Bizim futbolumuzun kalitesiyle ilgili kötümser olmama rağmen; komu oyunda ki futbolu olumlu yanlış anlamayı bir türlü anlamış değilim.

Hatta WTA Tenis turnuvasında ki tablonun bile futbolun kalitesinde ki olumsuz tablodan dolayı kaliteyi benimsemelerinden ve özlemlerinden salonu doldurduklarına inanıyorum.

Futbolun evrensel oyunu sadece Aziz Yıldırım, Aykut Kocaman veya Fatih Terim değildir. Bu bize has bir takıntıdır yoksa futbol oyun kalitesi inanın bu değildir.

Biraz da bunu kanıtlamak için bizim en iyimiz(!) ile Avrupa’dan normal iki kulübü değerlendirmeyi uygun gördüm.

Birbirine yakın iki yakım; bir yandan Dortmund, bir yandan Galatasaray…

Futbolcu mali tabloları sanırım bunun en iyi örneğidir.

Dordmund’un elinde yetiştirdiği en kaliteli oyuncu Götze, Galatasaray’ın Emre Çolak…

Götze’nin piyasa değeri; 30 Milyon Avro, Emre Çolak’ın 4,5 Milyon Avro.

Götzeyi Arsenal istiyor, Emre için henüz aday yok

Dortmund Hummels’i 4,5 Milyon Avro’ ya Mainz’dan satın aldı şimdiki değeri 24 Milyon Avro.

Barcelona ve Juve ile adı geçiyor.

Subotic’i Bayern Munchen den 4,2 Milyon Avroya satın aldı Şimdiki değeri 18 Milyon Avro,

M Unıted istiyor

İlkay Gündoğanı 4,840 Milyon Avro’ ya Nurnberg’den satın aldı Şimdiki değeri 12,5 Milyon Avro.

Levondowski ise 4,750 Milyon Avroya Lech Posen den alındı Şu andaki değeri 25 Milyon Avro ve MUnıted ilgileniyor.

Galatasaray’a gelince:

Burak Yılmaz’a 5 Milyon Avro verildi, piyasa değeri 12 Milyon Avro fakat isteyeni yok.

Sercan 3 Milyon Avroya alındı, piyasa değeri 3,5 Milyon Avro, İsteyeni yok hatta oynayamıyor bile.

Amrabat 8 Milyon Avroya alındı, piyasa değeri 6 Milyon Avro isteyeni yok.

Selçuk 2 Milyon Avroya alındı, piyasa değeri 12 Milyon Avro, isteyen bakımından net bir aday yok.

Götze, hummels, Subotic, Lavendowski ve ilkay’ın maliyetleri 18,29 Milyon Avro isteyenleri ile değerleri 109,5 Milyon Avro.

Emre, Amrabat, Burak, Sercan ve Selçuk’un maliyetleri; 18 Milyon Avro ve değerleri ise 38 Milyon Avro, fakat piyasa değerleri sadece kağıt üstünde yani çok gerçekçi değil. Çünkü net adayları yok.

İki denk kulüpden bahsettiğimiz halde aradaki cari açığa bakarmısınız; her iki kulübünde maliyetleri 18 Milyon Avro fakat gelir olarak baktığınızda 70 Milyon gibi bir fark ortaya çıkıyor.

Aslında sırf Kagawa bile başlı başına bir ölçüm olabilir: 308 bin Avroya alınıp 14 Milyon Avroya hem de MUnıted’a satılması başlı başına bir farktır.

İşin komik tarafı ilk defa iyi paraya sattıkları Ardayı daha fazla para vererek geri istemeleri de bir geri kalmışlık histerisinden başka bir şey değildir.

İşte bu farklar futbol kalitesi ile ilgili cari açıktır.

Sayın Fatih Terim ile Jürgen Klopp arasındaki teknik direktörlük anlayışı farkıdır.

Dortmun’da baktığımız zaman ne oynadığını ve ne yapmaya çalıştığını çok rahat anlayabiliriz fakat Galatasaray’ın ne oynadığını anlayabilen var mı bilemiyorum?

Kalite, başarı ve doğru teknik direktörlük; vasat bir takımı çok rahat üst düzeye çıkarabilmektedir, dünyanın parasına gerek yok.

Bizi de kandırmaya gerek yok.