‘Dönüşüm’ diyerek tapulara çöktüler
Arnavutköy, İmrahor ve Yavuz Selim mahallelerindeki kentsel dönüşümün ranta döndüğünü belirten mahalleli direneceklerini söyledi. Yurttaşlar “Çete olup halkı sindirmeye çalışıyorlar. Bunlara izin vermeyeceğiz” dedi.

Ebru ÇELİK
İstanbul Arnavutköy’de belediye ile yurttaşlar arasında parsel tartışması devam ediyor. Haziran 2024’te polis zoruyla evlerinden çıkarılan ve gözaltına alınan yurttaşların ardından İmrahor ve Yavuz Selim mahallelerindeki hak sahipleri, barınma haklarını savunmak, mahallelerini rantçılara teslim etmemek için mücadelelerini sürdürüyor. Mahalleli, yapılan imar planı değişikliği sonrası arazilerine el konulduğunu ve mağduriyet yaşadıklarını belirterek "Biz buna karşı direneceğiz, pes etmeyeceğiz. Tapularımızı elimizden almak için her yolu deniyorlar" dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yetki verdiği AKP’li Arnavutköy Belediyesi Bolluca Deresi ve Yakın Çevresi ile İmrahor Mahallesi Revizyon uygulaması İmar Planlarıyla, hak sahiplerinden habersiz arazilerini arsa statüsüne çevirdi. İmar-18 uygulamasıyla arsaların yüzde 45’ine devlet el koyarken yurttaşlar tapularına içlerinde katarlılarda bulunan yabancı kişilerin ortak olduğunu belirtti. İstanbul’un en kuzeyinde, ulaşımın İstanbul içine nazaran çok az olduğu Arnavutköy İmrahor mahallesine giderek yurttaşlarla konuştuk.

RANTSAL DÖNÜŞÜM
İmrahor Barınma Hakkı Meclisi bürosunda bir araya geldiğimiz Kazım Uğurlu, imar uygulamasının hak sahibi yurttaşları mağdur edecek bir proje olduğunu söyledi. Uğurlu, bu duruma karşı hak mücadelesi başlattıklarını belirterek "Davalarımız sürüyor. Bu işin peşini bırakmayacağız” dedi.
“İki defa itiraz ettik, ama sonuç alamadık çünkü kararları verenler ya müteahhit ya da emlakçılar” diyen Uğurlu, “Bu, kentsel dönüşüm değil, rantsal dönüşüm. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidebiliriz. Biz evlerimizin yenilenmesini istiyoruz ama adil bir süreçle yapılmasını bekliyoruz. Yıkım ada bazlı yapılıyor, parsel bazlı değil. Yani yüzde 51’i bulduğunda, gözünü kırpmadan evleri yıkabilecekler. Bize vermek istedikleri para ise komik bir rakam, yerimizi sattığımızda, bizim hiçbir hakkımız olmuyor” dedi. Uğurlu, şöyle devam etti: “Halkı susturmak için her yolu deniyorlar. Köyümüzün ormanlarını yaktılar, madenlerimizi talan ettiler, sularımızı kirlettiler. Nerede yaşayacağız? Eğer durmazlarsa, biz de daha fazla ses çıkaracağız. Belediye tapularımızı elimizden almak için her yolu deniyor. Bunlar bir takım çeteler kurmuşlar ve halkı sindiriyorlar. Baharla berabere İmrahor halkının mücadelesi yeşerecek.’’

BIRAKIP GİTMEYECEĞİZ
Mahalleli Döndü Bilgin ise dava açan yurttaşlardan bir başkası. Bilgin, şunları söyledi: “Bizi buradan sürmek istiyorlar. Yıllarca emek verip, çalışıp bu evleri yaptık. İmar barışı dediler para ödedik, vergilerimizi yıllardır ödüyoruz. Şimdi zenginleri daha fazla zengin etmek için emeklerimizi arkamızda bırakıp gitmeyeceğiz.”

∗∗∗
GİDECEK BAŞKA YERİMİZ YOK
‘‘185 metrekare arsamdan 85 metre kaldı. Eskiden buralarda yollar düzgün değilken, çamurluyken bir zengin gelip bu yollarda yürümezdi. Şimdi İmrahor gözbebekleri oldu. Bir emekli maaşıyla, 14 bin lirayla geçiniyoruz. Ne yeni ev borcu ödeyebiliriz ne de kira verebiliriz. Gidecek ne bir köyümüz ne de başka yerimiz var.’’



