Akdeniz’in doğusundaki enerji paylaşım kavgasında Yunanistan, İsrail ve Mısır ittifakına karşı Türkiye Trablus merkezli İhvancı Libya yönetimiyle karşılık verdi. MEB’e taraf olmayan Ankara’nın Trablus ile deniz sınırlarını belirleyen anlaşma imzalamasına Atina ve Tobruk merkezli Libya yönetiminden sert tepki geldi

Doğu Akdeniz’de enerji satrancı

Doğu Akdeniz’deki enerji satrancında Türkiye’den karşı atak geldi. Yunanistan’ın İsrail, Mısır ve Güney Kıbrıs ile yaptığı işbirliğine Türkiye’den Libya’lı yanıt geldi.

Dolmabahçe Sarayı’nda AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trablus merkezli Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz Serrac arasında imzalanan askeri anlaşma ile iki ülke arasında Doğu Akdeniz’de yeni deniz sınırı belirlendi. Ankara ile Trablus arasında ‘deniz yetki alanlarının sınırlandırılması’nı öngören güvenlik anlaşmasına Yunanistan, Güney Kıbrıs ve Libya’daki Hafter yönetiminden sert tepki geldi.

BÜYÜKELÇİ DIŞİŞLERİNE ÇAĞRILDI

Türkiye’nin Libya ile imzaladığı mutabakata tepki gösteren Yunanistan, Atina Büyükelçisi Burak Özügergin’i Dışişleri Bakanlığı’na çağırdı. Atina mutabakatın uluslararası deniz hukukunun ihlali anlamına geldiğini ve iyi komşuluk ilişkileri prensibiyle bağdaşmadığını savundu.

Yunan Dışişleri uluslararası deniz hukukuna göre Türkiye’nin Libya ile sınırı bulunmadığını belirterek, böylesi bir mutabakatın bu nedenle geçersiz olduğunu savunuyor. Atina ayrıca Ankara’nın bu tür girişimlerle Girit Adası’nın güneyindeki kıta sahanlığını ihlal ettiğini öne sürüyor. Türkiye ise, Girit’in karasuları dışında kıta sahanlığı bulunmadığını savunurken, Atina’ya göre bu bakış açısı da uluslararası deniz hukukunun ihlali anlamına geliyor.

LİBYA: EGEMENLİK HAKLARININ İHLALİ

Tobruk merkezli Libya Temsilciler Meclisi, Türkiye ile Trablus merkezli Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin imzaladığı muhtıraların Türk tarafına Libya hava sahasını kullanma ve karasularına izin almadan girme imkanı sunduğuna dikkat çekerek, bunun Libya’nın egemenliğini ihlal ettiğini bildirdi.

Libya Temsilciler Meclisi’nden yapılan açıklamada, mutabakatla birlikte Türkiye’nin Arap ülkeleri ve Akdeniz’de güvenlik ve barış için tehdit oluşturduğu savunuldu.

Meclis, Erdoğan ile Serrac’ın imzaladığı mutabakatın Türk tarafına Libya hava sahasını kullanma ve karasularına izin almadan girme imkanı sunduğuna dikkat çekerek, bu durumun Libya’nın güvenliği için gerçek tehdit oluşturduğunu ve Libya’nın egemenliğini ihlal ettiğini kaydetti.

Libya’da halen süren iç savaşta, Türkiye’nin ve BM’nin tanıdığı Sarraj yönetimi dışında, bir de ülkenin yaklaşık yarısını kontrol eden General Hafter güçlerinin kontrolündeki Temsilciler Meclisi hükümeti var.

DOĞAL HAKLARIMIZI KORUYORUZ

Mutabakata ilişkin açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Biz Doğu Akdeniz’de olsun Ege’de olsun, her zaman kendi uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımızı korurken buraların zenginliklerinin de hakça paylaşılması taraftarıyız. Bu Kıbrıs etrafındaki rezervler için de geçerli. Bizim kıta sahanlığımızın dışındaki alanlarda da Kıbrıs’ta Rum tarafı ile Türk tarafı arasında buradaki zenginliklerin hakça paylaşılmasının garanti altına alınmasını her zaman savunuyoruz” şeklinde konuştu. Çavuşoğlu, bundan sonra diğer ülkelerle de zemin uygun oldukça bu tür görüşmeler yapmayı sürdüreceklerini kaydetti.

İHALELER AÇILMAYA BAŞLANDI

Türkiye ile Libya’nın anlaşma ile çizdikleri hat Yunanistan’ın kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgesiyle çakışıyor. Yunanistan ve son dönemlerde Girit Adası’nın güneyindeki bölgede uluslararası şirketlere petrol ve doğalgaz arama ruhsatları için ihaleler açmaya başlamıştı. Türkiye’nin buna karşı gösterdiği tepkiye rağmen, Yunanistan AB ve ABD’nin de desteğini alarak, tek taraflı ruhsat dağıtma işine devam ediyordu.

Doğu Akdeniz’deki enerji savaşında tansiyon yükselirken Yunanistan, Güney Kıbrıs, Mısır, İsrail, Lübnan ve Filistin yönetimi ortak bir ittifak kurarak Türkiye’yi dışlamışlardı. Türkiye’nin Libya ile anlaşması bu ittifaka karşı bir cephe oluşturuyor.

ANLAŞMA NEYİ KAPSIYOR?

Anlaşma ile Türkiye ile Libya Akdeniz’de kendi aralarındaki sınırları resmen çizmiş oluyor. Buna göre Marmaris-Fethiye-Kaş kıyı hattı ile Libya’nın Derne-Tobruk ve Bordiya kıyı hattı komşu oluyor. Bu hattı birbirine bağlayan en batıdaki çizgi Girit Adası’na bir kaç deniz mili mesafeden geçiyor. Libya ve Türkiye arasında anlaşma ile çizilen hat, Girit’in hemen yanından geçtiği için, Yunanistan’ın egemenlik alanıyla çakışıyor. Türkiye ve Libya arasında imzalanan deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin mutabakat ile Doğu Akdeniz’de Yunanistan, Güney Kıbrıs ve Mısır arasında bir kalkan oluşacak.

AKDENİZ'İN ALTINDAN AVRUPA'YA BORU HATTI

Yunanistan, Güney Kıbrıs ve İsrail arasında oluşturulan Doğu Akdeniz Doğalgaz Boru Hattı- EastMed projesi, Doğu Akdeniz’den çıkarılacak doğal gazın Kıbrıs Adası’ndan Girit Adası’na ve oradan Yunanistan’ın Mora Yarımadası’na dek deniz altından döşenecek bir boru hattıyla Avrupa’ya ulaştırılmasını öngörüyor. Hattın uzunluğu bin 900 kilometre. Bunun 200 kilometresi İsrail’in Leviathan bölgesinden Güney Kıbrıs’a, 700 kilometresi Kıbrıs’tan Girit’e, 400 kilometresi de Girit’ten Yunanistan’a uzanan bölümde olacak. İlk aşamada 7 milyar Avroya mal olacağı hesaplanan EastMed projesi ABD ve AB tarafından destek görüyor.

AKTÖRLER VE POZİSYONLAR

Doğu Akdeniz son yıllarda keşfedilen zengin enerji rezervleri nedeniyle uluslararası paylaşım kavgasının yeni adresi. Bölgesel ve küresel aktörlerin dahil olduğu enerji paylaşım mücadelesinde gaz arama çalışmaları da, bunun uluslararası piyasalara sevkiyatı da bir sorun. Paylaşım savaşının birçok aktörü var. Doğu Akdeniz’e sınırdaş yedi ülke; Güney/Kuzey Kıbrıs, İsrail, Mısır, Türkiye, Lübnan, Suriye, Libya, Filistin paylaşım kavgasında hak sahipleri. ABD’den İtalya’ya, AB’den Rusya’ya kadar küresel birçok aktör de bu kavganın dışarıdan eklemlenen unsurlar. Enerji paylaşım savaşında geride kalan Türkiye bir süredir karşı hamlelerde bulunarak sondaj gemilerini Kıbrıs açıklarına gönderme başladı. Son hamle ise Trablus yönetimiyle yapılan anlaşma oldu.