ABD Suriye’yi vurdu, Netanyahu ile Erdoğan sevince boğuldu. AKP Lideri Recep Tayyip Erdoğan, Hatay’daki mitingde ABD’nin neden Suriye’yi vurduğunu anlattı uzun uzun. Trump bile bu kadar savunmadı eylemini. Tarih bunu da kaydetti elbette.

ABD’nin vurma gerekçesi olarak Suriye’nin kimyasal silah kullandığı iddiasına bakmayın, bu konuda kesin olan bir şey yok. Cihatçıların elindeki bir silah deposu Suriye ordusunca havaya uçuruldu. Kimyasal silahların bulunduğu bir depo bu. Dolayısıyla bu silahlara sahip olanın cihatçılar olduğu da görüldü ama bunu dinleyecek kimse yok şimdi. Uzun zamandır Netanyahu’nun, Erdoğan’ın, cihatçıların aradıkları fırsat bulunmuş oldu bir kere. Suriye saldırısının gerekçesi ile Irak’a çullanmanın gerekçesi aynı: Kimyasal (kitlesel) silahların varlığı. Irak’ta hala kimyasal silah olduğu kanıtlanamadı, malum. Irak’a saldırıda olduğu gibi, Suriye saldırısında da BM devre dışı bırakıldı. Bu kimyasal silah kullanıldığı iddialarının soruşturulmasına bile gerek duyulmadığının bir kanıtı. Trump istedi oldu. Bu kadar basit bu işler.

Trump neden yaptı bunu peki? Melekti de yaptığı bizi şaşırttı anlamında söylemiyorum bunu elbette. Barack Obama’yı hem Ortadoğu’ya saplanıp kalmakla hem de Suriye’ye karşı yavaş davranmakla suçlayarak çok çelişkili biri olduğunu göstermişti malum ama ülkesinin kaynaklarını başka ülkelere demokrasi götürmek için (böyle olduğuna inanıyordu gerçekten) kullanmayacağını, sorunlu ülkelerin kendi meselelerini kendilerinin çözmesi gerektiğini seçim propagandasında söyleyip durmuştu. Dolayısıyla, adam ne de olsa işadamı, savaşarak değil, müttefiklerinin yardımıyla kendi çıkarlarını korumaya çalışacak dedirtti birçok kimseye. “Suriye’deki soruna müdahil olmayacağız, orada çıkarlarımızı yerel güçleri devreye sokarak çözeceğiz” dediği de biliniyor.

Bu yaklaşımının özellikle silah tekellerince hoş karşılanmadığı malum. Özellikle bu tekellerin kongredeki sıkı destekçilerinden John McCain’in “Esad IŞİD’den daha iyidir” diyen, Putin’i de sık sık öven Trump’a karşı muhalif kampanyanın başını çektiği sır değil. Hem silah tekellerinin baskısı hem de Obama’nın Sağlık Yasası’nı iptal ettirme çabasının bile kendi partisine takılıp kalması Trump’ın “yetersizliği” konusundaki eleştirileri haklı çıkardı. Trump’ın Suriye saldırısının bu nedenle “rüştünü” ispatlamakla da bir ilgisi elbette var. Obama döneminin Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın “artık büyü Donald, artık büyü. Yetişkin olma zamanı. Sen bir başkansın. Bir şey yap. Bize ne olduğunu göster” sözlerini anımsayalım. Trump “büyümekten” ne anladığını Suriye’ye saldırmakla göstermiş oldu.

Sürekli konuşan, kaba, saba tavırları olan ama somut hiçbir eylemi olmayan Trump bu eylemiyle, (Rusya planlı diyor ama aynı kanıda değilim, en azından uzun bir hazırlık dönemi olmadı bu saldırının) aslında kafasının estiği zaman ne yapacağını gösterdi. Kongrede sağlık yasası iptalini geçirmeyi başaramayan biri, mesele bir ülkeye savaş açmak oldu mu ABD Kongresi’nden büyük destek görür. Kamuoyu Trump’ın ne kadar tehlikeli, Trump ise kongreden savaş desteğini her an almanın ne kadar mümkün olduğunu gördü bu saldırı sayesinde.

Ancak ciddi zihinsel sorunları olan (davranışları, mimikleri, korkunç düşünceleri örnektir buna) Trump, silah tekellerinin desteğini almış oldu ama artık özellikle Ortadoğu’da ABD lehine olacak bir istikrar peşinde koşan diğer kesimleri, bunların içinde ilaç tekeli de var, bölgede faaliyet gösteren ABD şirketlerini de endişelendirdi bir hayli. ABD sermayesinin İran’la pazarlık yapıp anlaşması rahatlatıcı bir unsurdu, bunun şimdi ortadan kalkacağı ihtimali İran ticaret burjuvazisi ile yeniden ilişki kurmuş ABD sermayesinin arzuladığı bir durum değil.

ABD sermayesinin ciddi rakip olarak gördüğü Çin’e karşı ticari savaşı geliştirmesini beklediği Trump’ın, bunun yerine, ABD’yi doksanlarda olduğu gibi doğrudan Ortadoğu bataklığına atacak çabalar içine girmesi, son zamanlarda sık sık dile getirilen Trump’ın görevden alınmasına yönelik çabaları hızlandırabilir. Suriye saldırısının BM’ye danışılmadan yapılmış olması (Bush da danışmamıştı ama Kongre bunu sorun etmemişti) bu kez Trump karşıtlarının eline yasal bir gerekçe vermiş oldu. Bugünden yarına değil ama Trump’ın başkanlık süresini tamamlayamama ihtimali de var.

Trump Neden Vurdu?

Şöyle özetleyelim:
1. Trump’ın ABD kamuoyuna ne kadar kararlı olduğunu göstermek için bir fırsat aradığı biliniyordu. Suriye saldırısı ile bu fırsatı bulmuş oldu. Trump hem seçim vaatlerinde hem de başkanlığında kamuoyunun gözünde inisiyatif alan biri olmaktan çok evinde oturduğu televizyon karşısında “ben olsaydım şöyle yapardım” diyen “her şeyi çözen” adam figürüne benzetiliyor. En son Obama’nın Sağlık Sigortası Yasası’nı iptal ettirme konusunda kendi partisinden bile destek alamayışı yetersizliğini göstermişti. Suriye konusunda bu kadar çabuk fikir(!) değiştirip saldırıya geçmesi bu imajı da yok etme çabasının bir parçası. Sadece bunun için ülkesinin maceraya sokar mı biri denebilir ama Trump normal biri değil.

2. ABD’de başını John McCain gibi son derece saldırgan bir senatörün çektiği bir grup muhafazakar senatör, Obama’ya yaptıkları gibi Trump’a da Suriye konusunda Esad karşıtı adımlar atması konusunda baskı yapıyordu uzun zamandır. Kongre’deki İsrail lobisinin bu baskıda büyük rolü var. McCain ve onun gibi düşünenler için Suriye aşılması gereken son tepe. Bu tepenin aşılmasıyla oluşturulacak küçük devletçikler ABD’nin bölgede kalıcılaşması için gerekli. Trump Suriye saldırısı ile bu kesimlerin beklentisine yanıt verdiği gibi tepkilerini de dindirmiş oldu.

3. Saldırı bölgede inisiyatifin Rusya’da olmasından memnun olmayan ABD yönetiminin “ben de varım” demesidir.

Sonuçları ne olur?
1. Rusya’yla uzlaşılan bazı konularda, örneğin Suriye’de Kürt gücünün kullanılmasında, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasında görüş ayrılıkları başlamış olacak.
2. En önemlisi IŞİD’e karşı verilen ortak mücadelede derin çatlaklar oluşturacak. Bu IŞİD’in toparlanmasına yol açabilir.
3. Trump, bir anda Kuzey Kore’ye, İran’a, Suriye’ye, Rusya ile Çin’e hem ticari hem siyasi savaş açmış durumda. Irak felaketinin sonuçlarını hala yaşayan, Afganistan’da burnu pislikten kurtulamayan ABD’de Trump’ı başkanlıktan uzaklaştırmak için süreç de yakında başlayabilir.

Bakalım Trump kimleri memnun edecek. Bekleyip göreceğiz.

Ama AKP Lideri Erdoğan’ı sevindirdiği kesin. Netanyahu’yu da.