Hem sermaye çıkışı hem eriyen rezervler, hem artan dış borçlar, hem de yurttaşların döviz talebi aynı anda artıyor. Tüm bunlara bir de cari açık eklenmiş durumda. İktidarda ise söylem birliği dahi yok, Erdoğan dövizdeki yükselmeye dış güçler diyor, Albayrak rekabetçi kur.

Döviz kıtlığı sürpriz değil

Ozan GÜNDOĞDU

Ülke ekonomisinin çarkları dövizle dönüyor. Gerek ithalat ve ihracatın toplam gelir içinde giderek artan önemi gerek dış açıkların finansmanı gerekse de kısa vadede döndürülmesi gereken dış borçlar yüzünden ülkeye giren döviz hayati önemde. Fakat 2020, döviz kıtlığının giderek kendisini hissettirmeye başladığı yıl oldu. Hem rezervler eriyor bu yıl hem yabancı sermaye çıkışları yaşanıyor, hem hazinenin ödemesi gereken döviz cinsi borçlar artıyor. Tüm bunlara bir de cari açık ekleniyor. Ekonominin zaten krizde olduğu geçen yılla kıyaslandığında tablo bu nedenle daha karamsar görünüyor.

CARİ AÇIK

Normal şartlar altında ülke ekonomisi küçülürken ithalatın ihracattan çok daha sert küçülmesi sayesinde cari fazla verir, böylece finansal piyasalar üzerindeki döviz kıtlığı baskısı bir nebze azalırdı. Ancak bu yıl salgının dış ticaret üzerindeki etkisiyle bu mekanizma tersine dönmüş görünüyor. Türkiye’nin ihracatı o kadar sert şekilde daralmış durumda ki, ithalattaki daralmaya rağmen dış ticaret açığı artıyor. Tüm bunlara dış dünyaya yapılan diğer ödemeler de eklenince cari açık katlanmış oluyor.

Dün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) cari açığı da içinde bulunduran ödemeler dengesi verilerini yayımladı. Buna göre sadece Haziran ayı içinde cari denge 2,84 milyar dolar açık verdi. Böylece ocak-haziran arasındaki cari açık tutarı 19,8 milyar doları buldu. Buna karşılık geçen yıl ekonomik küçülmenin etkisiyle haziranda 3,41 milyar dolar cari fazla verilmişti.

doviz-kitligi-surpriz-degil-768977-1.

SERMAYE ÇIKIŞI

Ülkeden çıkan döviz stokunun bir sebebi cari açık. Ancak bir sebebi de özellikle salgınla beraber artan risklerden korkup Türkiye gibi gelişen piyasalardan çıkan yabancı sermaye. Geçen yılın ocak-haziran döneminde gerek faizlerin yükselmesi gerek döviz kurunun kontrol altına alınması yurtdışından ülkeye sermaye girişlerine neden olmuştu. TCMB verilerine göre geçen yılın ocak-haziran döneminde yurtdışından Türkiye’ye net 3,61 milyar dolarlık kaynak girişi sağlanmıştı. Bu yılın aynı döneminde ise 13,79 milyar dolarlık sermaye çıkışı yaşanıyor.

ARTAN DÖVİZ TALEBİ

Hem cari açık hem de sermaye çıkışının geçmiş yıllarda finansal kriz arifelerinde görülmesi stresi artırıyor. Tüm bunlara salgın nedeniyle turizm gelirlerindeki iyimser tahminle yüzde 70’lik azalma ve kısa vadede döndürülmesi gereken dış borç eklenince tablo dramatikleşiyor.

Bu haliyle bankacılık kesimi kredilerde gaza basmış durumda. Önceki gün yayımlanan TCMB haftalık verilerine göre 2019 Ağustos’unda 152,5 milyar TL olan dolaşımdaki para, bu yıl 216,9 milyar TL’ye, TL cinsinden vadesiz mevduat tutarı 208,9 milyar TL’den 363 milyar TL’ye çıkmış durumda. Başka bir deyişle faizlerin düşük tutulmasıyla piyasaya para pompalanmış durumda. Bu para günün sonunda servet sahiplerinin eline geçiyor ve bu kişiler doların değer kazanacağı beklentisiyle ellerindeki liraları dolara çeviriyor. 6 Ağustos itibariyle yurtiçinde yerleşik kişilerin bankada tuttuğu dövizlerin büyüklüğü 238,6 milyar dolara yükselerek tarihi rekorunu kırmış durumda. Sadece bayram sonraki hafta yerlilerin aldığı döviz tutarı 4,3 milyar dolar.

ERİYEN REZERVLER

Tüm bu veriler düşünüldüğünde riskleri azaltması beklenen tek gösterge Merkez Bankası’nın döviz rezervleri. Zira döviz kıtlığının çözümü burada. Ancak orada da tablo parlak değil. Geçen yılın ağustosunda rezervde 75 milyar dolar değerinde döviz bulunurken bu tutar bu yıl 46 milyar dolara gerilemiş durumda. Üstelik artık döviz rezervlerinden daha fazla swap yükümlülüğü (60 milyar dolar) bulunuyor.

ÇELİŞKİLİ DEMEÇLER

Öte yandan Türkiye ekonomisi uçuruma yaklaştıkça ekonomi yönetiminin söylemleri de hem sertleşiyor hem de çelişkili hale geliyor. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak önceki gün CNNTürk’teki programda “1 dolar, 1 TL dönemi bitti, önemli olan rekabetçi kur, biz bu sayede turizmcimize ihracatçımıza yardımcı olmak istiyoruz” derken, dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dolar kurundaki artışa ilişkin “Bu ataklar yeni değil, daha önce de aynı operasyonları bize dışarıdan yaptılar” şeklinde demeç verdi. Ekonominin başındaki isim kontrol bizde, biz döviz kurunun böyle olmasını istedik mesajı verirken, hükümetin başındaki isim dış güçlere gönderme yaptı.