığını vurguladı.
Tekin Yayınevi Yayın Yönetmeni Akkaya, Avcıoğlu’nun mirasını yaşatmanın kolay olmadığını ancak Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'un desteğiyle büyük adımlar atıldığını dile getirdi.
FEROZ AHMET: ONUR DUYDUM
Onur Ödülü’nün sahibi Feroz Ahmet, törene gönderdiği mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Öncelikle bu prestijli onur ödülünü almaktan ne kadar gurur duyduğumu ifade etmek istiyorum.
Ancak rahatsızlığım nedeniyle aranızda bulunamadığım için de derin üzüntülerimi kabul etmenizi rica ediyorum. Aslında değerli jüri üyelerinin bu takdiri; benim Modern Türkiye’nin tarihi ve siyaseti üzerine ömür boyu süregelen adanmışlığımın anlamlı bir teyidi olmuştur.Kişi olarak akademik yolculuğum, 1960 yılında Türkiye çalışmalarının büyüleyici dünyasına ilk adımı atarken başladı. Bu yolculuğun dönüm noktalarından biri de iki yıl sonra ilk kez yaptığım Türkiye seyahati oldu. Kariyerimin şekillenmeye başladığı bu dönemde, Doğan Avcıoğlu’nun yayınladığı Yön Dergisi ile ve Avcıoğlu’nun etkileyici yazılarıyla tanıştım. Daha sonra onun çok yankı uyandıran Türkiye’nin Düzeni, Milli Kurtuluş Tarihi, Türklerin Tarihi gibi öncü eserleri, benim araştırmalarımın temel taşları haline geldi ve Türk toplumunu ve siyasetini anlamamı derinden etkiledi.
Kariyerim boyunca, Avcıoğlu’nun derinlemesine analizlerine sık sık geri döndüm ve eserlerinden ilham aldım, bilgi edindim. Ne yazık ki, bu çok saygı duyduğum araştırmacıyla yüz yüze tanışma fırsatım olmadı. Türk akademisine ilk adımım 1962 yılında Ankara'da Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Hazırlık Okulu'nda İngilizce öğretmenliği yaparak başladı. Bu yıllarda İttihad ve Terakki üzerine hazırladığım tezim üzerine de kapsamlı araştırma yürüttüm.
Bu dönemde, Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde birçok seçkin akademisyenle çalışma ayrıcalığına sahip oldum, ancak en canlı anılarım Sina Akşin ve Korkut Boratav ile olan dostluklarımda biçimlendi. Yine bu dönemde, gelecekte eşim olan, ODTÜ’deki Türk meslektaşımla tanıştım. Akademiye olan ortak tutkumuz bizi benim memleketime geri dönmeye ve doktoramı tamamlama yoluna sürükledi.
1966’da, ABD’deki Massachusetts-Boston Üniversitesi Tarih Bölümü’nde bir pozisyon elde ettim ve bu uzun, verimli bir akademik kariyerin başlangıcı oldu. UMass Boston’daki görevim sırasında araştırma ve yazılarıma devam ettim ve Türkiye ile olan bağlarımı düzenli ziyaretlerle sürdürdüm.2003 yılında emekli olduktan sonra eşimle birlikte kalıcı olarak İstanbul’a yerleşmeye karar verdik ve akademik yolculuğum burada da devam etti. Bu kısa anlatı; Türk tarihi, siyaseti ve kültürüne duyduğum derin tutkunun ve bunun sonucunda yazdığım eserlerle biçimlendirdiğim uzun akademik hayatımı da özetliyor. Bu nedenle Avcıoğlu Onur Ödülü’nü, akademik yolculuğumun onurlu bir köşetaşı olarak görüyor, herkese tekrar teşekkür ediyorum.”