Google Play Store
App Store
"Dostlarımızı dinlemedik, Erdoğan konusunda yanıldık"

DERVİŞ CEMAL

On iki yıl 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün en yakınında bulunan, basın danışmanlığını yapan Ahmet Sever ‘Kapalı Kapılar Ardındaki Siyasi Sırlar – İçimde Kalmasın’ kitabında AKP içinde yaşanan güç savaşlarını anlatırken çarpıcı bilgilere de yer veriyor. Kitapta, yıllarca AKP’ye destek veren “Yetmez Ama Evet”çi liberal çevrelerin ardı ardına gelen “yanıldık”, “kandırıldık” itiraflarının bir benzerinin de Avrupalı liberal çevrelerce yapıldığına tanık oluyoruz. Bunlardan birisi Fransa’da 68 kuşağının öğrenci liderlerinden “Kızıl Dany” lakaplı Daniel Cohn Bendit. Bir diğeri ise Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Avusturyalı sosyal demokrat politikacı Hannes Swoboda.

Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu Eşbaşkanı iken, Genel Kurul’da 7 dilde “Türkiye’ye Evet” pankartları açılmasının mimarı olan ve sonrasında da AKP ve Erdoğan’a sınırsız destek veren isimlerden olan Daniel Cohn Bendit, “Recep Tayyip Erdoğan konusunda yanıldım. Dostlarım beni defalarca uyarmıştı, ‘aman dikkat et’, diye ama dinlemedim” diyor.

Beni dostlarım defalarca uyarmıştı

Bendit, Fransa’da katıldığı bir radyo programında Türkiye’nin artık otokratik bir rejim tarafından yönetildiğini vurgulayarak, “Türkiye’de artık demokrasinin varlığından söz edemeyiz. Türkiye otokratik bir rejime dönüştü. Bugünün Türkiyesi’nde ya Büyük Sultan’ı alkışlayacaksınız ya da çenenizi kapatacaksınız” diyor. Bu sözler üzerine sunucunun “Ama siz değilmiydiniz bir dönem Recep Tayyip Erdoğan’ı militanca canhıraş bir şekilde savunan” sorusuna şu yanıtı veriyor: “Evet maalesef haklısınız. Kabul diyorum. Ben Recep Tayyip Erdoğan konusunda yanıldım. Beni dostlarım defalarca uyarmıştı, ‘aman dikkat et, Erdoğan’ın gizli bir gündemi var. Avrupa Birliğini kullanıyor. Aşırı dinciliği savunuyor aslında. Dini ideolojiye dayalı otoriter bir rejim kuracak’ diye. Ben onları dinlemedim. Sonunda aynen dedikleri gibi oldu. Ben yanıldım.”

Kızıl Dany, Kasım 2016’daki programında ise bu kez Avrupadaki hükümetlere seslenerek Erdoğan ile müzakerelerin durdurulması çağrısında bulunurken şu ifadeleri kullanıyordu: “Türkiye bugün Avrupa değerlerinden çok uzak. Ekim 2005’te Türkiye ile müzakereler başlamıştı. Ben de desteklemiştim. Ama Erdoğan konusunda yanıldım, itiraf ediyorum.”

Avusturyalı Swoboda da hüsran yaşadı

Benzer bir “Erdoğan hüsranı ve yanılgısı” yaşayan isim de Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Avusturyalı Hannes Swoboda. 16 Mayıs 2013 tarihinde Brüksel’de Tayyip Erdoğan’ı Beşar Esad’a benzetti diye CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sert tepki gösterip, yapacağı görüşmeyi iptal eden Sosyal Demokrat Swoboda da daha sonra pişmanlık gösterenlerden. Swoboda sadece bir yıl sonra 2014’te Erdoğan için “otokrat” demeye başladı, ve Erdoğan için şu sözleri kullandı, “O, anayasa ve yasaları kendi çıkarlrına göre değiştirmeye çalışan bir otokrat. Macar lider Orban ile aynı türde bir lider.”

Zalimlik kapasitesini fark etmedim

AKP ile köprüleri attıktan sonra İsveç’e yerleşen gazeteci Cengiz Çandar da, AKP ve Erdoğan’a verdiği destek konusunda, “Büyük bir yanılgıya kapılmış olduğumu görüyorum. Zalim olma kapasitelerini fark etmedim. Akıl almaz derecede yalancı olabileceklerini aklıma getirmedim” şeklinde itirafta bulunuyor kitapta.