Sinema yıldızlarını say deseler, aklınıza hemen Denzel Washington gelir mi? Doğruya doğru, benim gelmez. Niye peki? Yakışıklı mı değil, yeterince meşhur mu değil? Yoo, elbette yeterince şöhreti var, yakışıklılığı da kendine elverir de öte bile geçer. Çok iyi bir oyuncu olduğu için akla gelmez herhalde. Benim aklıma...

Geçen hafta Selin’le radyoda haftanın filmleri arasında “Equalizer / Adalet”ten söz ederken, izlenebilecek bir film olduğundan dem vurmuştuk. Sırf Denzel Washington kadrosunda olduğu için. Bu da bana ders olmalıymış aslında. “Equalizer” ilk ağızda 35 milyon dolar gişe yaptı. Hasılata ilişkin haberlerde de bu başarı, doğrudan aktörün adına bağlandı. Demek ki dikkat etmemişiz, gişeye pek aldırmadığımız için herhalde. Denzel Washington’ın filmleri, hiç aksamadan sağlam açılışlar yapıyormuş.

Bu gişe hasılatı işleriyle uğraşan Boxoffice.com’un başkanı ve bir numaralı analisti Phil Contrino, “İnsanların itimat ettiği bir adı var,” diyor. “Marka, gerçekten de. Marvel ile Pixar’dan farkı yok. İnsanlar Denzel Washington adını duyunca akın akın sinemaya geliyor.” Otuz yılı aşkın sinema aktörlüğü mesleğinde Washington’ın filmleri dünyada 3 milyar dolardan fazla iş yaptı. Son on yılda 60  yaşındaki aktörün hiçbir filmi 20 milyon dolardan az açılış yapmadı ya da toplamı 60 milyon doların altına düşmedi. Onu iki kelimeyle tanımlayabiliriz: Güvenilir ve istikrarlı.
Evet, arada pek de matah sayılmayacak filmlerde de oynadığını görüyorum ama ben iki Oscar’lı (Glory, Training Day) Denzel Washington’ı hep öncelikle iyi aktör olarak düşündüm. Aksiyon/macera türü filmlerinde de bu özelliğinden fire vermemiş, aynı özeni göstermişti. İnsan sevdiği aktörlere at gözlüğüyle bakabiliyor demek. Ona bakarsanız, ne kadar yakışıklı olduğunun bile yakın sayılacak bir tarihte farkına varmıştım. Şöyle bir bakıp “Vay canına!” dediğimi hatırlıyorum.

Eh, böyle özellikler bir araya gelince, insan elbet star olur. Sinema yazarlarına göre Washington katıksız starların sonuncusu. Ama dış ülkelerden çok, kendi ülkesinde A.B.D.’de. Dışarıda bazı meslektaşları kadar popüler değil. Bunu da aktörün bilgisayar efektlerinden ve tespih gibi dizilip giden devam filmlerinden hazetmemesine bağlayabiliriz. Bakalım “Equalizer” devam filmi çekmek isteyen yapımcıları da hüsrana uğratacak mı? Daha ‘dramatik’ yapımlarda yer almadığı zaman ise orta bütçeli, yetişkinlere yönelik gerilimleri tercih ediyor. Geçen yıl kendini rahat hissettiği bu janrın biraz dışına çıktı ve silahsız-kovalamacasız “Flight / Uçuş”la şansını denedi. İyi de etmiş, çünkü film gişe beklentilerinin üstüne çıktığı gibi ona dördüncü  Oscar adaylığını da getirdj (öncekiler, Cry Freedom, Malcolm X, The Hurricane). Akademi ödülü aldığı filmler ise, yukarıda.

Devam filmlerinden uzak durması gişe açısından elbette bir dezavantaj. Denzel Washington gibi A listesinde yer alan aktörleri düşünelim hele: George Clooney, “Oceans 11” filmlerini çevirdi, Tom Cruise “Mission: Impossible” dizisinin yıldızı. Robert Downey Jr.’ın böyle iki serisi var: “Sherlock Holmes” ile “Iron Man”. Johnny Depp’e ise “Pirates of the Caribbean” yetti. Gerçi “Alice in Wonderland”in devamı da 2016’da sinemalarda olacak ama aynı ticari başarıya ulaşacağını pek sanmıyorum. Ayrıca, aktörün kuşağından Tom Hanks ve Julia Roberts gibi starlar gişe hasılatlarının son 10 yılda gittikçe azaldığını görse de, Denzel Washington için böyle bir şey söz konusu değil.

Öte yandan, haklı olarak yere-göğe koyamadığımız oyunculuğunun da elbette bu istikrarda, seyircilerin beğenisinde büyük payı var. İyi performans peşinde olanlar da, iyi vakit geçirmek isteyenler de onun adını garantı olarak görüyor. Oynadığı her karaktere inandırıcılık kazandırıyor. Irkları, cinsiyeti, inancı aşan değerleri temsil ediyor.

Herkesin bildiği Washington böyle biri. İç dünyası ise seyircilerince malum değil. Gazeteciler onu zor söyleşi veren biri olarak tanıyor. Mikrofonlar açıkken içini dökmekten hoşlanmayan bir adam. Günümüzün sosyal medya hakimiyeti altındaki dünyasında hakkında bunca az şey bilinen birisi insanların aklını karıştırmaz mı diyebilirsiniz. Belki, ama bu işin iyi tarafı da, böylee bir Denzel Washington filmine gittiğinizde oyuncu hakkında binlerce yararsız bilgi ve  dedikodu kırıntısı ile zihinlerimizin lekelenmiyor oluşu. Seyirciler, başkaları yavaş yavaş sönerken hâlâ pırıl pırıl parlayan karizmatik bir aktör görüyor perdede. Man On Fire, Malcolm X, Out Of Time, Glory, Remember The Titans, Courage Under Fire, Fallen, Training Day, Philadelphia ve Crimson Tide gibi filmlerin dört dörtlük oyuncusu, inkâr kabul etmez bir yıldız...