Bir futbolcunun kendi performansı üzerinden iyi para kazanma süresi yaklaşık 10 yıldır. Takdir edersiniz ki bu süre bir insan ömrü ile kıyaslandığında oldukça kısadır. Ve ben de bu süreci yaşayan biri olarak samimi olarak söylemek istiyorum: gerçekten futbolculuk meslek olarak çok zor bir iştir.

Hayat futbol sonrasında, yaptıkların ve yapamadıklarını yakalamak üzere çırpınışla ve yaşam mücadelesi şeklinde geçer.

Dorukhan Beşiktaş’a 2018-19 sezonunda imza atmasıyla beraber o sene 10 bin 430 dakika, 2019-20 sezonunda 21 hafta sakat olduğu için toplam 409 dakika ve 2020-21 sezonun da ise 924 dakika sahada kalarak Beşiktaş’a geldiğinden beri toplamda 11 bin 763 dakika süre aldı.

Şimdi gelin 11 bin 763 dakika üzerinden Dorukhan’ın maliyetine bakalım. Dorukhan Beşiktaş ile 250 bin Euro’ya anlaştığına göre, Dorukhan’ın Beşiktaş’a maliyeti dakika başına 21,25 Euro’dur (!). Hani bir kıyaslama yaparsak; Mesut Özil’in Arsenal’den haftalık 350 bin sterlin aldığını ve haftada 90 dakika oynadığını düşündüğümüzde, dakikası 3 888 sterline geliyorsa 21 Euro sanırım kahve parasıdır.

Şu an Dorukhan’ın bonservis değeri-Avrupa şampiyonası ve Şampiyonlar Ligi oynamadan 6 milyon Euro.

Dorukhan 24 yaşında, Beşiktaş kadrosu içinde Ersin ile Rıdvan’ın daha gelişim süreleri olduğunu düşündüğümüz de Avrupa futboluna transfer olabilecek ve kulübe katma değer sağlayacak tek Türk oyuncu Dorukhandır. 6 ile 8 numara oyun karakterine sahip olan Dorukhan, 2 ve 3 numara da sıkışıldığında çok rahat oynayabilmektedir. Şu an Beşiktaş takımının milli takıma giden tek oyuncusudur.

Dorukhan, oyuncu donanımı ve karakteri olarak; taktiksel kurgu içine kolektif oyuna çok rahat adapte olup, takım taktiği yanında bireysel katkıyı da fazlasıyla sahada veren yüksek tempolu bir oyuncudur. Agresif oyunu ile topu iyi kullanma özelliği ve gol ile asist katkısı orta alan oyuncusu olarak onu ön plana çıkartmaktadır. Yüksek toplardaki üstünlüğü ile ölü toplarda takıma her iki yönde de büyük katkı sağlamaktadır.

Ve 24 yaşında, Beşiktaş’tan 1,5 milyon Euro istediği için adeta çarmığa gerilmek istenmektedir.

Bugün büyük takımlara baktığımızda her oyuncunun maliyeti farklılık içermektedir. Kimse kimseyle kıyaslanamaz. Oyuncu kalitesi ve gelecek için yapılacak yatırımların maliyeti farklı olduğu gibi, kazanımları da farklı olur.

Burak Yılmaz’ın Beşiktaş’ta oynarken aldığı ücret ile diğer oyuncuları arasındaki fark onun yetenek farkıydı. İrfan Can’ın Fenerbahçe’de aldığı ücret gibi…

İşin aslı ortada ciddi bir kriz yönetimi zafiyeti vardır.

Kriz yönetmek bir strateji bilgisini gerektirir.

Hızla gelişen koşullarda, kulüplerin rekabetçi üstünlüklere sahip olmaları ve bu üstünlüklerini korumaları stratejik olarak sahip oldukları en önemli amaç haline gelmektedir.

Endüstriyel futbolda, bilgi sistemlerinin geliştirilmesi sürecindeki en önemli aşamalardan birisi olan stratejik bilgi sistemleri planlamasında kulüplerin stratejisi, hedefleri, misyonu ve amaçları dikkate alınarak parametreleri belirlenmektedir.

Ama, maalesef, esnaf mantığı ile süreci yönetmek için hiçbir parametreye gerek duyulmaz. Anlık düşünülüp refleks haline gelen tepkilerin ağızdan çıkması ile ne olamayacağı zaten en başından belli olmaktadır.

Her olayda olduğu gibi bu olayda da kendilerine göre (Beşiktaş’a göre değil) plan yapanlar olduğu için, gene bir itibarsızlaştırma ve pusu kurarak karşısındakileri trollere yem yapıp istediklerini elde etmeye çalışanlar var.

Bu düşünce yapısını Beşiktaş’ın tarihsel dokusu ve kültürel davranış kodları ile kıyaslamak mümkün değildir. Çünkü, Beşiktaş’ın tarihsel davranış kodu Dorukhan ile hemen anlaşma yapabilecek dirayete ve saygınlığa sahiptir.

Eğer Dorukhan 2019’da yaşadığı ciddi sakatlık esnasında, yönetim hemen onun ile anlaşma yapıp hem ona olan güvenini tazeleseydi ve hem de ahlaki olarak bir değer ortaya koysaydı, şimdi böyle bir krizin yaşanması mümkün olmazdı. Ama önce bu yapıda olmak lazım…

Hele hele kulübe şirinlik yapan gizli menajer kimliğine sahip kişilerin, Ahmet Bulut üzerinden Dorukhan’ı itibarsızlaşmaya çalışıp, yönetime aklı sıra yön vermeye çalışması, aslında kendileri için alan açmaktan başka bir şey değildir. Tıpkı, Hulk transferinde 3,5 milyon Euro olan maliyeti 5 milyon Euro’ya çıkarmalarındaki bazı kişilerin artı rant yaratma tezgahında olduğu gibi.

Dorukhan olayı yönetim için bir sınavdır.

Eğer bu krizi yönetemeyip Dorukhan Beşiktaş’tan gider ve sonrasında Avrupa dahil önemli çıkış yaparsa yönetim bunun cevabını veremez.

Buyurun kriz sizin ve yönetin.