Geçtiğimiz hafta mail adresime bir yazı düştü. Okudum ve çok etkilendim.

Geçtiğimiz hafta mail adresime bir yazı düştü. Okudum ve çok etkilendim. Bu nedenle sizlerle de paylaşmak istedim. Bu yazı; ülkemiz gibi ortamlarda sıkça karşılaştığımız  birey tiplemeleri konusunda da  örnek olması açısından  ilgi çekici görünmektedir.
Dr. Serra Menekay Öncel tarafından kaleme alınan metni aynen aşağıda aktarıyorum.
“Dunning-Kruger sendromu-Psikolojide Nobel ödülü alan çalışma:
Psikologlar Justin Kruger ve David Dunning'in tarihe geçmelerine vesile olan teorileri özetle, "cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır" der.
Metin çözme, araç kullanma, spor gibi çeşitli alanlarda yapılan araştırmaların sonucunda şu bulgulara ulaşılmıştır:
-Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
-Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.
-Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.
-Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar..
Değerlendirme zaafı:
İki uzman daha sonra, bu teorilerini test etme fırsatı da buldular. Cornell Üniversitesi' nden 45 öğrenciye bir test yaptılar, çeşitli sorular sordular. Ardından öğrencilerden "testin sonucunda ne kadar başarılı olacaklarını tahmin etmelerini" istediler.
En başarısızların (yani sadece yüzde 10 ve daha az doğru cevap verenlerin), testin yüzde 60'ına doğru cevap verdiklerine, ayrıca iyi günlerinde olsalar yüzde 70'e ulaşabileceklerine inandıkları ortaya çıktı.
En iyilerin (yani en az yüzde 90 doğru sonuç alanların) en alçakgönüllü denekler olduğu (soruların yüzde 70'ine doğru cevap verdiklerini düşündükleri) görüldü. (Not: Dunning ve Kruger bu çalışmalarıyla 2000 yılında Ig Nobel'de kazandılar.)
Çalışan, kendi kapasitesini değerlendirmekten ve eksikliğini teşhis etmekten acizdir. Ama asıl vahim  olan, bu "yetersizlik+haddini bilmeme" kokteylinin, mesleki açıdan, karşı koyulmaz bir itici güç oluşturması. Kariyer açısından bir eksiyken, artıya dönüşmesi.
İşinde çok iyi olduğuna yürekten inanan "yetersiz", kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve haddi olmayan görevlere talip olmaktan en küçük bir rahatsızlık duymayacaktır. Aksine bunu bir "hak"olarak görecektir.
Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar ise çalışma hayatında "fazla alçakgönüllü" davranarak kendilerine haksızlık edecekler, öne çıkmayacaklar, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmayacaklar, kıymetlerinin bilinmesini bekleyecekler (ve bilinmeyince için için kırılacaklar ve kendilerini daha da geriye çekecekler) ve muhtemelen üstleri tarafından "ihtiras eksikliği" ile suçlanacaklardır.
Sonuçta, "kifayetsiz muhterisler" (niteliksiz, yetersiz, eksik eğitimli, yetenekleri sınırlı, donanımsız olduğu halde bunun farkında olmayan, sadece kuru kuruya hırs sahibi olan insanlar için kullanılan bir deyim )  her zaman ve her yerde daha hızlı yükselecekler ve daha yukarılara çıkacaklardır. 
Etrafınıza bir bakın, uzmanlara hak verecek misiniz?
Ekleyecek bir şeye gerek yok sanırım...