Doğu Guta’da kimyasal silah kullanıldığı iddiaları üzerine ABD, Suriye’ye olası bir askeri operasyonun işaretlerini verirken, AKP hükümetinin antiemperyalist çıkışlarının hiçbir karşılığı olmadığı bir kez daha ortaya çıktı. AKP hükümetinden Suriye’ye müdahale çağrıları yükseldi

Doğu Guta maskeleri düşürdü, İslamcılar ABD'nin yanında saf tuttu: Siyasal İslamcılardan antiemperyalizm çıkmaz

MUSTAFA MERT BİLDİRCİN m.mertbildircin@gmail.com

Suriye’nin başkenti Şam yakınlarındaki Doğu Guta bölgesinde kimyasal silah kullanıldığı iddiasıyla patlak veren kriz derinleşirken ABD müdahale sinyali verdi. ABD Başkanı Donald Trump, saldırı planları yaparken AKP hükümetinden de “Suriye’ye müdahale” çağrısı yapıldı.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, “Uluslararası toplumu Suriye yönetimini durdurmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı. Bozdağ, Esad yönetimine karşı askeri seçeneğin devreye sokulması gerektiğini ileri sürdü. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ise “Suriye’deki rejimi hâlâ savunanlar var. Ey Batı, Doğu Guta’da şehit edilen bu insanlara ne zaman dönüp bakacaksınız da biz size ‘bunlar adil davranıyor’ diyeceğiz” diye konuştu.
Akademisyen yazar Fikret Başkaya, Doç. Dr. Behlül Özkan, CHP Dış İlişkiler Sorumlusu ve Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz ve HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen BirGün’e konuştu.

‘Cambaz gibi ipten ipe atlıyorlar’
Akademisyen yazar Fikret Başkaya AKP hükümetinin antiemperyalist çıkışlarının hiçbir karşılığı olmadığını belirterek, “Suriye’ye yönelik müdahale çağrısı da bunun en temel göstergesidir” dedi.

Başkaya, hükümetin dış politikada üst üste akıl almaz hatalar yaptığını vurgulayarak, “Son yaşanan olaydaki tutarsızlığı Libya örneğinde de gördük. Önce, ‘NATO’nun orada ne işi var’ dediler, ertesi gün gemiler Türkiye’den Libya’ya hareket etti” diye konuştu. Türkiye’nin Suriye’de sürekli saf değiştirmesini, “Cambaz gibi ipten ipe atlıyorlar” şeklinde değerlendiren Başkaya, sözlerini, “Siyasal İslamcı oldukları için bu kadar beceriksizler. Her şeyi tersine çeviriyorlar” diye noktaladı.


‘ABD’den uzak siyaset mümkün değil’
Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Behlül Özkan, Doğu Guta’daki gelişmelerin 2011’den beri bölgede yaşananlardan bağımsız olmadığını vurgulayarak, “Türkiye de Suriye’deki muhaliflere ilk yıllardan beri silahlı destek de dahil olmak üzere her türlü desteği verdi” dedi. Türkiye’nin Ortadoğu’da ABD’den uzak bir siyaset izlemesinin mümkün olmayacağının altını çizen Özkan, “AKP’nin de böyle bir amacı yok zaten” dedi.
Özkan, iktidarın NATO ittifakını ve İncirlik Üssü’nün varlığını sorgulamadığına dikkati çekerek, “Türkiye’nin ulusalcı kitlelerin iddia ettiğinin aksine hiçbir zaman Batı ittifakından kopma gibi bir niyeti olmadı” diye konuştu. Rusya ile yaşanan temasın konjonktürel bir gereklilik olduğunu söyleyen Özkan, “Özelleştirmeler ve finans yatırımlarına bakıldığı zaman Türkiye ekonomisinin de Rusya veya Avrasyacılıkla ayakta kalması mümkün değil. Türkiye, Suriye coğrafyasında ABD’den uzak bir siyaset izleyemez. Aksi yönde verilen demeçler tamamıyla iç kamuoyuna yönelik geçici mesajlardan ibaret” ifadelerini kullandı.

‘Müdahale Suriye’deki sorunu ağırlaştırır’
CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, AKP’nin dış politikasının gelgitlerle dolu olduğunu söyleyerek, “Hükümet işine geldiği zaman Rusya’yla, işine geldiği zaman ABD ile hareket edebileceğini düşünüyor” dedi. Hükümetin, dışarıda kiminle hareket edeceğini bilmez konumda olduğunu ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti: “Dünyada bir itibarı kalmadı hükümetin. Suriye konusunda Putin’le hareket ediyor ama Rusya ve Türkiye’nin önem verdiği konular birbiriyle örtüşmüyor. ABD ile pazarlıklar yapılıyor, ‘Model ortaklık, stratejik ortaklık’ deniliyor ama biliyoruz ki Suriye konusundaki öncelikleri bu ülke ile de örtüşmüyor. Suriye’ye baktığımızda bir tarafta ABD, Suudi Arabistan ve İsrail, diğer tarafta ise İran- Rusya var. Türkiye ise iki arada bir derede.”

Suriye’de mevcut durumu tamir edecek, tarafları Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliğinde birleştirecek bütünlükçü bir çözüm anlayışı olmadığını savunan Yılmaz, şunları söyledi: “Her müdahale Suriye’deki sorunu daha da ağırlaştırıyor. ABD’nin ayrı, Rusya’nın ayrı, İsrail’in ayrı hesabı var. Mevcut durum işlerine geliyor, memnunlar. Çünkü bedeli onlar değil Suriye halkı ödüyor. Bir de sınır güvenliği kalmayan, mülteciler sorunu yaşayan Türkiye.”

‘İkiyüzlü politika ile alan kapma arayışı’
HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen ise Erdoğan- Putin buluşmasının, “tercihi ertelemeye yönelik” bir görüşme olduğunun, ABD’nin Suriye’de müdahaleye davet edilmesiyle ortaya çıktığını söyleyerek, “Putin Türkiye’ye geldiğinde Suriye meselesi konuşulmadı mı? Sadece Akkuyu’yu görüşüp gittiler mi? Bu mümkün değil” dedi.

“48 saatte ne değişmiş olabilir ki Rusya ile el sıkışırken şimdi bedel ödetmekten bahsediyorlar?” diye soran Bilgen, “Bunun ikiyüzlü bir politika olduğunu söyleyebiliriz” dedi. Bilgen, Hükümet cephesinden farklı isimlerin Rusya’ya gözdağı vermeye çalıştığını belirterek, “Biz tablonun bütününden anlıyoruz ki Putin ile el sıkışılmasının ana nedeni, ABD ile pazarlıkta elini güçlendirmeye ve yanında pozisyon alırken yakın yeri kapmaya yönelik” ifadelerini kullandı.