Aklına YÖK denince imam hatipliler, eğitim denince özelleştirme, yönetim denince kendi teşkilatı gelen bir partinin eğitim uygulamalarını izliyoruz.

Aklına YÖK denince imam hatipliler, eğitim denince özelleştirme, yönetim denince kendi teşkilatı gelen bir partinin eğitim uygulamalarını izliyoruz. Yaklaşık iki yıllık AKP döneminde, el atılmadık yeri kalmayan Milli Eğitim Bakanlığı'nın düzgün çalışan bir yerini arıyoruz.

Öğrenciler 40-50 kişilik sınıflarda ders görüyor, eğitim harcamaları okullar açılmadan önce diğer tüketim mallarının sekiz katı artmış, öğretmen açığı kapatılamamış, öğretmenler yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesine devam ediyor. Bütün bu sorunların çözümünden hükümet adına sorumlu olan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik; kadrolaşma, özelleştirme, eğitimin dinselleştirilmesi üçgeninden bir türlü çıkamıyor.Yayın hayatına başladığından beri Birgün, bu üçgenin içindeki ve dışındaki sorunlara ışık tutuyor..

 

Bugün AKP'li olan bir milletvekili, TBMM'ye verdiği önergede, "Evrim Teorisini bilimsel dayanak olarak alan ve Darwinizme itibar eden herhangi bir gençten ülkesine, milletine, bayrağına dinine ve devletine bağlı olması beklenebilir mi?" diye sormuştu. Yayımladığı genelgede, genelgeyle hiç ilgisi olmamasına karşın, "İnsanlar çeşitli kabiliyetlerle donanımlı olarak yaratılmıştır" diyen aynı partiden bir bakan döneminde değiştirilen öğretim programlarından kaygı duymamak mümkün mü?

Bizimle aynı kaygıyı taşımayanların yorumlarını okuyoruz. Doğrusu, bu destekler beni pek şaşırtmıyor. Ancak iki hafta önce Birgün'de Mert Özmen'in eleştirisi beni şaşırttı. Özmen, "Yaratılış Teorisi Müfredata Giriyor" başlıklı haberimize takılmıştı. Haber, "Evrim Kuramı"nın ders kitaplarından çıkartılıp yerine "Yaratılış Kuramı"nın (Bilinçli Tasarım) konması için önceki iktidarın Milli Eğitim Bakanı'na onlarca yazılı ve sözlü önerge vermiş bir partinin iktidarı döneminde amacını gerçekleştirmesine dikkat çekiyordu.

Özmen, "Ben olsaydım haberde Aleviliği öne çıkartırdım" diyor. Yazısını okuyunca, "Haberi iyi ki Mert Özmen yazmamış" dedim kendi kendime.

Aleviliğin müfredata gireceği defalarca haber oldu. Özmen'in hayranı olduğu Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, basın toplantısında açıkladı bunu. En iyi Birgün olmak üzere bütün gazeteler yansıttı bu gelişmeyi...

Mert Özmen, "Haberi yazan arkadaş farkında mı bilmiyorum ama Newtoncu yaklaşıyor olaya" diyor. Ben de asıl Newtoncunun, kendisinin Kuantumcu olduğunu sandığı Milli Eğitim Bakanı olduğunu söylüyorum. Ellerine fırsat geçtiğinde Darwin'in teorisini müfredattan çıkarmak isteyeceklerini bile bile bu girişime "bilimsel" şemsiye takma çabası anlaşılır gibi değil.

Ben en başta haberciyim. Haberimi de tek satır yorum koymadan, "Talim Terbiye Kurulu Başkanı Ziya Selçuk yaratılış teorisinin müfredata gireceğini açıkladı" giriş cümlesiyle verdim. "Bilim dışı gelişme" ise gazeteme ait bir yorumdur.

Mert Özmen'in, "Milli Eğitim Bakanı olarak açıklandığında kendi adıma ciddi umutlara kapılmıştım. Çünkü, belki de ilk kez ciddi sayıda ve nitelikli kitaplar yazmış biri Milli Eğitim Bakanı oluyordu. Şimdi bu umutlanmamın boşa olmadığını görerek seviniyorum" diyebilecek kadar Hüseyin Çelik hayranlığı nereden geliyor bilemiyorum. Ama bu gazetede tamamı benim imzamla çıkmış 200'ü aşkın özel eğitim haberini okuduysa ve hâlâ Çelik'e bu kadar hayran oluyorsa haklıdır, bu olsa olsa benim haber yazmadaki yeteneksizliğimi gösterir.

Bu gazete, gereksiz yere yeniden ihale edilen bedava ilköğretim kitaplarının hesabını sordu. Sürülen onlarca eğitim emekçisinin çetelesini tuttu. Özmen'in pek beğendiği eğitim müfredatını herkesten önce ele geçirip olumlu olumsuz yönlerini duyurdu okurlarına.

İmam hatiplere destek için hazırlanan YÖK yasa taslağı, daha bakan ve yanındaki birkaç kişi biliyorken Birgün'de yazıldı.

Talim ve Terbiye Kurulu'nda bakanın talimatıyla yapılan usulsüz işlemleri yazdı Birgün. Anadolu'ya gitti, okuyamayan öğrencileri bulup röportaj yaptı. Meslek liseleriyle ilgili projeyi ilk Birgün duyurdu, özel okullar yasa taslağını ilk Birgün yazdı. Daha saymakla bitmeyecek haberlere imza attı eğitimde. Hepsinde de bu iktidarın eğitim uygulamalarına ışık tuttu. Işık tutmaya devam edeceğiz.