Maarif Vakfı’nın bütçesindeki dev artışın gerekçesi belli oldu. Bütçesi MEB’e göre 3,5 kat daha fazla artan ve “Gölge bakanlık” olarak nitelendirilen vakfın kasasındaki yüzde 752’lik büyüme, “döviz kuruna” bağlandı.

Dövizdeki artış Maarif’e yaradı

Mustafa BİLDİRCİN

Gülen yapılanmasına ait yurtdışındaki okulları devralmak amacıyla kurulan Maarif Vakfı’na, MEB bütçesinden 2022 yılı için aktarılması öngörülen para, 2017 yılına göre yüzde 752 arttı. Faaliyetleri nedeniyle ‘paralel eğitim bakanlığı’ olarak nitelendirilen vakfın bütçesindeki devasa büyüme, “döviz kurundaki artış” ile açıklandı.


MEB ile yetki karmaşası yaşayan vakfın yurt dışına gönderdiği personel için ödediği maaş dudak uçuklattı. Vakıf yönetimi, “Faaliyette bulunulan ülkelerin ekonomik şartlarına göre” belirlendiğini ifade ettiği yırt dışı personel maaşının alt sınırının 2 bin 887 dolar, üst sınırının ise 6 bin 637 dolar olduğunu söyledi. Vakfın yurtdışındaki toplam personel sayısının ise 438 olduğu bildirildi.

ASTRONOMİK ARTIŞ

MEB dışında, yurtdışında doğrudan eğitim kurumu açma yetkisine sahip tek kuruluş olan ve yönetiminde iktidara yakın çok sayıda isim bulunan Maarif Vakfı’na 2017, 2018, 2019, 2020 ve 2021 yıllarında sırasıyla 163 milyon TL, 270 milyon TL ve 422 milyon TL, 684 milyon TL, 1,2 milyar TL aktarıldı.
CHP Milletvekili Bülent Kuşoğlu’nun TBMM’deki bütçe görüşmelerinde sorduğu soruya MEB’den gelen yanıtta, vakfın bütçesindeki astronomik artışa da açıklık getirildi. Vakfa 2022 yılında 1 milyar 389 milyon TL kaynak aktarımı öngörüldüğünü belirten Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, vakıf bütçesindeki artışa yönelik “Artışın nedeni, döviz kurundaki artış, faaliyette bulunulan ülke sayısının 42’den 61’e, okul sayısının 331’den 402’ye, öğrenci yurdu sayısının 42’den 48’e çıkmasıdır” ifadelerini kullandı.

DENETİMDEN UZAK

TEDMEM’in raporunda, vakfa aktarılan kaynaklar, MEB’in bütçesiyle karşılaştırıldı. Rapora göre, eğitim bütçesine 2016 yılından 2019 yılına kadar ayrılan pay 1,5 kat artarken aynı dönemde Maarif’e aktarılan pay beş kat arttı. Raporda, vakfın bütçe büyüklüğüne karşın denetiminde eksiklikler olduğunun altı çizilerek şu ifadelere yer verildi:

“Türkiye Maarif Vakfı Denetim Kurulu'nun oluşumunda, kuruluş yasasında öngörülmüş olmasına rağmen Millî Eğitim Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığının temsilcilerine yer verilmediği tespit edilmiş, temsilcilerin Bakanlıklar adına yetki ve sorumluluk üstlenecek deneyim, birikim ve uzmanlığa sahip olması gerektiği vurgulanmıştır. Bu noktada sorulması gereken soru ilgili kurumlardan gelecek kişilerin denetim, şeffaflık ve hesap verebilirlik kapsamındaki görev ve yetkilerinin nasıl kullanılacağıdır.”

dovizdeki-artis-maarif-e-yaradi-953587-1.

YETKİ KARMAŞASI

Maarif Vakfı, 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe girişiminin ardından, “Yurtdışındaki FETÖ okullarının devralınması” amacıyla kuruldu. 2016 yılında beş ülkede eğitim faaliyeti yürüten vakfın ulaştığı ülke sayısı 2021 itibarıyla 44’e çıktı. Devraldığı cemaat okullarını işleten vakıf, giderek artan etki alanı ile birlikte yurtdışındaki eğitim faaliyetlerinde Milli Eğitim Bakanlığı’nın alanına da girdi.

Vakfın MEB ile yaşadığı yetki karmaşası resmi raporlara da yansıdı. MEB’in 2019 Yılı Faaliyet Raporu’nun, “Zayıflıklar” bölümünde Maarif Vakfı’na yönelik şu not düşüldü:

“Türkiye Maarif Vakfı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) gibi kuruluşlar özellikle yurt dışında Genel Müdürlüğümüzle mükerrer sahalarda bulunmaktadır. Söz konusu kurum ve kuruluşlarla iletişimin artırılıp farklı sahalara yönlendirme yapılarak devletin kaynakları daha etkili ve verimli kullanılmalıdır.”