Sağlık Bakanlığı, tıp dışı uygulamaları yaygınlaştırarak hastanelere açmayı hedefliyor. Buna göre, doktorlar artık reçeteye sülük ve hacamat gibi hurafe yöntemleri de yazabilecek

Doktorlar artık reçeteye hacamat ve sülük de yazacak

Sağlık Bakanlığı, "ilaç maliyetlerini düşürmek, vatandaşın kimyasal ilaca bağımlılığını en aza indirmek ve geleneksel tıp adı altında merdivenaltı işlemler yapanlarla mücadele etmek" bahanesiyle tıp dışı uygulamaları yayma kararı aldı.

Buna göre doktorlar, kimyasal ilaç kullanma zorunluluğu olmayan hastalara ya da kanserin ileri safhalarında ilaçla izlenebilecek bir yol kalmadığında reçeteye GETAT yazabilecek.

Bu kapsamda sülük ve hacamat gibi tıp dışı yöntemler de listeye girmiş olacak.

18 üniversite hastanesinde bulunan GETAT merkezlerinin sayısı artırılacak. Bitkisel ürün, geleneksel tedavi gibi uygulamalar hekimler tarafından tavsiye edilecek ve reçetelere yazılacak. Bakanlık, bu tedavilerin modern tıptan ayrı olmadığını, bu nedenle “alternatif tıp” tanımını doğru bulmadıklarını ifade ederken, GETAT reçetelendirmelerini de kişinin isteğine bırakacak. Henüz GETAT kapsamında hangi tedavilerin ve bu tedavilerin ne kadarının SGK tarafından karşılanacağı netleşmedi.

REÇETELERE GİRECEK 14 TIP DIŞI HURAFE YÖNTEMİ

- Akupunktur
- Sülük
- Mezoterapi
- Hipnoz
- Kupa uygulaması (Hacamat)
- Fitoterapi
- Refleksoloji
- Homeopati
- Osteopati
- Ozon
- Apiterapi
- Proloterapi
- Larva
- Müzikterapi

TTB: HALK SAĞLIĞINI TEHLİKEYE SOKAN UYGULAMALAR

Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB), geleneksel, alternatif ve tamamlayıcı sağlık uygulamaları ile mücadele için bir çalışma grubu bulunuyor.

TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel geleneksel, alternatif ve tamamlayıcı sağlık uygulamalarının toplum sağlığını tehdit ettiğine dikkat çekmişti.

Bu uygulamaların devasa bir “pazar” haline dönüştüğünü kaydeden Tükel, “Kamusal hizmetlerle ilgili olumsuz söylemler, modern tıbba olan güveni zedeledi. Kamusal sağlık hizmetlerinin geriletilmesi, kişileri bireysel çözümlere yöneltti. Sağlık alanında tıp dışı alternatif arayışlar açısından zemin oluşturuldu. Bu uygulamalar kamu otoritesi eliyle desteklendi, kapsamı geniş tutuldu, yeterince denetlenmedi ve sürekli teşvik edildi. Bilim dışı bu uygulamaların yol açtığı, ölüme kadar varan tıbbi sorunlarla giderek daha fazla karşılaşıyoruz” diye konuşmuştu.

Bu uygulamaların dini söylemler üzerinden pazarlandığını da vurgulayan Tükel, şu ifadeleri kullanmıştı:

“Başka toplumlarda da var olan kupa terapisi, ‘Peygamber sünneti hacamat’ olarak hadisler eşliğinde pazarlanıyor. Tıbb-ı Nebevi kongrelerinde modern tıbbın konuları dini kavram ve uygulamalarla sorgulanıyor. Bu kongrelerin ya da Uluslararası Kupa Terapisi sempozyumlarının açılış konuşmalarının Başbakan eşleri ya da Sağlık Bakanları tarafından yapılması siyasi iktidarın bu uygulamalara olan yakınlığını kanıtlıyor.”

TTB Etik Kurulu da geleneksel, alternatif ve tamamlayıcı sağlık uygulamaları ile ilgili bir bilgi notu hazırlamıştı. Bilgi notunda özetle şu değerlendirmede bulunulmuştu: “Kanıta dayalı olmayan uygulamalar ile kişilerin sağlığı ve buna bağlı olarak yaşamı riske ediliyor. Bu uygulamalar ile sağlık hizmeti alıyormuş algısı yaratılarak devlet kişilerin sağlık hakkına erişim ödevini yerine getirmekten kaçınıyor”