Yazdıklarıyla gerçekten çok kişinin, özellikle kadınların yaşamını ciddi olarak değiştirdi Bell Hooks. Irkçılıkla, kapitalizmle mücadeleyle geçen bir ömürdü onunki. Sadece çok önemli, çok harika bir yazarı değil, aynı zamanda büyük bir feministi kaybetti dünya.

Dünya çok büyük bir feministi kaybetti

Mehmet ERDEM

Asıl adı Gloria Jean Watkins’i herkes bilmez. Kitaplarını Bell Hooks adıyla yazdı. Bu adla ünlü oldu, bu adla öldü. Ad dediğime bakmayın, mahlas olarak almıştır aslında, Çan Kancası anlamına geliyor, sanırım büyükannesinin adıymış bu. Yazarlık böyle bir şey işte, beğenmiş bu sıfatı, kendisine “yazar ismi” olarak alıvermiş. Ancak ben burada büyük harflerle yazdım ama o hep küçük harflerle yazdı bu mahlası. 69 yaşında öldü Bell Hooks. Müthiş bir yazardı, müthiş de bir kadın hakları savunucusuydu, önemli bir feministti.

Irkçılıkla, kapitalizmle mücadeleyle geçen bir ömürdü onunki. Bu konularla ilgili 30’dan fazla kitap yazdı. Feminizmin öncülerinden birine dönüşmesine yol açtı bu üretkenliği. İlk büyük eseri, 1981’de yayımladığı Ain’t I a Woman’dır (Ben Kadın Değil miyim?) ki, feminist yazında büyük eserlerdendir. Bu kitap 1992’de Publishers Weekly tarafından son 20 yılın en etkili 20 kadın kitabından biri seçildi.

1984'te Feminist Theory: From Margin to Center (Feminist Teori: Marjdan Merkeze), 2000’de All About Love: New Visions (Aşk Hakkında Her Şey: Yeni Vizyonlar) 2004'te We Real Cool: Black Men and Masculinity (Gerçekten Havalıyız: Siyah Erkekler ve Erkeklikler) adlı kitaplarıyla ırk, aşk, toplumsal cinsiyet temaları üzerinde düşüncelerini aktardı okurlarına. Sadece yazmakla kalmadı, bu çok ama çok önemli yazar, büyük bir mütevazılıkla 2004 yılından bu yana, doğduğu/öldüğü kent olan Kentucky’deki Berea College'da, ücretsiz eğitim veren bir liberal sanatlar kolejidir burası, ders verdi.

HAYATLARI DEĞİŞTİRDİ

Erkekler dünyasında, onların belirlediği kurallarla yaşayan kadınları da eleştirdi Bell Hooks. Şu ünlü kadın şarkıcı Beyonce’yi, bir magazin figürü diyerek görmezden gelmedi, aksine toplumun, özellikle genç kadınların üzerindeki etkisini bildiği için onun Lemonade adlı albümünü yerden yere vurdu. Sağlam yerden ama. Albümün “kolay yoldan kapitalist bir kazanç” amaçlı olduğunu yazdı, son derece yetkin cümlelerle hem de. Albümdeki bir şarkıda geçen özgürlük kavramını da diline doladı. “Gerçekten özgür olmak için sıkıntılardan kurtulmanın ötesinde en uygun yaşamı yaratma konusunda cesaretli olmalıyız” dedi. Yani zenginliğin, kolay yoldan para kazanmanın özgürlük getirmeyeceğini vurguluyordu.

Bell Hooks’u 2018’de Kentucky Writers' Hall of Famele (Kentuckyli Yazarlar Onur Listesi’ne kabul ettiler. Yaptığı konuşmada, yazdıklarının işe yaradığını gören bir yazarın mutluluğuyla şunları söyledi: “Şanslı bir yazarım; çünkü neredeyse her gün, yazdıklarımın hayatlarını nasıl değiştirdiğini söyleyen birinden bir mektup, bir telefon alıyorum.” Sadece kendini övme değildi bu, nerede saf tuttuğunu bilen biri olarak, yanılmadığının da kabulüydü. Çünkü yazdıklarıyla gerçekten çok kişinin, özellikle kadınların yaşamını ciddi olarak değiştirdi de.

Bir başka önemli kadın yazar Margaret Atwood’un, ölümü üzerine onun hakkında yazdıkları buna kanıt olabilir belki: “Bell Hooks, inanılmaz cesaretiyle, derinden hissedilen zekasını gözümüzün önüne serdi. Kendi sözlerini yaratarak sayısız kişiye de aynı şeyi yapmaları için ilham verdi. Cinsiyetçilik, cinsiyetçi sömürüyü, baskıyı sona erdirme davasına olan bağlılığı örnek teşkil ediyordu. Etkisi Amerika Birleşik Devletleri'nin çok ötesine geçti. Dünyanın her yerinden birçok kadın ona çok şey borçlu."

Ölümünden sonra hakkında bunları söyletmek ne büyük onur. Bir başka kadın yazar Candice Carty-Williams da “Bell Hooks, duyarlılıklarıyla bana çok şey öğreten, beni besleyen, beni meşgul eden bir yazardı. Ama hayatımı değiştiren, onun aşk üzerine yazdığı yazıydı” demekte çok haklı. Gerçek aşkı Bell Hooks Kadar güzel yazan olmamıştır belki de.

DÜNYANIN KAYBI BÜYÜK

Yaşadığı ülke olan ABD’deki “kültür savaşları” da konuları arasındaydı. Bu savaşların taraflarından biri olarak bu elbette doğaldı.

Bu savaşların geride kalacağına olan inancını korudu hep. Siyah bir yazar olarak başka şansı da yoktu zaten. Hem kadın hem siyah hem solcu olmak ABD’de, belki birçok yerde öyle çok da kolay bir iş değildir. Bu zorluklarla yaşanmış bir ömürdü onunki.

Romanlarındaki karakterleri “entelektüel titizlikle” oluşturulmuş karakterlerdi denir. Hooks’a göre aşk daha çok etkileşimli bir süreçti. Standart bir sevgi tanımının kişinin hem kendisi hem de başkaları için ruhsal gelişimi içermesi gerektiğini ileri sürmüştü. Yani ilk görüşte “aşk” gibi tanımlamalara itibar etmezdi.

Buradan yola çıkarak bir kadın tanımı da vardı elbette. Aşkın sarıp sarmaladığı “kurbanlar” değildi Hooks’un kadınları.

Sadece çok önemli, çok harika bir yazarı değil, aynı zamanda büyük bir feministi kaybetti dünya.

Dünyanın ne çok kaybı var.