Medya grubunu Demirören Grubu’na satan Doğan Holding, D&R’ı da Turkuvaz Medya’ya sattı. Doç. Yanardağoğlu: Yurttaşlar olarak sorumluluk almamız gerekiyor

Doğan Holding şimdi de D&R'ı sattı: İletişim özgürlüğüne sahip çıkılması gerek

UĞUR ŞAHİN | ugursahin@birgun.net
@uugurs

39 yıldır sahibi olduğu medya grubunu geçen günlerde Demirören Grubu’na satarak medyadan çekilen Aydın Doğan, bir büyük satışa daha imza attı. Doğan Holding’in sahibi olduğu Doğan Müzik Kitap Mağazacılık Pazarlama A.Ş. (D&R), yandaş Sabah gazetesini de elinde bulunduran Turkuvaz Medya’nın bünyesinde kurulan Turkuvaz TK Kitap ve Kırtasiye A.Ş.’ye 440 milyon liraya satıldı. Şirketten KAP’a yapılan açıklamada, satış için 440 milyon lira bedel ile Turkuvaz TK Kitap ve Kırtasiye A.Ş.’ye ile ön protokol imzalandığı bildirildi.

D&R ve TveK arasındaki satış sonunda oluşacak yeni yapının 67 ilde, 289 şubesi bulunacağı öğrenilirken, bünyesinde Sabah ve Takvim gazeteleri ile ATV, A Haber gibi televizyon kanallarını da bulunduran grubun yönetim kurulu başkanlığını, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen iş insanı Ömer Faruk Kalyoncu yürütüyor. Grubun yönetim kurulu başkanvekili ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın kardeşi Serhat Albayrak. Kaynak Holding’in sahip olduğu FETÖ soruşturmaları kapsamında el konan NT Kitabevi de Turkuvaz Medya’nın bünyesinde kurulan TveK’ye TMSF tarafından satılmıştı.

Yurttaşlar ve yayıncılar, TveK’nin tekel olmasıyla birlikte kimi yayınevi ve kitapların satışının engellenmesinden kaygı duyuyor. Cumhuriyet ve Sözcü gibi yandaş olmayan gazeteleri satmama kararı alan TveK’nin, yasakların kapsamını daha da genişleteceği düşünülüyor.

‘Takipçisi olunmalı’

Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Doç. Dr. Eylem Yanardağoğlu, hem D&R’ın satılmasını hem de Doğan Medya’nın Demirören devredilmesini BirGün’e değerlendirdi.

Yanardağoğlu, bağımsız denilebilecek medya mecralarının sayısının oldukça azaldığına dikkat çekerek, “Medyanın tabii ki dağıtım ayağı var. Okuyucular ve yurttaşlar, dağıtım kanallarının aksadığını görüyorsa, aradığı dergileri, gazeteleri bulamıyorsa, bunu takip etmeli. Yurttaşlar olarak sorumluluk almamız gereken bir durum. Yurttaşlar olarak iletişim özgürlüğümüzün sorumluluğunu ele almak üzere takipçi olunmalı” diyor.

Doç. Dr. Yanardağoğlu, Doğan Medya’nın Demirören’e Grubu’na satılmasına ilişkin şunları ifade ediyor:

“Türkiye’de 1980’lerin sonunda beri medya sahipliğinde yoğunlaşma vardı. Belli şirketlerin medyayı elinde toplanmasını son 30 yıldır gözlemiyorduk. Doğan Medya Grubu, medyanın neredeyse yarısına yakınını elinde tutuyordu. Reklam pastasının büyük bir kısmını alıyordu. Son aşamada belli grupların medyadaki yoğunlaşmasının iyice artığını görüyoruz. Artık mono blok bir medya sahiplik yapısının çıktığından söz edebiliriz.”

‘Fırsat olarak değerlendirilmeli’

Doç. Dr. Yanardağoğlu, sözlerini şöyle sonlandırıyor: “İnternet bir fırsat olarak değerlendirilmeli. Bu bir alandır, yeni bir kanaldır. Bunlar anaakım medyaya karşı alternatif olan kanallardır, bu kanalların açık kalması iyidir. Alternatif medyanın kendisini maddi açısından nasıl destekleyeceği, kaynak yaratacağı üzerine tartışmalar devam ediyor. Kitlesel fonlama ve aylık üyelikler deneniyor. Farklı farklı modeller var. Bu modellere iyi çalışılması gerekiyor. Türkiye’deki gazeteciler belki beraber düşünebilir, bu modeller değerlendirilmeli.”