Dokuz ay okulda, üç ay tarlada: Mevsimlik öğretmen olduk
AKP’nin “modern kölelik” sistemi olan ücretli öğretmenler, yaz aylarında geçim sıkıntısı ile karşı karşıya bırakılıyor. Ücret alamayan birçok ücretli öğretmen ya garsonluk yapıyor ya da tarlada meyve topluyor.
Deniz Güngör
denizgungor@birgun.netÜlkedeki öğretmen açığına karşı atama yapmayan AKP iktidarı, bu açığı ücretli öğretmenlerle kapatmaya çalışsa da yaz aylarında maaş alamayan eğitimciler kendi kaderine terk edilmiş durumda.
İktidarın ekonomi politikaları sonucu derinleşen ekonomik kriz yurttaşa nefes alacak alan bırakmazken bundan en çok etkilenen kesimlerden birisi de ücretli öğretmenler oldu.
Eğitimdeki “modern köleliğin’’ adı olan ücretli öğretmenlik yapan eğitimciler, okul dönemlerinde asgari ücretin altında maaş dayatmasına ve hak gasbına uğrarken biryandan da çoğu yaz aylarında farklı sektörlerde çalışmak zorunda bırakılıyor. Bir yandan atanma umuduyla KPSS ve mülakatlara giren öğretmenlerin kimi yaz aylarında öğrencisinin ailesinin tarlasında, kimi zincir marketlerde, kimiyse kafelerde çalışıyor.
ÖĞRENCİLERİMİN AİLESİNİN TARLALARINDA ÇALIŞTIM
Haziran ayında kendisine yatan son maaşın 8 bin 500 TL olduğunu söyleyen 39 yaşındaki ismini vermek istemeyen ücretli Almanca öğretmeni, yaz aylarında maaş alamadığı için öğrencilerinin ailelerinin tarlalarında elma topladığını, zincir marketlerde, restoranlarda çalışmak zorunda kaldığını söyledi. Öğretmen, “Ücretli öğretmenlikteki 11. yılımdayım. Okul döneminde halk eğitimde başlattığımız kursumuz yarım kalmıştı şimdi okullar tatile girdi ve ona devam ediyoruz. Ancak bu kurs bittikten sonra yine işsiz kalacağım. Bu ülkenin öğretmenleriyiz, bunun için eğitim aldık. Toplumun bir kesimi ‘Ücretli öğretmenlik yapma, bu paraya çalışılmaz’ diyor ancak öğretmenlik bizlerin çocukluk hayali idi. Almanca öğretmenliğinde atama yapılmadığı için şu an İngilizce öğretmenliği okuyorum. Mesleğime aşığım ancak iktidar mesleğimizi yapmamızın önüne set koyuyor ve plansız politikaları nedeniyle binlerce öğretmeni mağdur ediyorlar. 2 gün önce mülakata girdim, umarım atanırım” dedi.
Tek başına geçinmeye çalıştığını ifade eden öğretmen, “Hayata bir şekilde tutunmam gerekiyor ancak mesleğimden vazgeçmek istemiyorum. Evli değilim, bu şekilde evlenemiyorum. Yaz aylarında özel ders vermeye çalışıyorum, günü birlik işlere gidiyorum, soğuk hava depolarında çalışıyorum. Kışın ücretli öğretmenlik yaparken 8 ay boyunca yarı zamanlı zincir bir yemek şirketinde çalışmak zorunda kaldım çünkü aldığım ücret yetmiyor. Kiram 7 bin 500 TL, asgari ücretin altında aldığımız maaşla nasıl geçineceğim?” diye sordu.
Sigortalarının yarım yattığına dikkat çeken öğretmen son olarak şunları söyledi: “Elma toplamaya gittiğimde öğrencilerimin ailelerinin tarlasına gidiyorum. Oraya gittiğimde ‘Öğretmenim burada ne işiniz var?’ diyor. Çok büyük bir utanç duyuyoruz. Ücretli öğretmenlik diye bir utanç kaynağı olamaz.”
YARI ZAMANLI İŞ BAKIYORUZ
Yaz aylarında maaş alamadığı için bir kafede çalıştığını ifade eden ismini vermek istemeyen bir başka ücretli öğretmen ise “Yaz aylarında geçimimizi sağlamak için başka sektörlerde iş bulmak zorunda kalıyoruz ama okul döneminde de asgari ücretin altında çalıştığımız için yarı zamanlı işlerde çalışıyoruz. Aldığımız maaş yetmiyor. Okul döneminde geçinemediğim için bir çağrı merkezinde işe girmiştim. Okulda derslerim bittikten sonra bu sefer orada işbaşı yapıyordum. Yine ücretli öğretmen olan bir başka arkadaşım da sokakta meyve satıyordu” dedi.
Öğretmen son olarak şunları aktardı: “Maaşlarımız öğretmen maaşını geçtim asgari ücretin çok altında, bazen yarısı bazen dörtte üçü. Sigortalarımız ayda 13-14 gün ancak yatıyor. Devlet bile bizi öğretmen saymadığı için hiçbir haktan yararlanamıyoruz. Başka bir işte çalışan kişi işten çıktığı takdirde işsizlik maaşı alabiliyor ama biz alamıyoruz, işsizlik ödeneğimiz yokmuş oysaki her an işsiz kalma ihtimali en yüksek olan biziz. Bayramlarda gösteri hazırlıyoruz okula geliyoruz ama paramız kesiliyor.”
YAKINLARIMIN DESTEĞİ OLMASA GEÇİNEMEM
İsmini vermek istemeyen ücretli İngilizce öğretmeni, yaz aylarında maaş yatmaması nedeniyle ailesinin desteği ile geçindiğini söyledi. Asgari ücretin altında maaş aldıklarına dikkat çeken öğretmen, “Çalıştığımız okula yeni bir sözleşmeli veya kadrolu öğretmenin gelmesiyle birlikte ilk gözden çıkarılan kişiler biz oluyoruz ki daha önce çalıştığım okula kadrolu bir öğretmenin gelmesiyle işten çıkarıldım. Aldığımız bu düşük maaşla, yaz aylarında maaşsız kalarak bizden öğretmenlik yapmamızı istiyorlar. Atanmak için bir yandan KPSS’ye çalıştığım için yazları herhangi bir işe giremiyorum” dedi.
Öğretmen son olarak şunları aktardı: “Ücretli öğretmenlik bu maaşa, bu hak gasbına yapılacak iş değil ancak kendi mesleğimizi sevdiğimiz için mecbur kalıyoruz. Yaz aylarında sigortamız da yatmıyor ve bu yüzden hastalandığımda hastaneye gittiğim zaman ücret alıyorlar. Ders verdiğin kadar maaş alıyorsun, sabit bir ücretimiz dahi yok. Ailemle beraber yaşıyorum, onlar bana destek oluyor. Onlar olmasa geçinmem mümkün değil, herhangi bir gelirim yok. Devlet kendi bütçesinden öğretmene para vermemek için ücretli öğretmenlik adı altında kölelik düzenini getirdi. Yıllarca harcadığımız emeklerin karşılığı bu olmamalıydı.”