‘Dumanlı’ kareler: Akşener – 2009 Erdoğan – 2012

Meral Akşener ve arkadaşlarının parti hazırlığının, AKP ve uydusundaki medya kuruluşlarında büyük bir alerji yarattığı aşikâr. Muhafazakâr kalemlerin “metal yorgunluğu” konulu köşe yazılarının satır aralarından anlaşıldığı kadarıyla, AKP tabanından Akşener hareketine ciddi bir kayma ihtimali görünüyor.

Gerek yolsuzluklar, gerekse FETÖ soruşturmaları nedeniyle yaratılan mağduriyetler artık yüksek sesle dile getiriliyor.

Erdoğan’ın metin yazarı, şimdinin AKP Milletvekili Aydın Ünal, Yeni Şafak’ta; Ahmet Taşgetiren, Star’da; eski AKP milletvekili Mehmet Ocaktan da Karar’daki köşesinde bu homurdanmaları yazıyorlar.

Ne zaman çekildi?
Haliyle 2019’da Erdoğan için hayati olan ilk başkanlık seçimi öncesinde eldeki yüzde 50’yi aşamama endişesi artıyor. Ekim sonu diye açıklanan partinin açılış takvimi yaklaştıkça, bu endişeyi dışa vuran operasyonlar devreye girmeye başladı. Daha önce “kaset” iddiası gibi pespayelikleri ahaber ekranlarında dile getirdiler. Bu çirkeflik tutmayıp ters tepince, Akşener’in önünü FETÖ iddialarıyla kesmeye başladılar.

Dünkü Akşam Gazetesi, bu operasyonlara hizmet etmek için kendisine servis edilen bir fotoğrafı dün manşetine taşıdı. Gazete, Akşener’in Zaman Gazetesi’ni ziyareti sırasında çekilen bir kareyi, “İstikamet FETÖ’den” başlığıyla manşete taşımıştı. Fotoğrafta, dönemin Zaman Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı pencereden dışarıyı gösteriyordu. Bu fotoğraftan hareketle başlığın da haberin de ana fikri, Akşener’in arkasında Gülen hareketinin olduğuydu.

En temel gazetecilik unsurlarından birini aradı gözlerimiz haliyle… Bu fotoğraf ne zaman çekilmişti? Ne 1. sayfada ne de devam sayfasında vardı. Malum, devlet büyüklerimizin milat ilan ettiği 17-25 Aralık 2013’ten önce miydi sonra mı?

Muhalifse koy sepete!
Haberde bulamadığım bu bilginin peşine düştüm. Birkaç telefon görüşmesinden sonra gerçek ortaya çıktı. Gazetecilikten çok propaganda bülteni olarak yayımlanan Akşam ekibinin de kolaylıkla ulaşabileceği bir bilgiydi bu. Fotoğraf, 29 Mart 2009 yerel seçimlerinden birkaç hafta önce çekilmişti. Akşener, o dönemki partisi MHP’nin belediye başkan adaylarıyla birlikte medya turuna çıkmış. Haliyle dönemin gazetelerinden biri olan Zaman’ı ziyaret etmişler.

2009’daki ziyarette çekilen bu fotoğraftan hareketle “Akşener’i FETÖ yönetiyor” manşeti atan arkadaşları uyarmakta fayda var.

Meral Akşener’in bu ziyaretinden 3 yıl sonra, 2012’nin ocak ayında çekilmiş bir kare daha var. Bu fotoğrafta, manşete taşıdığınız Akşener karesindeki gibi, bugünlerde FETÖ’den aranan Ekrem Dumanlı var. Ama sağında da, o dönem Başbakan olan Erdoğan var. Zaman’ın kuruluşunun 25. yıl törenlerinde çekilmiş. Hani Erdoğan’ın, “Ateşlerde açan çiçek” diyerek gazeteyi övdüğü gece çekilmiş. Birileri bu kareyi de size servis etmeye kalkabilir, aman uyanık olun…

Ha bu arada… Akşener’in hesap vermesi gereken şeyler yok mu? Elbette var. Ağar’ın istifayla boşalttığı koltuğuna oturunca, Susurluk’un üstünü örtmek için verdiği hizmetleri sormak gerek… Ama eminim Akşam ekibi, 2012’de Zaman’ın kuruluş yıldönümündeki fotoğraf gibi, Pensilvanya’da pasosu olan bakanları, başbakanları yazamadığı gibi bu meseleye de eğilemeyecek. Malum, Susurluk meselesinin ucu bugünlerin Saray baş konuğu Tansu Çiller’e değebilir…

En kolayı Akşener’e FETÖ demek. Muhalifse koy sepete.

***

Havuzun zehir hafiyeleri

Akşam Gazetesi’nin manşeti kadar “yaratıcı” bir iddia dünkü Sabah’ta vardı. Gazetenin köşe yazılarından birinde, Akşener ile FETÖ “bağlantı”sı bakın nasıl kurulmuştu...

Yazıya göre, Çiller 90’lı yıllarda partide kendisine rakip gibi görünen Mehmet Ağar’ın karşısına milliyetçi profilde bir aday koymak istiyordu. O dönemki danışmanlarından biri olan Mümtazer Türköne, Çiller’e Meral Akşener’i tavsiye etti. Türköne şimdi FETÖ’den tutuklu… Nasıl bağ ama...

Herkesi kör, âlemi sersem sanıyorlar. Madem bu bağlantılar, Akşener’i FETÖ’cü yapmaya yetiyor. O zaman sırayla soralım:
Türköne’ye 2007-2012 yılları arasında hangi hükümete bağlı TRT program yaptırdı? Kendisini Atatürk Kültür Dil Tarih Kurumu üyeliğine kim atadı? Türköne, hangi partiden İstanbul milletvekili aday adayı oldu? Türköne ile evli olduğu dönemde Özlem (Piltanoğlu) Türköne’yi hangi parti milletvekili yaptı?

Bu kadar soru yeter mi? Yoksa, “kullanışla aptal” diliyle sorayım, yetmez ama evet mi?

NOT: Bu arada bir kulis bilgisi paylaşayım... Bir “muhafazakar” gazetenin birkaç önemli ismi, yeni partinin kurucu listesinde olmak için Akşener’in kapısını çalmış. Gül’e yakınlığıyla bilinen bu isimler olumsuz yanıt alınca gazetedeki Akşener haberlerinin tonu değişmiş.

***

Devlet uçağıyla düğüne gitmek

Hürriyet yazarı Sedat Ergin, Ergenekon ve Balyoz sürecinde olduğu gibi 15 Temmuz dosyalarını da didik didik ediyor. Pehlivan tefrikası kadar uzun yazsa da, iddianamelerde sıkışıp kalan ve haberlerde bulamadığımız önemli detaylar kamuoyunu aydınlatıyor.

Ergin, dünkü yazısında, 15 Temmuz akşamı dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı olan Abidin Ünal’ın derdest edilmesini anlatmış. Malum, Ünal da İstanbul Moda’daki düğündeydi o gece. Meraklısı dünkü yazıyı internetten bulup okuyabilir. Ama benim kafama takılan başka bir detay var...

Yazıya göre Ünal, düğünün yapılacağı 15 Temmuz sabahı, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait VIP uçakla İstanbul Atatürk Havalimanı’na gelmiş. 4 kişilik mürettebatla birlikte. Darbe girişiminden sonra Ünal’i derdest edenler, aynı uçakla kendisini darbenin karargâhı Akıncılar’a götürmüştü.

Buraya kadarı sıradan bir 15 Temmuz haberi gibi.. Bazısına detay gelebilir ama önemli bir sıkıntı yok mu bu meselede? Dönemin hava kuvvetleri komutanı, silah arkadaşının çocuğunun düğününe neden devletin özel uçağıyla gider? 28 Şubat döneminde “Generaller pikniğe devlet uçağıyla gidiyorlar” diyen siyasiler bunun da hesabını soracak mı?

NOT: “O sabah VIP uçakla geldiği İstanbul’da önce resmi temasta bulundu, akşam da düğüne gitti” bahanesini kimse yemez.

***

Saray’dan veciz aşırma

Erdoğan’ın dünkü konuşmasında Almanya’ya hitaben söylediği “Ya bu Erdoğan size ne etti?” cümlesi size de tanıdık gelmedi mi? Belli ki Saray’ın metin yazarları, HDP’li Sırrı Süreyya Önder’in veciz sözünden fena halde esinlenmiş: “La bu solculer size ne etti?”

***

Alkol yasağı delindi
Malum, alkollü içecekler devlet protokolünden tamamen silindi. Hiçbir davette, kutlamada, resepsiyonda içki servis edilmiyor artık. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü maketinin üzerinde kuru pasta ikram edilen Saray’daki davette de alkol yoktu. Gerçi, “Envanterimizde var, isteyen olsaydı verirdik” açıklaması yapıldı ama pek inandırıcı gelmedi açıkçası.

Neyse biz konumuza dönelim, efendim Ankara’daki bu örtülü alkol boykotu kırıldı. Bağımsızlığıyla ünlü yargımız tarafından hem de… Adli Yıl açılışı için Yargıtay’ın TBMM Bahçesi’nde alkollü içecek servis edilmedi. Ama alkol yasağı delindi. Devletin resmi görevlisi, üretiminde bolca alkol kullanılan kolonya ile karşıladı konukları...